SULUGÖZ

Bölüm 3 - İLK OKUL GÜNÜ

(1 ay Sonra)

Her zamanki gibi sabahın köründe 1 yıldır kapatmaya üşendiğim okul alarmım çalar. Yeni okulumun saati 09.00 olmasına rağmen değiştirmeye üşendiğim için her gün 07.00 da kalkmaya devam ediyorum. Yataktan kalktım ve mutfağa doğru yürümeye başladım. Ayağımda çorap olmadığı için halı olmayan yerlere basmamak için sıçraya sıçraya gidiyordum. Mutfağa girdiğimde masanın üzerinde dün su içtiğim bardak duruyordu. Uykudan yeni uyandığım için gözlerim bulanık görüyordu, sallana sallana geziyordum ortalıkta. Bardağın içine musluktan su doldurdum ve Hakan'ın odasının yolunu tuttum. Önümü göremiyordum her yer bulanıktı. Omzumu bir oraya bir buraya çarpa çarpa gidiyordum. Hakan'ın odasının önüne geldiğimde tekme atarak kapısını açtım.

"Uyan artık bağırsak çorbası!" diyerek elimdeki bardağın içindeki suyu kafasına boşalttım. Ayrıca bağırsak çorbası da neyin nesi onu bile düşünemiyordum o sersemlikle. 
Hakan irkilerek hemen yatakta doğruldu. Suyun soğukluğundan olmalıydı, yüzünü buruşturmuştu. Derin bir iç çekerek "Oğlum bu kaçıncı lan?!" dediği anda zaten ben topuklamıştım. Alt kattaki odalardan birine girip kapıyı kilitledim. Bu sefer harbiden s*çmıştım. 

Düşün Uğur düşün, nasıl özür dilersin Hakandan? Bugün bu evden nasıl çıkacaktım? O değilde, ya çişim gelirse? cidden s*çtın Uğur. 

"Hakaaaan! kanka özür dilerim la.!" 
"Hakaaaaaaaaaan!"
"Hani barışsak diyorum."

Ses soluk yoktu Hakandan. Artık tek çare kalmıştı odanın kapısını açıp yavaşça çıkacaktım. 
Sırtımı duvara dayadım ve kapıyı yavaşca açtım. Vücudumu çıkarmadan kafamı çıkarıp etrafa bir göz attım. Kimsecikler yoktu, rahattım. 

Odadan çıktığımda "Hakan, Hakan" diye evin içinde dolaşıyordum. Hakan harbiden yoktu lan evde. Bahçeye mi çıktı lan acaba derken arkamdan bir ses "Bir daha böyle bişi yaparsan seni bağırsak çorbasına banıp yerim." ve hemen ardından etraf kararır. 
hani anlamadığım şey şu; bu salak bana vuracak başka bir şey yokmuş gibi neden elektrikli süpürgenin borusuyla vuruyo? 
Neyse acımış gibi yapıp "Aaaaa" diye bağırdım. Bağırmasaydım acımadı diye başka bişeyle vurur bu. Ayağa kalktığımda gözlerimin içine bakıp "Ödeştik" dedi ve arkasını dönüp kendini kasarak gitti. Bunu derken gülmemek için kendimi zor tutmuştum. heryeri sırılsıklamdı ve saçları suratına yapışmıştı ve kendini bu şekilde seksi sanıp kasarak yürüyordu. Hakan odadan çıktığında kolumdaki saate baktığımda saat 08.40'ı gösteriyordu. Hemen koşarak odama üzerimi giyinmek için depar attım. Aynı zamanda evin içinde koşarken "Hakaaaan! olum saat sekizi kırk geçiyo laaan!" diye bağırıyordum. Odama girdiğimde etrafıma baktım, gözüm direk yerdeki akşam üzerimden çıkarıp fırlattığım pantolonla tshirtime kaydı. Hemen pantolonu giydim. Tshirti ise giymek için elime aldığımda çok kırışmış olduğunu fark ettim, aynı zamanda leş gibi kokuyodu. 
Hemen geri yere fırlattım dolabımdan düz beyaz tshirt aldım ve giydim. Pantolonum kot düz siyah renk kalıbı oturmuş pantolondu. Üzerime de düz beyaz tshirti giyince yakışmıştı. Hemen çantayı sırtlanıp kapıya çıktım. Adidas Superstar ayakkabılarımı giyip hemen aşağıya indim. Hakanı bekleyemezdim zaten yeterince geç kalmıştım. Otobüs beklersem gelmesi kesin 10 dakikayı bulur. Zaten okul 10 dakika sonra başlayacaktı. En iyisi koşmak. Hemde var gücümle...

Mahallenin sonundaki caddeyi geçmiştim. Şimdi buradan direek aşağıya yardırmam lazım. Öylesine hızlı koşuyordum ki tabanlarım kıçıma vuruyordu neredeyse. Biraz daha koştuktan sonra yetişebilirdim derken... 

Uzuun bir korna sesi ve lastik sesinden sonra görüntü biraz sarsılmış ve her şey  bulanıklaşmıştı.

-----------------------

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi, hatalarımı, beğendiğiniz kısımları yorum olarak yazabilirsiniz hepsini okicam <3 Bu arada gelecek bölüm ile ilgili önerilerinizi de yazabilirsiniz <3 Sizi çok seviyorum <3 Oy vermeyi sakın unutmayın ^,^