▽ 1. Bölüm ▽

84 10 11
                                    

Selamun Aleykum Arkadaşlar. İlk kitabım, heyecanlıyım. Yazım yanlışları için hakkınızı helal edin. Umarım beğenirsiniz.

▽ ▽ ▽ ▽

Geçmişi hakkında hiçbir bilgiye sahip olmamak berbat bir duygu. Ya da ömür boyu sahip olduğum ismi annem babam yerine bakıcıların koymuş olması. Neyse ki, 14 yaşında beni evlatlık alıp Hollanda'ya götüren ailem bana ismimi seçmem için bir şans tanımıştı. Nereden buldum bu ismi bilmiyorum ama sanırım 14 yaşımdan sonra hayat yüzüme gülmeye başlamıştı Elhamdulillah. En azından bir kaç yıl. Neden Hollandalı zengin bir iş adamı Türkiye'de bir yetimhaneden çocuk alsın ki derseniz, kaldığım yetimhane sınavla çocuk alan özel bir yerdi. Üvey dedem Türk ortaklarla bu yetimhaneyi yaptırırken, burada ölüyor. Ardından babam holdingin başına geçiyor. İlk başta yıkmak istiyor ama dedemin burada inşaat sırasında ölmesi onu bu fikirden vaz geçirtiriyor. Yetimhane tamamlandıktan sonra her yıl teftişe geliyor ve o sıra bacağını kıran bir kuşa küçük bir kızın yardım ettiğini görüyor. Tabi ki benim o kız . Kuşun bacağını bahçede bulduğum çer çöple sardığımı görünce merak ediyor beni. Sonra yanına çağırıyor. O zamanlar mavi gözlü, simsiyah uzun saçları olan bir kızdım. Övünmek için söylemiyorum ama sanırım güzel, zeki ve merhametli bir çocuk olmamdan etkilenen babam beni evlatlık alıp yetiştiriyor. Cana yakın olmam sayesinde Hollanda'ya kısa sürede alışmıştım. Daha sonra 17 yaşında üstüme düşen bir vazife olarak tesettüre büründüm. Aslında daha önceden kapanmam gerekirdi fakat taşınmam ve ortama alışmam, çekingenlik evremi atlatmam derken Allah affetsin bir türlü nasip olmamıştı. Kapanmıştım evet. Fakat işler umduğum gibi gitmemişti. Ailem, belki bana destek vermişti ama dışlandığım yer çevremdi. Pek de umursamıyordum onları. Hatta bana gerikafalı demelerine sinir olduğum zamanlar kendimi tutamayıp ağızlarının payını veriyordum. Bir ara şirket yemeğinde babamın eski ortağının oğluna öyle bir haddini bildirmiştim ki: magazine manşet olmuş, haberleri gören babam gülerek 'seni ilk gördüğümde de böyleydin' kızım demişti. Lakin sıkılmıştım. Tek arkadaşım 19 yaşımda olmama rağmen babamın eski ortaklarından birinin oğlu olan 7 yaşındaki Louis'di. Aslına bakarsanız Türkiye'ye oranla burada çocuk ve genç nüfus çok azdı. Ailelerin en fazla bir ya da iki çocukları olurdu. Louis'e gelirsek, bu komikti belki. Aslında benle arkadaş olmak isteyen bir sürü çocuk vardı o kadar da dışlanmıyordum fakat ortaokuldan sonra hiç de içimden gelmemişti. Büyümenin altın zararı sanırım. Uzun uzun düşüncelere dalıp gitmişken odamın kapı çaldı.

"Laden, girebilir miyim kısım?"

Babamdı gelen. Türkçe de içinde z harfi olan kelimeleri doğru telaffuz edemezdi. Bu komik ama sempatikti. Evde kaldığımızda genelde Türkçe konuşurduk. Dışardaysa İngilizce.

"Tabi, baba."

Yavaşça odaya girip yanıma geldi. Balkonumdaki masada kahve içiyor, kitap okuyordum. Pek odaklanamasam da.

"Yarın bir yemek var yine kısım."

Hollanda da büyük ailelerde saygı önemliydi. Bu yüzden konuşurken yüzüne bakıyordum. Ama bir an yüzünü benden ayırıp az önce daldığım yere uzaklara baktı o da. Sanırım benden bir şey isteyecekti. Yemekle ne ilgisi olduğunu merak ettim.

"Ne oldu baba. İlk yemeğe gidişimiz değil ya?!"

"Hayır kısım, bu yemek bizim için ayrı bir önem arz ediyor. Hollandaki gençlerin seni anlamadığı için çok fazla arkadaşın olmadığını söylüyorsun. Yarınki yemeğe yeni ortağımızın oğlu da katılıyor. Hollanda'ya yeni taşındılar. Ve bir de yarın bizim konuklarımız olacaklar. Senden ona misafirperver davranmanı istiyorum."

Babama gözlerim kocaman kocaman baktım. Arkadaş konusunda sıkıntım yoktu. Ben tamamen şokumu atlatıncaya kadar babam omzuma elini desteklercesine koyup usulca odadan çıkmıştı. Bu da neydi böyle? Kafamı masaya yaslayıp derin bir nefes aldım. Yarın ne halt edecektim ki ben. Allah'ım bir de erkek. Ne olur sen bana yardımcı ol. Ben yemek istetirken bile sırf telefondaki erkek diye utanan biriyim ne yapacaktım ki? Daha fazla dayanamadan aşşağı inmeliydim. Ya da ani bir fikir değişikliğiyle çantamı ve kartımı alarak alış-verişe çıkmaya karar verdim.

Geç Kalmış Mevsim RenkleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin