" Her ağızda her telde fanilik diriltisi sonunda tek bir şarkı tabutun gıcırtısı"
Kitabın kapağını kapatırken okuduğum bu sözle yine anılarıma dalmıştım.
Geçmiş gözlerimin önüne gelmişti.İnsan hayatta neyle karşılaşacağını hiç bilemiyordu. Birlikte yapacağınız hayaller kurarken bir bakıyordunuz Ne hayalleriniz var nede hayali yaşayacağınız kişi....
BABAM... Beni canından çok seven Gülüşüyle hayatımdaki tüm sıkıntıları unutturan Ailemi koruyan Küçükken parka götüren düştüğümde elimden tutup " Ağlama kızım ben senin her zaman yanındayım " diyen kişi... Keşke her zaman yanımda olsaydı. Ben onu her sözünü tutar bilirdim. Demek ki her söz tutulamıyormuş. Önüne bir engel çıkıyormuş.
Benim engelimse ölüm olmuştu. Bu yazın başı babamı kaybetmiştim. Babamı öldürmüşlerdi. Benim günahı yok bildiğim babamı kim öldürmüştü.
Babam öldüğünde yaz tatiline girmemize iki ay vardı. On birinci sınıftaydım. İki hafta okula gidememiştim. Gittiğimde de zaten daha da üzülmüştüm. Herkes arkamdan birşeyler söylüyor , arkadaşım sandıklarım artık benle konuşmuyorlardı. Çünkü biliyorlardı işleri yürütemeyeceğimizi. Anlamıştım en iyi arkadaşım dediklerimin aslında insan olmadıklarını Babam ölünce İstanbuldaki zengin hayatımızdan Bodrumda ki evimize taşınmıştık. Durumumuz o kadar kötü değildi.
Yarın Bodrum daki ilk okul günümdü. İnşaallah burada gerçek arkadaşlıklar kurabilirdim. Yeni mahallemizle de eski mahallemize göre daha samimiydik. Taşındığımız ilk gün bize yemek yapamazsınız diye yemek getirmişlerdi. Başka zaman da evlerine beklediklerini söylemişlerdi. Bunlar bizimle hiçbir itibarımız olmadan komşuluk yapmışlardı. İşte gerçek komşuluk buydu. Eski komşularımızın çoğu aramamıştı bile arayanlar da yalandan baş sağlığı dileyip kapatmışlardı. Eskiden komşuluk, akrabalık bağlarımız olmasa da aile bağlarımız iyiydi. Sadece bir fark vardı. Abimle birbirimize daha çok bağlanmıştık . Abim evin reisliğini eline almış bizi korumaya çalışıyordu.
****
Sabah olunca annem kahvaltının hazır olduğunu kapıdan söyleyip gitmişti. Bende istemeyerek kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Daha formam alınmadığı için dolabımı açtım. Arasından dar, beyaz pantolonumu ve siyah tişörtümü alıp giyindim.
Abimin odasının önünde durup tabiri caizse ipini koparmış hayvan gibi daldım. " Sen hala uyanmadın mı? " Ve sonuç dalmaz olaydım. Bu odanın hali ne? Dağınıklığa bak. Hemen arkamı dönüp kapıya doğru adım atmaya başladım. Daha bir adım atmadan abim bileğim den tutup yatağa yatırmıstı . Ben bu hareketleri ve gülüşü iyi biliyordum. Gıdıklamadan önceki son hareketlerdi. Abim üstüme doğru gelirken ayağımla karnına vurup doğruldum. Benim ayağımı karnına geçirmem abimin sadece düşmesine neden olmuştu. Zaten bunu bildiğim için vurmuştum , kıyamazdım. Odadan çıkmak üzereyken abim seslendi " Bunun hesabını vereceksin Hem odama hayvan gibi dalıp hem de tekme atmak ha" Abime sesli bir şekilde gülüp cevap verdim. " Sana da günaydın abicim" Abimi şuan sinir ettiğime emindim.
Abim gelmesin diye annemin yanağından öpüp hemen evden çıkmıştım.
Zeyzeyi arayınca geç geleceğini benim gitme mi söyledi. Neymiş o gelene kadar okula girmeyip kapıda bekleyecekmişim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbine Amade
Genç Kurgu"Artık seni düşünmediğim hiçbir anım yok. Kalbim her attığında sen sen diye atıyor. Benim kalbim senin kalbinin emrinden çıkmıyor anladın mı? Kalbim KALBİNE AMADE " " O zaman o kalbine söyle ritmini hiç değiştirmesin" Yayınlanma tarihi; 22 Mayıs 201...