Unexpected [for Reyna]

80 9 47
                                    

Çok ciddiye almadan okuyunuz.  Saçmalık mod: on. (Bu arada kuzum, olay akışının içine ettim. Evinizi bilmiyorum ama onu da anlattım,,,,, Ya basitçe uzun bir koridor var gibi düşün dklskjfsdkhjd bir de kolaj battı ama dsjflsdv)

-

Oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı. Evde yalnız başına kalmaktan korkacak değildi, asla. Sadece geceleyin tek başına kalmanın tüm yaratıkları eve davet etmek anlamına geleceğini bilecek kadar çok Supernatural bölümü izlemişti. Tuzu ve mutfaktaki çekmeceden kaptığı demir bıçağı yanındaydı. Almıştı, evet. Sonra üzülmektense tedbir almak daha iyi diye tekrarlamıştı kendi kendine malzemeleri alırken. Bu yaptığını biri görecek olsa ona hangi gözle bakacaklarını merak ediyordu. Her şeyi tastamam yanına istiflemişti ve tekrar bilgisayarının başına geçmişti. Eksik bir şey yoktu-

Ama içinde o Winchester cesaretini bulamıyordu, kendi kendine çalışan ve her seferinde onu yerinden sıçratan oyuncak arabanın da pek bir yardımı olmuyordu.

"Yemin ederim ki..." diye mırıldandı Reyna araba öne arkaya bir hareket yapınca. Bilgisayar onun aklını bu gece dağıtamamıştı, yeni gelen yorumları okumak ve arada sırada telefonuna gelen mesajlar dışında onu meşgul tutacak pek bir şey yoktu. Dizi izlemeyi denedi. Başladığı her bölümü ilk on dakika içinde kapatınca bu planının suya düştüğünü anladı. Kitap okumayı denedi. Ruhlar Kütüphanesi'ne başlamak istiyordu uzun süredir, eli ona gitti. Bu atmosferde okunacak son kitap olduğunun farkındaydı ama tekrar o dünyada kaybolmak istiyordu. Yapamadı. Aklı sürekli başka bir şeye takılıyordu, üstelik Lily'e sözü vardı. Yaz tatili gelince birlikte okuyacaklardı. 

Oturduğu koltuktan kalkıp evin diğer kısımlarına doğru ilerledi. Bu arada ses çıkarıp hareket eden oyuncak kayıplara karışmıştı, Reyna onu bulmaya pek de hevesli değildi aslına bakarsanız. Onun içine bir şey girdiğinden son derece emindi, hatta tuz dökmeyi bile denemiş olabilirdi. (Yani siz öyle bir durumda olsaydınız siz de denerdiniz!)

Odasının kapısının önüne  gelince bir ses duyduğunu sandı. Bir 'pop' sesiydi, bir yerden bir yere ışınlanırken duyacağınız türden bir ses. Az önce çıktığı odanın oradan geliyor gibiydi, hafifçe titremekten kendini alamadı. Sesi oyuncak arabanın çıkardığını saymaya karar verdi; hoş, onun çıkaracağı bir ses değildi ya. Tam kendini yatağa atıyordu ki bir ses daha duydu, bu seferki bir çarpma sesiydi. Bunu dikkate almayacak değildi, gecenin başından beri üzerinde olan o anlamsız korkuyu artık iyice hissediyordu. Kalp atışları hızlandı ve bir adım attı.

İşte başlıyoruz.

Kendini bölümün başladıktan beş dakika sonra ölen o masum ve çoğu zaman safdil insanlardan biri gibi hissetmesi tesadüf değildi. Elindeki işlemeli tuzluk ve pembe saplı demir bıçak onu gerçeğe döndürmeye yeter de artardı eğer gerçekten korkmuş olmasaydı. O gerçek dünyada yaşıyordu. Muhtemelen duyduğu şey de sadece bir eşyanın genleşmesiydi, o değilse de rüzgardı.

Ama biliyordu ki böyle şeyler asla rüzgardan olmazdı. 

Bıçağı daha sıkı kavradı ve koridorun sonuna göz attı. Işığı açmayı unuttuğu için o taraf karanlıktı. Mükemmel. Daha ne isteyebilirdi? Sakin olmalıydı. Orada onu bir şeyin beklemediğine dair tüm kitaplığı üzerine bahse girebilirdi ki bu da az uz bir şey değildi. Derin bir nefes aldı.

Hayatına biraz aksiyon katmaktan zarar olmazdı, değil mi? 

Sırtını dayadığı odasının kapısından çekti ve elinde pembe saplı bıçakla karanlığa doğru-

LOSEchestersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin