Tahmin ettiğinden daha derinlerdeydi Ergün. Onu oradan çıkarmalıydı ama nasıl? "Kapımı çalmadan girdi ve kapıyı çarparak gitti." Dedi Ergün. Nihayet konuşmaya başlamıştı. Sol tarafından sökülenler dudaklarından paldı küldür dökülmeye başladı.
"Sıradan bir hafta sonuydu. Her şey sıradan; insanlar, ağaçlar, esen rüzgar ve hatta ben bile. Sonra o geldi; Buse. Gördüğüm an etkilenmiştim ama kendime bile söylemedim bunu. Hem söylesem kendime de ihanet etmiş olmaz mıydım? Her şey sıradanlıktan çıkmıştı. İstemsizce yanında buluverdim kendimi. Hükmedemedim ayaklarıma. Sanki hep oraya aittim, hiç gitmemiştim de yarım kalan şeyi tamamlıyorduk beraberce. Siyah saçlarından ördüğü demir parmaklıklara tutsak olduğumu bile fark etmedim. Fark etsem de o tutsaklığı severdim, biliyorum. Oracıkta tanıştık hemen. Başka bir şehirde yaşıyordu Buse. Ergün'ün daha sonra "Aşk Diyarı" dediği şehr-e ziyaret amaçlı gelmişti. Kendisi de "Aşk Diyarı'nda doğmuştu ama işi gereği başka bir şehirde yaşaması gerekiyordu.
Daha önceleri yelkovanla kavga eden akrep aralarındaki tüm husumeti bitirmiş gibi hareket ediyor ikisi beraber gülerek yol alıyor ve zamanın hızlı ilerlemesine neden oluyorlardı.
Kalbimin sesine hükmedemediğimi anladım bir an. Benden bihaber daha hızlı hareket ediyor bozuk bir saat gibi ses çıkarıyordu. Heyecanıma yapışan el titremelerimi de yanıma alıp gitmeliyim bahanesine saklandım. Daha fazla yanında kalsam bir sürü bozuk cümle kurup öznesini söylemeden susacaktım. Yüklemin kendisi oluverdim aniden görüşürüz diyerek kaçtım yanından.
Önümdeki yolu adımladıkça uzaklaşıyordum Buse'den, sol tarafımı ona bıraktığımı haber vermeden." Gözlerini masanın sol tarafından kaldıramadı. Çınar ağaçlarından kopan yapraklar parke taşlarıyla heyecanlı bir şekilde buluşuyor yere düşen her yaprak Ergün'ün anlattıklarına şahit oluyordu. Ergün anlatmaya devam etti; Ayşegül dinlemeye.
"O gün yerinde duramayan biri haline gelmiştim. Hemen sosyal medyada kullandığı hesabı var mı diye baktım. Sabırsızdım, sanki kaybettiğim her dakika aleyhime işliyor gibiydi. Ekranıma düşen sonuçlar arasında onu hemen tanımıştım. Ben Buse'yi bulmaya çalışırken o beni bulmuştu bile. Gerçek hayattaki arkadaşlığımızı sanal aleme de taşımıştık. Numarasını acaba bana ters tepki verir mi düşüncesini de önüme katıp sıkıla sıkıla istedim. İlk karşılaşmamızda eksik kalan ne varsa burada tamamlıyorduk. "Ay Işığı" diye kaydettim Buse'yi rehberime. Konuşmalar asıl gelmek istediğimiz yere getirince kem-küm etmeye başladık ikimizde. "Boşluğu doldur sana." dedim uzun konuşmalar sonrasında. "Nasıl yani." Diyerek güldü. Anlamıştı ne demek istediğimi, bunu biliyorum. O anda başlamıştı zaten. Ben onda; o bende kalmıştı. Sonun başlangıcıydı."
Ayşegül Ergün'ün bitirmesini bekleyemedi: "Her şey bu kadar güzel giderken yolun çıkmaz sokağa sapması neden?" diye sordu. Ergün Ayşegül'e çaresiz bakışlarından arda kalanlarıyla baktı. Tek bir cümleyle kalbindeki kötürum olan tüm duygularını kustu. "Bilmiyorum Ayşegül, bilmiyorum..." Ayşegül biraz daha anlam yüklemeye başlamıştı. Buse'nin gidişine üzülen ve harabeye dönen arkadaşı ne biliyorsa Ayşegül de o kadarını biliyordu. Ergün anlattıkça olanları yeniden yaşıyor, yaşadıkça sol tarafına götürdüğü eli oradan gitmiyordu. "Sıradan bir Cumartesi gününü harikalar diyarına çevirmişti Buse. Beklemediğim bir anda ben savunmasızken girdi sol tarafıma. Tren hep rayından çıkacak değildi ya; bu kez rayına girmişti işte. İlkbaharın sonlarında Sonbaharı yaşatacağını söylemeden, vagonların pimini birbirine bağlamadan." Yutkundu, masada her şey gibi yarım kalan çayından bir yudum daha aldı. Gözünden dökülen bir damla yaş kupkuru olan masanın üzerinde denizler oluşturmuştu. O, gözlerinden; çınar ağacı dallarından dökülüyordu. Aşk dedikleri şey bu muydu acaba? Acıdan mı beslenirdi yoksa? Kavuşmak yok muydu? Ya da kavuşunca adı aşk mı olmazdı? Sorular çok cevapları yoktu.
Ayşegül çantasından bir peçete çıkarıp uzattı. "İstersen yürüyelim biraz hem sana da iyi gelir." Dedi. Tamam anlamında başını öne salladı Ergün. İkisi birlikte yolun sol tarafından ağır adımlarla uzaklaşmaya başladı kafeden.
uj
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'IN SON VEDASI #Wattys2017
RomanceGit benden. Yarım bıraktığın ne varsa yanına kat. Öyle vedalar etmeye de gerek yok. Hakkını helal etmeden git.