'3'

532 27 4
                                    

Çıplak zemince, dizlerimi kendime çekerek öylece oturmuş bekliyor bir yandan da düşünüyordum. Bilinçaltım onun kanatlarının olduğunu söylüyordu ama ben buna inanmak istemiyordum. Bayılırken sadece o siyah parıldayan kanatları görmüştüm. Ah çok güzellerdi insanda dokunma isteği uyandırıyorlardı.

Kötü bir şeyin içerisindeydim. Üzerim kir pas içinde kalmış, açlıktan ve meraktan ölmek üzere burada bekliyordum. Bana bir iyilik yapıp ellerimi ve ayaklarımı bağlamamıştı. Ayıldığımda tektim fakat onun beni taşıdığını hissetmiştim.

Güçlü kolları ile beni hemen kaldırmış, taşımıştı. Ona dokunma isteğimi yok sayamayıp göğsüne kıvrılmıştım. Ah, resmen beni kaçıran ve kanatları olduğunu düşündüğüm çocuğun kollarında güvende hissetmiştim. Bu çok farklı bir histi, o kadar farklıydı ki..

Erkek arkadaşlarım olmuştu ilk öpücüğümü 4 yıl önce kaybetmiştim. Hatta benden daha fazlasını istemişti ama ben vermemiştim bu yüzden de yollarımızı ayırmıştık. Eğer verseydim yine beni bırakıp gidecekti. Onu sevdiğimi düşünüp beni bırakmasını istemediğim halde arkamı dönmüştüm. Bana yalvarmıştı ama kabul etmemiştim. Çünkü beni kullanacaktı ve beni kullanmasına izin vermeyecek kadar iradem yerindeydi.

Ama bu farklı his; beni benden alıyor, büyük mavi gökyüzünün sonsuzluklarına götürüyordu. Bir ormandaydım kuşlar ötüyor, deredeki su sesleri kulaklarımı dolduruyor, hafiften yağmur çiseliyor, ben ve o burun buruna birbirimize bakıyoruz. O siyah kanatlarını çıkararak beni sarıyor ve öpmeye başlıyor. Dudakları acele etmeyip dudaklarımın her santimini keşfediyor, beni benden alıyordu.

Elimi saçlarımın arasından geçirdim. Lanet olsun! Onu rüyamda görmüştüm. Bu yüzden bana bu kadar tanıdık geliyordu. İnanılmaz kokusu burnumu doldurduğunda hissediyordum.

Rüyada koku alınabiliyor muydu ki? Bildiğim kadarıyla hayır.

Ben onu rüyamda görmüştüm. İsmini bile bilmediğim bir çocuğu. Rüyadaki kanatlar.

Tanrım! Evet hatırlıyorum. 2 yıl önceydi, depresyona girdiğim ilk gün. Araba çarpmıştı bu yüzden hastanede kaldığım gece. Onu ilk o zaman görmüştüm camların arkasından bana bakıyor. Sonra onu tekrardan rüyamda gördüğümde, camların arkasından baktığını da rüya sanmıştım. Belki rüyaydı ama beni tanıdığını iddia ediyor. Bu bir şeyi açıklıyordu işte.

Beni takip mi ediyordu? Beni tanıyor muydu? O kimdi? Ah, daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Bu sorular beynimde dönüp duruyordu.

Beni nereden tanıyacaktı? Belki bunları bile uyduruyordum. Belki bunlar bile rüyaydı. Kendime çimdik attım ama uyanmadım.

Terlemeye başlıyor, nabzımı ağzımda hissediyordum.

Kapı açıldığında başımı yerden kaldırmadan sessizce ağlamaya devam ettim. Onun yüzüne bakamazdım. Önümde durduğunu hissettim ama başımı kaldırmadım.

“Sana yemek getirdim. Ye.” Dedi ama cevap vermedim çünkü ona kızgındım. Hayır yemeyecektim ne kadar aç olursam olayım yemeyecektim.

Çorbanın kokusu burnuma ulaştığında içime çekmemek için kendimle savaştım. Yayla çorbası yapmıştı o kadar harika kokuyordu ki üzerindeki sosuna hayranlıkla baktım –salyaları aka aka- yutkunarak diğer tarafa döndüm.

“Şimdi yemeyeceksen umurumda değil,” dedi homurdanarak “Sen benim seks kölem olacaksın.”

Söylediği şeyi idrak ettiğimde gözlerimi büyüterek ona baktım, gözlerimi kırpıştırdım ve neredeyse kendi tükürüğümde boğulmuş gibi hissederek öksürmeye başladım ardından “NE!?” diye bağırdım.

Bana aldırmadan “Seks kölem olacaksın, bunun neresini anla..” lafını yarıda keserek ayağa kalktım ve kaşlarımı çatarak yüzüne doğru bağırdım “Ne dediğini anladım geri zekalı! Bunu benden isteyemezsin, sen şaka falan mı yapıyorsun?”

Yüzünü inceledim ama en ufak şaka kırıntısı yoktu yüzünde aksine sinirlenmeye başlarmış gibi bir hali vardı. Ellerini yumruk yaptı ardından bileğimden tutup çektirmeye başladı ilk önce tökezledim ama sonra düşmekten kurtuldum “Demek şaka yapıyorum ha? Şimdi görürsün!” dediğinde korkudan paniğe kapıldım ve ne yapmam gerektiğini bilemeyerek etrafıma bakındım. Hayır, bu asla olamazdı! Daha bakireydim ben bunu ilk defa tanımadığım biriyle nasıl yapacaktım?

Ayrıca seks kölemde neyin nesiydi? Bırakması için çırpınırken boşuna çırpınıyordum çünkü ona gücüm yetmiyordu ve o gerçekten çok güçlüydü çok çok çok fazla..

“Bırak,” dedim “bırak beni! Lanet olsun.” Soğuk duvara sırtım çarptığında inleyerek yüzümü buruşturdum. “Şimdi, seni düzeceğim bayıltana kadar! Şaka mı değil mi şimdi anlarsın.” Dediğinde ağlamamaya çalışarak onu ittirdim ama yerinden bile kıpırdamadı. “H-hayır.” Dedim kekeleyerek “Lütfen yapma.”

“Bırak beni, ben sana bir şey yapmadım.” Kahkahası bütün odada duyuldu. Gözlerimdeki yaşları silerek burnumu çektim. “Ah, sen bana bir şey yapmadığını mı sanıyorsun, küçük?” yanıma yaklaşarak gözlerini gözlerime dikti “hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi, en büyük kötülüğü sen bana yaptın,” belimden tutarak beni kendine bastırdı “Cennetten kovulmamın sebebi sensin!”

YAZARDA;

Jace geçmişi düşündü neredeyse 40 yıl önceydi. O baş Tanrılardan biriydi ve Derinle yasak aşk yaşıyorlardı. Ah hayır Jace onu sevmiyordu sadece bedenini kullanıyordu! Derin ise ona sırılsıklam aşıktı. Derin, ölüm meleğiydi! Tanrılarla asla ilişkiye gireme onlarla konuşmaya bile cesaret edemezdi! Jacek’i gördüğünde ona vurulmuştu hem ruhsal olarak hem de bedenen. Her iki taraftan da onu istiyordu. Onun da kendisini sevdiğini düşünüyordu. Ama hayır Jace asla aşık olmaz, sadece seks ve köleler için yaşayan bir Tanrıydı! O herkesten farklı ve herkesten yakışıklı ve çekiciydi. En genç baş Tanrı oydu ve kızların gözdesiydi.

Jace ile Derin bir gün karşılaştıklarında Derinden artık sıkıldığını söyleyerek ondan ayrılmak istedi fakat Jace, Derinden asla sıkılmamıştı. Onun bedeni onu rahatlatıyordu onun boşluğunu doldurmak huzur vericiydi. Ama o bir baş Tanrıydı ve Derin artık onu sevdiğini düşünmeye başlamışken bu işi bitirmek en iyisiydi.

Jace kızı yapayalnız, kalbi kırılmış, sinirli ve kullanılmış bir şekilde arkasında bırakmıştı. Evet  Jace ona son kez sahip olmuş, boşluğunu doldurmuştu! Derin ise hayal kırıklığı ile intikam almıştı. Hem kendini hem de Jace’i yakmıştı. İkisi de Cennetten kovulmuşlardı.

Ama bir şeyler olup Derin dünyaya gönderilmiş hiçbir şey hatırlamadan yeni bir hayata başlamıştı. Jace ise Cennetten sonsuza kadar kovulmuş dünyada yapayalnız bırakılmıştı hem de her şeyi hatırlayarak.

Ah hayır bu adil değildi! Jace’e göre öyleydi! Hayır yanılıyordu bu çok adaletliydi. Derin yeni bir hayatı hak ediyordu o kullanılmış, hataya düşmüş zavallı bir kızdı. Nereden bilebilirdi böyle olacağını?

Jace ise ondan intikam almak için onunla yüzleşmeye karar vermişti. Onu dünyada seks kölesi yapacaktı. Tekrar tekrar ona sahip olacak altında ismini sayıklatacaktı!

Eh, bu çok hoş olacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yeni Bir Lise Yeni Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin