1. Bölüm

485 32 12
                                    

Sabah. Uyandı Yıldız, gidip yüzünü yıkadı. Biraz da olsa açılmıştı. Kimsenin uyanmadığını fark edince odasına geri döndü. Cam'ın  kenarına geçip, seyre daldı. Çok vakit geçmeden kapı açıldı. Yıldız Ali Kemal'in uyandığını düşündü. Yanılmadı da. Camdan bakarken Ali Kemal'in geçtiğini gördü. Nereye gidiyordu ki bu saatte hiç bir şey yemeden. Nereye olabilir di ki tabiki de meyhane'ye.

(Biraz yıldız anlatsın)

Yıldız'dan
Ali Kemal benim için çok şey ifade ediyordu. Onunla öz kardeş olmadığımızı en başından beri biliyordum. Küçük yaşlardayken Ali Kemal'in bende bu kadar büyük bir değeri yoktu. Zaman geçtikçe büyüdükçe hayran olmuştum ona. Onun da beni sevdiğini biliyordum. Daha doğrusu hissediyordum ama neden söylemiyordu neden?  bu kadar mı cesaretsizdi. Karşısına çıkıp bağırmak haykırmak istiyordum ama kaç kere denediysem söyleyemedim. Hep ben seni diyor gerisini söyleyemiyordum. Kelimeler boğazıma düğümleniyordu. Ama en azından ben deniyor çabalıyordum. O neden hiç bir şey yapmıyordu.

O sırada Hilal uyandı.

- Günaydın abla

Yıldız gülümseyerek.

- Günaydın Hilal. Dedi.

-  Sen ne zamandır uyanıksın?

- Eh pek uzun sayılmaz. Neyse hadi kalk da annemlerin yanına gidelim. Hastaneye geç kalacağız.

- Peki abla.

Yıldız ve Hilal birlikte aşağıya indiler. Kahvaltılarını yapıp hastaneye gittiler.

Yıldız Ali Kemal'i düşünmüyordu. Kendini görevine vermişti.O sırada işi bitmişti. Şu an boştaydı. Kardeşi Hilal yanına gelip:

- Abla ben uzun zamandır yazı yazmadım. Ne yapacağız?

( Bu arada Yıldız da böyle Hilal gibi Vatanperver ve o da yazı yazıyor Vahide İksal olarak ama Vatanla ilgili yazmıyor.)

- İyi hatırlattın bende yazmamıştım bu akşam herkes uyuduğu zaman biz yazma işini hallederiz.

- Tamam abla.

Kısa süre sonra Ali Kemal hastaneye gelmişti. Yıldız'ın yanına gitti.

-Nasılsın, dedi.

Yıldız soğuk bir tavırla,

- İyiyim, dedi.

- Hayırdır ne için geldin?

- Uğradım işte bir nedeni mi olmalı.

- Peki o zaman beni meşgul ediyorsun ilgilenmem gereken bir sürü insan var. Hem sen sıkılmışsındır. Sabah o erkenden gittiğin yere gidebilirsin.

Dedi ve Ali Kemal'in yanından uzaklaştı Yıldız.

Ali Kemal'den

Yıldız'ın benimle bu kadar soğuk konuşması böyle sözler söylemesi beni de üzüyordu. Aslında ben oraya onu görmeye, sesini duymak için gitmiştim. Onu en başından beri seviyordum. Hep söylemek istiyorum ama söyleyemiyordum. Ama benim içimde yaşadığım duyguları onunda anladığını farkettiğini biliyordum. Çok seviyorum onu. Onun bir gülüşü her şeye bedel. Ben aşk'ın ne olduğunu onda öğrendim. Bu güzel duyguyla o tanıştırdı beni. Yıldız benim ilk ve son aşkım. Onun olmadığı bir düşüncem bir hayalim yok.  Ne güzeldi gözleri, o güzel yüzü, bir bakışı ömre bedeldi benim için. Bu durum artık böyle gidemezdi. Benim artık hislerimi, aşkımı Yıldız'a anlatmam lazımdı. Karar verdi. ne olursa olsun en yakın zamanda Yıldız'a her şeyi anlatacağım.

Akşam olmuştu. Yıldız, Hilal ve anneleri Azize evlerine​ varmışlardı. Mirliva Tevfik de eve gelmişti. Akşam yemeğine kadar kızlar odalarına çekilmişlerdi.

Yıldız'dan

Ali Kemal nerde kaldı ki. Of  Ali Kemal Of. Nerdesin nerde niye beni merakta bırakıyorsun? Aa kapı açıldı. Galiba Ali Kemal geldi.Evet evet Ali Kemal geldi. Daha ne kadar gidecekti böyle ikimizde biliyorduk lakin söylemiyorduk. O söylesin söylemesin ben en yakın zamanda söyleyeceğim.

Akşam yemeği

Tevfik:  Bu Halit İkbal  en kısa zamanda yakalanıp idam edilecek. Artık bir çaresi bulunmalı.

Hilal: Ne çaresi Tevfik amca Halit İkbal'in ne zararı var?

Tevfik: Halit İkbal kuvvacılardan yana

Yıldız: Kuvvacılardan yana mı nasıl olsun öyle bir şey Tevfik amca.

Hilal kendini tutamayıp konuşmaya devam edince Azize Hilal'i ve Yıldız'ı bastırmakla yetindi.

Azize: Kızlar siz yemeğinizi yiyin.

Kızlar sustular yemeklerini yediler kalkıp odalarına geçtiler.

Aradan bir kaç saat geçmişti. Neredeyse herkes uyumuştu bir tek Hilal ve Yıldız kalmıştı. İki kardeş herkesin uyuduğuna emin olunca,

- Abla galiba herkes uyudu yazmaya başlayabiliriz.

- Tamam o zaman ben hemen bir su içip geliyorum.

Hilal başıyla onayladı. Yıldız tam kapıyı açtı ve aynı anda Ali Kemal de kapısını açıp odasının dışına çıktı. İkisi de karşı karşıya geldiler.

Ali Kemal'den

Fırsat bu fırsattı. Söyleyeceğim.

Yıldız'dan

Şu an her şeyi söyleyebilirdim. Ne olacaktı​ ki evet söyleyeceğim.

Aynı anda:

- Ali Kemal

- Yıldız

Merhaba arkadaşlar. Oy vermek​ 2 saniyenizi alacaktır. Eğer beğendiyseniz lütfen bir oyunuzu eksik etmeyin.

İmkansız Aşk   #YılKe# Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin