Yine ben, Veronica.
Cameron beni gelip kuzenimin evinden aldığında, beni götürmesine izin verdim. Hiçbir şey o sırada umurumda değildi. Ve anladım ki, birbirimizi hala seviyorduk. Onu hala seviyordum. Beni nereye götüreceği hakkında bir fikrim yoktu ama onunla cehennemin dibine bile giderim.
Gittiğimiz yer Matt'in evine o kadar uzak değildi. Yaklaşık 15 dakika yürüdük. Aslında o yürüdü, beni de taşıdı. Zaten sanırım ben yürüyemezdim, gücüm yoktu çünkü.
Beni bir çardağa götürdü. İlk buluşma yerimizdi burası. 22 Ocak 2016. Saat tam 00.00'da ikimiz de oradaydık.
Oraya gittiğimizde ağlamam durmuştu. Beni oturtup o da yanıma geldi. Birkac dakika boyunca hic konuşmadık. O bana bakıyordu, ben ise yerdeki yapraklara. Kim bilir onlar neler yaşadı. Veya yaşadılar mı? Onlar da aşk acısı çekip ağladılar mi, veya birini kaybedince kendilerine zarar verdiler mi?
Yine 10-15 dakika sonra elimi tuttu ve yanağımdan öpmek için bir hamle yaptı ama geri çekildim.
"Bebeğim yapma, söz veriyorum her şeyi açıklayacağım"
Klişe aldatmadan sonraki replik işte.
"Açıklayamazsın, her şey ortada. Benim du-"
Cümlemi tamamlayamadan beni kendine çekti ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ve yine aynisi olmuştu, yine onun yumuşak öpücüğünün içinde kaybolmuştum.
Onun gözlerine baktım. Kahverengi, parlak gözlerine. O da perişan olmuştu.
Yüzünü ellerimin arasına aldım. Sanki uzun süredir ona bakmiyormusum gibiydi. Ve o sırada, Tanrıya şükrettim.
Onsuz yaşayamazdim. Ama ışte onun beni umursamamasını hissetmem, bu düşünce iğrenç. Ama beni yaraladığı gibi, yaralarımı da o sarıyordu.
Birkaç dakika sonra cebinden telefonunu çıkardı. O kadar sinirlendim ki.
"Yeni sevgilinden çıplak fotograf gelmis mi bari, adı neydi, Emilie mi? "
Ağlayasım vardı.
"Hayır, aslında onun sevgilim değil, ortaokul sınıf arkadaşım olduğunu kanıtlamak için aldım telefonu elime"
Birkac saniye sonra bana telefonunu verdi ve mesajı okumami istedi. Mesaji atan Matt'di.
-"Özür dilerim, sizi ayıran Peter ve bendim. Aslind olay tam olarak şuydu: .... lütfen bunu Veronica'ya söyleme"
Mesajı okuduğum anda telefon elimden düştü ve ben tekrar ağlamaya başladım. Hem kendi öz kuzenimin, ayrıca güvendiğim tek kişi olan Matt'in benim hayatımı mahvetmesinden, hem de Cameron'a boşuna acı çektirdiğimden dolayı.
Ağlarken Cam'in omzuna yattım. Sıkıca sarıldım. Sonra da boynundan öptüm. Bunun hoşuna gittiğini biliyordum.
"Veronica, ağlama lütfen, bak ben yanındayım. Her şey bir oyundu. "
"Sadece sen kaldın"
"Ben sana yeterim"