''Kim o?'
diyerek yattığım yerden kalktım
'oda servisi.'
Diyen sakin ve tatlı sesi işitince meraklandım kimdi acaba? Diye düşünürken bir yandan elimdeki lastik toka ile saçlarımı topluyor ve lavaboya doğru gidiyordum. Ellerimi ve yüzümü yıkayıp kapıyı hafif aralıklı bir şekilde açtım.
Fal taşı gibi açılmış mavi gözlerimle karşımda duran Murat'a baktım.
'Vay canına lobide çarpıştığım öküz, yönetmenimin oğlu, dizimin senaristi ve şimdide kaldığım otelin çalışanımı oldun? Bizde okeye dördüncü arıyorduk.'
Murat yapmacık bir şekilde güldükten sonra bir adım yaklaştı ve
'İlk üçü doğru hatta öküzüde kabul etmiyorum ama otelin çalışanı sadece bir sürpriz için.'
Saçlarımı lastik tokadan kurtarıp omzumdan sarkacak şekilde yana attım ve kafamı öne eğip konuşmaya başladım.
'Konumuza dönelim neden buradasın?'
Murat yere eğdiğim çenemi tutup yüzümü gözlerimi görebileceği kadar kaldırdı ve içten gülümsemem sonucu ortaya çıkan derin gamzeme baş parmağını koyup nazikçe sevmeye başladı.
'Çünkü ben senden özür dilemek istiyorum o gün için ben biraz gergindim ve sinirimi senden çıkarttım. Affet beni.'
Elimi hala çenemi tutan Murat'ın elinin üzerine koydum ve romantik bir konuşma bekleyen muratı büyük bir hayal kırıklığına uğratarak.
Tuttuğum elini hızla indirdim ve
'Vay canına öküzlerde mi özür dilerdi?'
diye sordum yeni bir şey öğrenen küçük bir kız çocuğunun merak ve heyecanıyla. Murat yeşil gözlerini devirdi ve
'Sadece buraya mı takıldın?'
diye sordu. Yapmacık bir gülümseyişle
'Aslındaaa... Evet.'
Dedim.
'İçeriye girmek istermisin?'
'Davet edersen evet.'
biraz düşündükten daha sonra
'Biraz bekle.' diyip kapıyı kapattım.
Her yere düzensizce saçılan eşyaları toparlayıp üstümdeki pembe askılı pijama yı ve beyaz çiçekli şortu çıkartıp üzerime düzgün bir şeyler giyip kapıyı açtım.
Ama karşımda görmeyi beklediğim Murat kapıda yoktu olması gereken yerde ise karton bir torba vardı.
Torbayı alıp merakla açtım ve önce içinden çıkan kağıdı okudum
'Beni affetmen ve seni daha iyi tanımam için bir akşam yemeğine davet ediyorum saat 20.00da orada ol (istersen)'
yazıyordu ve altında da bir adres. Daha sonra paketi açtım ve çıkan ikinci notu okudum.
'Bileğin yanmıştı umarım iyi gelir .'
yazıyordu ve içinde ise bir buz torbası var dı. Torbayı alıp mutlulukla içeriye girdim.
Saat 20.00
Tamamen hazırdım ve görünebileceğim en iyi şekilde görünmeyi başarmıştım. Buluşma yerinde durmuş kapıya bakıyordum taxi şoförünün kalın sesiyle kendime geldim ve parasını verip onu gönderdim.
Kapıdan içeriye bakıp Murat'ı aradım oysa olması gereken yerde ve olması gereken masada yoktu.
Beklemesi gereken ben değildim Murat'tı. Kimseye görünmemeye çalışarak lavaboya gittim ve orada bekledim makyajımı 3 kez tazelemiştim ve tam 30 dk geçirmiştim. Bu kadar bekleme yeter düşüncesi ile içeriye gittim ama Murat hala orada değildi.
Garsona ayırttığım masaya gitmek istediğimi ve bana göstermesini söyledim garson Murat'ın adına ayırtılmış bir masa olmadığını söyledi. Küçük düşmenin utancı ve Murat'a olan sinirimle hışımla oradan çıktım.
Otele gidip odama girdim ve gördüğüm manzara ile susup kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunbaz ve Düzenbaz
RomanceGenç ve güzel bir oyuncu ile yakışıklı bir senaristin aşk hikayesi. Beklemezken oluverir bazı şeyler diye başlıyor hikayeleri. Peki nasıl geliyor ilerisi? Galiba pek konuşmamam gerek yoksa hikayeyi okumanızda bir sebebi kalmayacak.