✔ Aşk Çıkmazı - 8

257 48 405
                                    

Multimedia; DEVRİM ÜNSAL
Şarkı önerisi : Sertab erener - vur yüreğim

cikolatalidoritos ithafen ❤

Umut...

Hayatta umudunu kaybedersen yaşamın anlamı olmaz derler, doğruymuş. Umut etmeyen insanın yaşama sebebi de olmazmış, şimdi anladım.

Bora yavaş adımlarla bana yaklaşırken, kalp atışlarımın hızını artık hesaplayamıyordum. Yoksa hayatımda bir ilk mi yaşayacaktım?

Dilan ve Selin de nefeslerini tutmuş, ikimiz arasında mekik dokuyordu gözleri. Bora yanıma yaklaşıp;

-Benimle dans eder misin?

Deyince, farkında olmadan bir 'hıı?'  çıktı ağzımdan.

Ben rezilliğimle hala şaşkın şaşkın ona bakarken, o ise ufak bir kahkaha atarak bana baktı.

Dilanın beni dürtmesiyle anca kendime gelebildim, ne kadar süredir hareketsiz gözlerine baktığımı hatırlamıyordum bile. Bu defa başımı önüme eğip uzattığı ellerini hafif tutarak ayağa kalktım. Elini tuttuğum an bırakmamak için kendime zor hakim oluyordum. Yabancıydım öyle duygulara çok yanlış bir şey yapıyordum sanki.

Dans edenlerin arasına geldiğimiz de bu defa karşı karşıya gelmiştik ve bu defa o da benim gözlerime bakıyordu. Ellerine yavaşça belime koyunca ne yapacağımı şaşırdım o an, kendimi toparlayıp bende ellerimi omzuna bıraktım. Hızlıca çarpan kalbimin sesini müzik sesi bastırıyordu ve bu benim için büyük bir şanstı.

Müziğin ritmiyle birlikte hareket ediyorduk, o kadar güzel dans ediyordu ki incitmekten kırmaktan korkuyormuşçasına dikkat ediyordu dans ederken.

Sırf gözlerine bakmamak için gözlerim tüm salonu geziyordu. Ona bakmamak için verdiğim yoğun uğraşlar sonucu gördüğüm kişilerle bu defa bakmaya gerek duymadım. Karşımda bir adet Selin ve selini zorla dans ettirmeye çalışan kerem vardı. Onların yanında Dilan ve dilanı kolundan tuttuğu gibi dansa kaldıran biri vardı.

Ben onların ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken, boranın gözlerinin bana baktığının farkındaydım. Yine de umursamamaya çalışarak tüm ilgimi bizimkilere vermeye çalışıyordum.

Sonunda Kerem, Selin'i dansa kaldırmaya ikna etmiş olucak ki birlikte dans ediyorlardı. Selin yine umursamazlık maskesini takıp yüz vermemeye çalışıyordu ama alttan alttan da bakıyordu.  Dilan halinden hoşnut gibiydi, dansa kaldıran çocukla sohbet bile ediyordu.

Birşeyi bu kadar isterken, ve bu kadar da uzak olmak istemek sanırım sadece bana göre birşeydi. Çalan müziğin nakarat kısmına gelindiği zaman istemsizce gözlerine kaydı gözlerim ve zaten o çoktan bana bakıyordu.

Onunlayken gelen cesaret yine kendini göstermiş gözlerine bakıp şarkının nakarat kısmını söylemeye başladım.

Ama onun da nakarat kısmını bana bakarak söylemesi ile şaşkınca ona bakıp sustum. O da hareket etmemi istercesine hafifçe belimi sıkıp gözleriyle söyle dercesine bakıyordu, bu isteğini geri çeviremezdim.

Ben bir tek kadın sevdim
O da sensin, o da sensin
Ben bir tek sende yandım
Alevlendim delilendim

İlk kısımda ben bir tek kadın sevdim derken sadece bana bakıyor olması benim için büyük bir lütuftu.

Ben bir tek adam sevdim
O da sensin, o da sensin
Ben bir tek sende yandım
Alevlendim delilendim

Ve ikinci kısımda ben bir tek adam sevdim derken de, hayatımda hiç olmadığım kadar ciddi ve bir daha söyleme cesaretinde bulunamayacağım kadar da güçsüz hissediyordum kendimi. Belki bir daha gözlerine bakarak söyleyemeyecektim.

Ben bu sevdayı yemin bildim
Söz bildim
Ben bu sevdayı kutsal bildim.

Ben bu sevdayı yemin bildim
Söz bildim
Ben bu sevdayı kutsal bildim...

Şarkının sonuna geldiğimizde ikimizde birbirimizin gözlerine bakmaktan kendimizi alıkoyamıyorduk. Sanki o an dünya dursa ve ben onun kollarında son bulsam umurumda olmayacakmış gibiydi. Öyle çok seviyordum ki onu aldığım nefes yaşama sebebimdi o benim.

Ve her güzel an gibi bunun da sonuna gelmiştik, her ne kadar istemesem de ayrılmak zorunda kalmıştım ondan. Son defa ona bakıp 'teşekkür ederim'  diyebildim. O ise ' özür dilerim'  diyip çıkmıştı salondan. Bense ardında yine yüzümdeki buruk tebessümümle kalakalmıştım. Yine yaptıklarından pişman olup gitmişti işte, her zaman yaptığı gibi...

Ama bunlar beni sevmekten vazgeçirmiyordu ki aksine daha çok bağlanıyordum ona. Elbet o da bir gün beni sevecekti ve iyi ki sevmişim dedirtecektim ona.

Ağlamak yerine silkelenip kendime geldim, etrafıma göz gezdirip Safa abim ve Ebru yengemin yanına doğru gitmeye başladım. Belki benim mutlu olmam imkansızdı ama karşımda mutluluğun hayat bulmuş hali Safa&Ebru çifti duruyordu. Onlar zaten benim sahip olamayacağım mutluluğu da fazlasıyla hak ederek yaşıyordu.

Yanlarına gidip önce safa abime sıkı sıkı sarılıp mutluluklar diledim, tam geri çekilecekken Safa abimin kulağıma 'çok yakışıyordunuz kardeşim'  demesi üzerine daha çok sarıldım abime. Belli ki o da anlamıştı ve bilenler kervanına katılmıştı. Geri çekilip minnetle baktım yüzüne o da burnumu sıkıp gülümsedi sadece. Daha sonra Ebru yengemin yanına gidip ona da sıkıca sarılıp tebrik ettim. Giydiği siyah uzun üst kısmı taşlı elbisesi onu fazlasıyla güzel göstermişti. Çok yakışıyorlardı çok... Acaba ilerde başkaları da Bora'yla benim için öyle diyecek miydi?

İkisini de tebrik ettikten sonra yerime geçtim, Selin ve Dilan çoktan oturmuş muhabbet etmeye başlamışlardı. Yerime geçip rahat bir nefes alamadan Dilan'ın çenesi yine düşmüş olacak ki konuşmaya başladı.

-Kuzennn, ne güzel dans ediyordun sen öyle! Bak sonunda istediğin oldu Bora'yla güzel bir an geçirdin. Kız dua et de siz dans ederken yakışıklı Devrim'im sigara içmeye gitmişti.

Dilan sözünü bitirir bitirmez etrafıma bakmaya başladım, umarım devrim abim bizi görmüş olmazdı, umarım...

Ben endişeli halde abimi görmeye çalışırken o da kol düğmelerini ilikleyerek salondan içeri girdi. Derin bir ohh! Çekip arkama yaslandım. Devrim abim biri olduğunu biliyordu ama her konuştuğumuz da tartışmaktan kim olduğunu soramıyordu, belki de alacağı cevaptan korkuyordu.

Zaten etrafımda bi dilan biliyordu, o da şans eseri öğrenmişti. Bir ara bizde kaldıklarında çok kötü hastalanmıştım yataktan kalkacak halim yoktu. Gece ateşler içinde Bora'yı sayıklarken o da yanımda olduğu için duymuştu. Sabah güzel bir sorgunun ardından da herşeyi anlatmıştım ona.

Bu aralar da öğrenen öğreneydi zaten, kime sorsam Arşil birini seviyor derdi. Önce Nesrin abla sonra Annem ve Devrim abim, en son da Safa abim öğrenmişti. Selin de iki gündür bizde kaldığından az çok onun da konu hakkında bilgisi vardı. Herkesin aksine o yanıma gelip 'Sevmenin ne olduğunu biliyorum Arşil ve sen sakın aşkından vazgeçme'  demişti. İlk tanıdığım andan itibaren onu sevmiştim ve doğru bir insan olduğunu düşünmüştüm. İlk defa tahminlerim de yanılmamıştım.

Biz kızlarla sohbet ederken, gerçi onlar sohbet ediyor bende arada konu bana gelirse katılıyordum. Arka da hareketli bir müzik çalmış abimle yengemi ortaya çıkarıp etrafındakiler oynuyordu, herkesin keyfi yerindeydi.

Biz konuşurken Mustafa abi, safa abimin yakın arkadaşı yanımıza gelip oturmuştu. Her zaman ki gibi yine muzipliği üstünde durmadan etrafa bakıp ya laf atıyordu ya da eleştiriyordu. Biz onun deli dolu hallerine gülerken o da bize durmadan sataşıyordu. Dilan ve Selin lavaboya gitmek için kalktıklarında beni masada Mustafa abinin çekilmez esprileriyle baş başa bırakmışlardı.

Onlar gittikten sonra Mustafa abi bana bakıp ' Fıstık, kardeşimle harika dans ediyordunuz, uyumunuz harikaydı' deyince ben şok olmuş gözlerle yüzüne bakıyordum sadece.

Kardeşim mi?!

Evettt Sonunda yb karşınızda istekli bir okuyucumun ısrarı üzerine bugün bitirip yayınladım.

Umarım seversiniz.

Vote ve yorum yapmayı unutmayın! 😊💜


A$K ÇIKMAZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin