Sevinç Özgün...Üzüntüm hergeçen gün artıyor ve bir o kadar da utançla katlanıyordu.Ama artık bunlarla yüzleşme vaktim gelmişti.Ve bunun içinde okula gelmiştim.Sınıfa girince mideme kramplar girmeye başladı.Can sınıftaydı ve göz göze gelmiştik.Katlanamadım ve ondan gözlerimi ayırarak sırama doğru yürüdüm.Sıramda bir kız oturuyordu.Kalkması için omzuna dokundum ve konuşmaya kalmadan karşılaştığım manzara karşısında şok oldum.Bu Gökçe'ydi ve uyanmıştı.'Gökçe' dedikten sonra dengemi kaybedip yere yığıldım.Sonra gözlerim kapanmaya başladı.
Gözümü açtığımda bir hastane odasındaydım.Karşımda Gökçe,Can ve Hazal meraklı gözlerle bana bakıyordu.Gökçe yanıma yaklaştı.
"Geçmiş olsun Sevinç.İlk başta seni tanıyamadım.Ben komadayken gelmişsin.Can bana seninle ilgili her şeyi anlattı."deyince kalbim hızlanmaya başladı.Tedirgin bir sesle
"Her şeyimi?"dedikten sonra başını salladı.
"Evet her şeyi.İşte senin hayatını kurtardığını sonra ziyaretime geldiğini anlattı"dedikten sonra kafamı Can'a çevirdim.Acıyan gözlerle bana bakıyordu.Kendimden çok utanıyordum.Can
"Doktor Sevinç'in taburcu olduğunu söyledi.Siz dışarda bekleyin bende işlemleri halledeyim"deyince ikiside başını onaylarcasına salladı ve dışarı çıktılar.
"Şimdi bana her şeyi baştan sona anlatıyorsun Sevinç Hanım.Ne bu aşk mevzusu?"deyince boğazıma yumrular oturdu yutkunamaz oldum.
"Sevinç bir açıklama istiyorum senden"dedi.Bütün cesaretimi toplayıp
"Evet ben sana aşık oldum Can"dedim.İsteksiz bir şekilde gözlerimden yaş gelmeye başladı.
"Artık dayanamıyorum.Atmaya çalışıyorum ama bir türlü gitmiyorsun aklımdan.Kendimden nefret ediyorum"deyince sinirli bir bakış ataraktan.
"En kötü anımda hayatıma girdin yoldaş olmak için şimdi gelmişsin sana aşığım mı diyorsun.?"dedi ve kapıdan çekip gitti.Göz yaşlarımı birden salıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Gökçe Yıldız...
Sınıfa doğru yürürken karşıma Buse çıktı.İlk gördüğünde ağzı açık kalmıştı.Herkesin üzerinde bir şok etkisi yaratmıştım.
"Ee uykunu alabildin mi Gökçe?"
"Alabiliniyormuymuş diye öğrenmek istersen seni komalık olana kadar dövebilirim he ne dersin? Hem sende merakını gidermiş olursun."dedikten sonra acıklı gözlerle bana bakmaya başladı.
"Ya yazık senin olanlardan haberin yok tabii.Çok sevdiğin Can sen komadayken duramadı kendine yeni sevgili yaptı biliyormuydun?"dedi.Bunu gerçekten yapmış mıydı?Bana gerçekten ihanet etmiş miydi?Karşıdan Can yanıma geliyordu.Hızla ona doğru yürüdüm ve
"Şu bana bahsetmediğin sevgilinin adını soyadını alabilirmiyim acaba?"dedim.Anlamamış gözlerle bana baktı.
"Ne sevgilisi ya? Kimden bahsediyorsun Gökçe?"Buse'nin
"Dur ben söyleyeyim adını.Sevinç"demesiyle başımdan aşağıya sular döküldü.Can'a döndüm
"Bugün hastaneye götürdüğümüz Sevinç olmadığını söyle bana"dedim Can'a.
"Üzgünüm ama maalesef o"diyerek olaya yeniden atladı Buse.Son gücümle Can'a bir tokat atıp
"Sahtekar herif.Allah cezanı versin.Tabi ya.İşlem ayağıyla onunla başbaşa kalmak için yalan söyledin dimi?Nerede bu kızın evi hemen söyle bana"dedim.
"Ben biliyorum beni takip et"dedikten sonra peşinden gitmeye başladım Buse'nin.Can her ne kadar arkamdan seslensede aldırmadan devam ettim yoluma.
Kapısını sertçe çalmaya başladım.Kapıyı hizmetçi açtı.
"Sevinç nerede?!!"diye bağırdım.Konuşmaya fırsat kalmadan Sevinç geldi.Hızlı adımlar ona yaklaştım ve ellerimi saçlarına teslim ettim.
"Ya sen ne kadar pislik bir insansın.Sen benim sevgilime insana nasıl aşık olabiliyorsun"dedim.Cevap vermiyordu.Sadece ağlıyordu.Hem de hıçkıra hıçkıra.Ama inanmayacaktım onun timsah göz yaşlarına.
"Ama siz daha durun.Bende Gökçe'ysem size hayatı darmadağın edicem.Bana oyun yapmak neymiş öğreteceğim size.Fırtına öncesi sessizlik bunlar"dedikten sonra elimi saçlarından çekip arkamı döndüm ve yürümeye başladım.Sevinç arkamdan kolumu tuttu.
"Gökçe sandığın gibi bişey yok.Evet ben Can'a aşığım ama Can beni sevmiyor"
"Allah belanı versin"dedikten hızlı adımlarla yola koyuldum.
Sevinç Özgün...
Herkesle kopmuştum.Kimse sevmiyordu artık beni.Ellerinden gelse bir kaşık suda boğacaklardı.Babamla birlikte masada yemek yiyorduk.Daha doğrusu babam yiyordu.Bunca yaşadıklarımı düşündükçe boğazımdan lokma geçmiyordu.
"Kızım sen çok seversin köfteyi yesene"diyen babama çevirdim yüzümü.Sanırım bu hayatta beni düşünen tek insan o kalmıştı.Kendimden nefret ediyordum.
"Baba beni asla unutma tamam mı?"dedim babama.Şaşkın ifadelerle
"Kızım o nasıl bir konuşma öyle.Bir yere mi gidiyorsunki?"dedi.
"Yarını belli mi olur.Ben yinede söyleyeyim dedim.Neyse ben yatıyorum iyi geceler"dedim ve ona sıkıca sarıldım.
"Seni çok seviyorum baba"dedim
"Bende seni çok seviyorum bebeğim"dedi.Ağır adımlarla odama ilerledim.
Bir tane kağıdı elime alıp Gökçe'ye mektup yazmaya başladım.Onların benim yüzümden mutsuz olmasını istemiyordum.Yazdıktan sonra dolabımı açıp eski bir elbiseyi alıp üzerime giydim.Banyonun kapısını açıp içeri girdim.Kuveti sonuna kadar suyla doldurup içine oturdum.Elime aldığım jileti bileğime götürdüm.Bileğimdeyken yaşattıklarımı gözlerimin önünden geçirdim ve bunu yapmam gerektiğini düşündüm.
Hoşçakal Hayat...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Aşk 2
Teen FictionKaza sonucu komada kalan Gökçe, aşka yelken açan Selim ve Hazal, Can'ın acısını biraz olsun dindiren Sevinç.Onlarla uğraşmaktan 1 dk. olsun bıkmayan Buse.Tesadüf Aşk 2'de sizleri neler bekliyor?