"Benim işim bu..."
Ahh evet gene başlıyorlardı Murat'ın bitmek bilmeyen kapı önü sürprizlerinden biri daha gerçekleşecekti. Murat özel olarak ona dediğini düşündüğü 'Merhaba' sözüne tıpkı İnci gibi neşe ile cevap verdi.
Karşısında durmuş ve ona bakıyor olan İnci'ye bir süre daha baktı. Cevap vermeyeceğini anladığı ve tam konuşacağı esnada İnci hızla merdivene doğru yöneldi eski ve görkemli bir apartmanda oturuyordu.
Demir korkuluklara koyduğu kolundan yakalayan Murat 'Bana cevap vermeyecek misin İnci.' Diye bıkmış bir halde sordu.
İnci gözlerini devirdi ve ukala bir tavırla
'Tabiki de HAYIR!'
dedi son kelimeyi vurgulayarak. Murat şaşkın bir bakış ile
'Kızması gereken ben değimliyim? Sen beni kovdun!'
dedi. İnci umursamaz bir gülüş attı ve
'Sende beni kandırdın!'
dedi. Murat irileşen yeşil gözleri ve bir erkeğe göre biraz ince olan havaya kalkmış kaşları ile sevimli bir ifade ile
'Kadınlar romantik erkeklerden hoşlanır İnci.'
Dedi. İnci hızlı şekilde
'Bu romantik falan değildi. Ahh... tabi yaa bir öküz romantik olmaktan ne anlarki orada dakikalarca seni bekledim ben en kötüsü bir masa dahi ayırtmadığın için garsona rezil oldum!'
dedi. Murat düşünmeden küçük bir kahkaha attıktan sonra kendisini toparladı ve konuşmaya başladı
'Pardon ben çok özür dilerim ama bu gerçekten komikti.'
İnci kurumuş dudaklarını şaşkınlıkla hafifçe açtı ve
'Hala gülmeyi nasıl başarabiliyorsun? Senin için komik olabilir ama benim için küçük düşürücü!'
dedi. Ahh gerçekten ne yapıyordu ki bu adam bu konuşma nereye gidiyordu böyle?
Söz sırası Murat'a geçmişti
'Peki bu romantik değildi de ne idi?'
diye sordu. İnci bu soruyu es geçti ve
'Senin burada ne işin var?'
diye bir soruda o sordu Murat
'Soruma soru ile cevap verme. Önce ben sordum.'
İnci tehdit dolu bakışlarla
'Ya cevap verirsin yada giderim.'
Dedi. Murat merdivenin basamağına oturup dirseklerini dizlerinin üzerine koydu ve ellerini yere sarkıttı. Kafasını kaldırmadan ayakta duran İnciye baktı ve
'Burada yaşıyor olduğum için olabilirmi?'
dedi. İnci kendinden aşağıda duran Murat'a küçümseyen bakışlarla baktı ve
'5 Murat komşu. Ahhh lütfen buda bir şaka olsun çünkü kalbim bunu kaldırmayacak.'
'Şaka olsa bu saatte burada ne yapayım?'
diye sordu İnci düşünür gibi elini çenesine koydu ve bir süre baktıktan sonra
'Kız arkadaşının evinde kalmış olamaz mı sın?'
diye sordu. Murat sinir bozucu kısa bir kahkaha atıp İnciyi yanıtladı
'Geniş bir hayal gücün var İnci bunu değerlendir.'
'Ciddi olamazsın yaa...'
dedi ve gelmeyen cevabını daha fazla beklemeyerek
'Bu kadar oyun yeter ben gidiyorum.'
Dedi ve arkasını dönüp az önce gitmek üzere iken Murat tarafından gidişinin engellendiği merdivenler doğru ilerlemeye başladı. Murat oturduğu soğuk merdiven basamağından kalkıp olduğu yerden donuk bir ses ile
'İnci!'
dedi. Olduğu yerde hızla dönen İnci hiddet ile
'Ne var?'
diye bağırdı tiz sesi apartmanın içinde biraz yankılanıp kaybolup gitti.
Murat bir tebessüm ile
'Ne denmez efendim?denir.'
'Hah sen benim efendim falan değilsin.'
Deyip saçlarını arkaya savurttu.
'Bir oyuncu ile arkadaşlığın en zor yanı nedir bilirmisin?'
diyen Murat'a İnci'nin cevabı kuru bir
'Hayır..' oldu.
'Oyuncunu işi duygularını saklayıp farklı yansıtmaktır ve içinden ne geçerse geçsin duyguları hisleri ne olursa olsun, bunları kimseye belli etmeyip hissetmek istediği duyguyu yaşamaktır. Bu yüzden eğer o senden duygularını gizlerse ona inanırsın. Çünkü öyle gözükür inanmaktan başka hiçbir çaren yoktur. İçinde hep bir şüphe kalır gerçekmiydi? yoksa yalanmı? Diye düşünür durursun.'
İnci birbirine yapışmış olan dudaklarını yavaşça ayırdı ve konuşmaya başladı
'Peki sen bir senarist ile arkadaşlığın en zor yanı nedir bilirmisin?'
'Hayır'
'Senaristin işi senaryolar yazmak kurmaca şeyler yapmaktır. Ve senaristte bazen seni kandırır. Oysa o oyunculuğundan ödün verse bile onun yalanını hiç anlayamazsın. Hiçbir mantık hatası yakalayamazsın hiçbir açığını bulamazsın. Çünkü o her şeyi düşünür planlar ve öyle yapar. Ve sende ona inanmaya mahkum kalırsın.'
Dedi ve sözlerini bitirdi. Murat hafifçe ona doğru yaklaşırken her iki elinden de yakaladı. Suratları ve bedenleri birbirine son derecede yakındı burunları birbirine dokundu ve bu anda her ikisi de gözlerini kapattı.
Dudakları hafifçe birbirine dokundu ve ayrıldı. Bununla sınırlı kalmamak istiyordu her ikisi de ama cesaret edemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunbaz ve Düzenbaz
RomanceGenç ve güzel bir oyuncu ile yakışıklı bir senaristin aşk hikayesi. Beklemezken oluverir bazı şeyler diye başlıyor hikayeleri. Peki nasıl geliyor ilerisi? Galiba pek konuşmamam gerek yoksa hikayeyi okumanızda bir sebebi kalmayacak.