'2'

533 22 2
                                    

Gözlerimi kırpıştırarak açtım. En son okuldaydım. Kızlar tuvaletine girmiştim ve sonra biri arkamdan enseme bir şeyle vurmuştu. Ensemdeki sızıyı hissettiğimde yüzümü buruşturdum

Neler olduğunu anlamak için gözlerimi kırpıştırarak etrafıma bakındım. Gördüğüm tek şey karanlıktı.Ellerim arkada kenetlenmişti, ayaklarım önümde bağlılardı. Etraf karanlık ve toz kokuyordu.

Önüme gelen saçlarımı arkama atmaya çalışarak kafamı salladım. Hala önümde bir kaç tutam vardı,umursamayıp boşverdim.

"Kimse yok mu?" diye bağırdım ama sesim çıkmamıştı. Lanet olası ben neredeydim böyle? Ellerim ayaklarım bağlı nerede olduğumu bilmediğim karanlık bir yerde tek başımydım.

Acaba kaçırılmış mıydım? bu daha öncede başıma gelmişti 13 yaşındayken. Babamın düşmanları tarafından kaçırılmıştım fidye istemişlerdi. Babam bu işi polislere söylemeden halletmişti. Bazı işleri hem kötü yöndeydi hatta masum insanların canını bile yakıyordu. Bunu duyduğumda şok geçirmiş, yorganın altına gizlenip saatlerce düşünmüştüm.

Ve şimdide başımıza bunlar gelmişti: Babam iflas etmiş, ailemiz dağılmak üzereydi.

Kapı açıldığında gözlerimi büyüttüm. İçeri ışık girdiği için gözlerimi kısarak kapıya baktım. Işığın aydınlattığı kadarıyla bir odadaydım; kirli ve iğrenç bir odada.

Gelen kişiye baktım ama yüzü ışıktan dolayı gözükmediği için gözlerimi daha da kıstım. Siyah botlar önümde durduğunda başımı kaldırıp ona baktım. Gördüğüm kişi ile şok geçirirken bunun nasıl bir durum olduğunu düşünmeye çalıştım. Ama aklım durmuş beynim artık çalışmıyordu. Ne olduğunu hala anlayamamış , afallamış bir şekilde ona bakıyordum. Adını dahi bilmediğim yeni lisemdeki çekici, son derece yakışıklı ve kavgalı olduğum kızın sevgilisi tam karşımda duruyordu.

"Sen.." diye fısıldadığımda dudakları yukarı kıvrıldı "Benden ne istiyorsun? beni sen mi getirdin buraya? lanet olsun derdin ne senin?!" diye bağırdım. Sesim o kadar yüksek çıkmıştı ki ben bile şaşırmıştım çünkü az önce sesimi dahi hissetmezken bir anda böyle bir şey çıkmadı açıkcası beni şaşırtmıştı.

Onu tanıdığım kadarıyla yine aynı giyinmişti: Eski koyu renk bir pantlon, siyah kazak ve siyah botlar. Tamamen siyaha bürünmüştü. Onu iki kere görmüştüm ve hep siyah giyiniyordu.

Saçlarının ucu hafif  dalgalıydı o kadar hoş bir havası vardı ki.. insanın dokunası geliyordu.

Ne düşündüğümün farkına vardığımda tekrardan afalladım ve çırpınmaya başladım "Çöz şunları!" diye bağırdım. "Sana çöz diyorum! ne halt ettiğini sanıyorsun?"

Dudaklarındaki gülümseme kayboldu ve seğrimeye başladı. Yavaşça bana eğilerek önüme gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. Kulağıma yaklaşıp "Sen artık benim kölemsin."

Nefesini boynumda hissediyordum. Dediği şeyi idrak ettiğimde iliklerime kadar irkildim. "N-ne?" çok yakınımda olduğu için kekelemişti. "Artık benimsin, kızım." deyip nefesini boynuma üfledi. Geri çekildiğinde anlayamadığım bir ifadesi vardı.

Ne demek istiyorsun? köle mi? "Sen ne saçmalıyorsun? eğer bu bir oyunsa yemin ederim seni öldürürüm." dedim. Çıkan sesim kadar.

"Oyun olduğunu mu düşünüyorsun küçük kız?"  Dudağım titredi, gözlerim dolmaya başladı. “Ö-öyle olmasını diliyorum.”

Ellerini cebine koyarak duvara yaslandı “Seninle bir anlaşma yapacağız sonra seni bırakacağım.”

Kafamı kaldırarak gözlerinin içine baktım. “N-ne anlaşması?” cebinden bir paket sigara çıkarıp dolgun dudaklarına götürdü ardından çakmağı ile yaktı.

Yeni Bir Lise Yeni Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin