strese bağlıdır belki... ama iç çekip duruyorum.
ağlarsam daha iyi hissedeceğimi bilmeme rağmen.
neden böyle hissettiğimi sonradan anlamaya başladım
inkar etmeme rağmen...
bunu önceki kadar
kolay unutamayacağımı biliyordum...
her gün sehun'un evden çıkmasını bekler, o gittikten sonra kapısının şifresini bulmaya çalışırdım.
bugün de diğerlerinden farklı değildi.
her ne kadar şu ana dek olan her denememde başarısız olsam da.
yakında bulacak gibi hissediyordum.
elbet içlerinden biri doğru çıkacaktı.
"bu da değil.. o zaman budur."
"bakar mısınız?"
arkamdan gelen sesi duymayı beklemediğim için olduğum yerde sıçradım.
aracın içinden bana seslenen polisi görmemle soğuk terler dökmeye başlamıştım.
"haneye tecavüz vakaları arttığı için bu çevrede devriye geziyoruz. lütfen dikkatli olun."
onu kafamla onayladım.
tanrım. bir şey farketmemişti. şükürler olsun.
"teşekkür ederim. dikkatli olacağım."
polisin gitmesini beklerken o gitmek yerine gözlerini kısıp kafasını camdan çıkararak bana biraz daha baktı.
"ee. burası sehun'un evi değil mi?"
siktir. kelimenin tam anlamıyla sıçmıştım.
"kim o?"
yanındaki diğer polis de kafasını uzatıp şüpheyle bana bakmaya başladığında korkuyla yutkundum.
"sadece tanıdığım bir çocuk, taehyung. o taşındı mı?"
tekrar bana yöneltilen soruyla kaskatı kesildim.
hemen bir yalan uydurmalıyım.
düşün, byun baekhyun...
düşün...
arabanın kapısı açıldı ve adının taehyung olduğunu öğrendiğim polis bana doğru gelmeye başladı.
"pardon, burası sizin eviniz mi?"
ona aptal aptal bakmayı sürdürürsem tüm foyam ortaya çıkacaktı.
"ben kuzeniyim. sehun'dan almam gereken birkaç şey vardı."
lanet.
ben böyle deli gibi titrerken bana asla inanmaz.
kafasını salladı.
"size iyi günler o hâlde."
"t-teşekkürler."
huh.. ucuz atlattım.
aylarca uğraşmamın böyle çöpe gitmesi berbat olurdu.
şimdiki polislerde sahiden aptalmış.
bir beyinsiz bile yalan söylediğimi anlardı.
şifreyi girmek için kafamı tekrar makineye doğru çevirdim.
makinenin üzerindeki yansımada neden hâlâ o polisi görüyorum?
neden gitmiyor bu adam?
yoksa? ama iyi günler demişti.
ah. zaten bu yalana inanmasını beklemek aptallık olurdu.
eğer dönersem, beni kesinlikle gözaltına tıkacağını bildiğim için arkama bakamadım.
sadece sonuncu kodu bulup eve girmeliydim.
kod kesinlikle bu olmalıydı.
titreyen ellerimle hızlıca tuşlara dokundum.
61048
"ding dong. beş kez hatalı giriş yaptınız."
hayır. hayır. hayır.
hata yapmış olamam.
imkanı yok.
pekâlâ. sadece bir kere daha denemeliyim.
61047
"ding dong. 6 kez hatalı giriş yaptınız."
lanet olsun. titreyen ellerim yüzünden kodu düzgün bir şekilde giremiyordum.
son bir kez daha.
61045
"klik."
tanrım. çok teşekkür ederim.
açılan kapıyla arkama bile bakmadan içeri girdim ve hızlıca kapıyı kapattım.
"şifre 61045'miş. ucuz atlattım.."
şu an
sehun'un evindeydim.
gözlerime inanamıyorum.
"sehun birkaç saat önce buradaydı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killing stalking ‧ sebaek
Fanfictionbaekhyun âşık olduğu adamın gerçek yüzünü görür. cr. @reibells, 2017