12.BÖLÜM-OYUN-

183 17 0
                                    

Ateş durdu ve bana döndü"Renya,hadi?"

"Ateş,ben ben çok yoruldum."

Yanıma geldi ve beni tutarak yüzmeye başladı.Bende öylece Ateş e bakıyodum ıslanmış saçlarının bir tutamı anına düşmüş.Yakışıklılığına yakışıklık katıyodu.
Bense bu durumdayken bile espiri yapmaktan kaçınmadım ve"Saçının fönü bozulmuş."

"Ne?"

"Saçın diyorum,fönü bozulmuş."

Tabi karşılık vermemişti,alıştım artık.

Ben kendi kendime konuşurken kıyıya gelmiştik.Resmen saatlerce yüzdük ben,Ateş,Cansu,Aslı,Meriç ve Cesur şu an dalgaların hafif hafif vurduğu bölgeye serilmiştik.Çok yoruldummm.

Bir kaç dakika sonra toparladık ve etrafıma baktığımda çalı çırpı ve birsürü ağaç resmen burası bi orman,hatta heran herşeyin çıka bileceği bi orman

Herkezin üstü cımcırıktı.Hafif esen rüzgar bile tüylerimizin diken diken olmasına sebeb oluyodu.

"Ateş yakmalıyız."

Dediğim anda tabi Ateş in serseri arkadaşları çakmaklarını çıkarmışlardı.Bense etrafa bakınıp çalı çırpı aramaya başlamıştım diyemiyceğim kadar çalı çırpı olduğu için kızlar ve ben tabi diğerleri çırpıları toplamaya başlamıştık.

Tabi altı kişi topladığımız çalı çırpıları bir araya getirdik.Ben heycanlı heycanlı çakmağı yakmaya çalışırken yanmaması morellerimi alt üst etmişti.Her şey üst üste geldiği yetmemiş bide donarak ölme düşüncesi beni resmen ülpertmişti dermişim.Tabikide korkmadım.

Ama bişeyler yapmak zorundaydık.Eyer Ateş yanmassa grip,dahası hayvanlar basabilirdi.

"Evet,beyler Ateş i yakın bakalım."

"Pardon,biz neden yakıyoruz."dedi Cesur.

"Bak canım,nedenleri say say bitmiycek kadar fazla onu bi söyliyim ama gereksiz olan sizleri aydınlatmak için hiç bişey anlatamam şimdi beni yorma ve şunu bi şekilde yakın,hemen!"

Cevap gelmedi hatta öyleki Ateş i yakmıştı.Tabikide nasıl yaktığı konusunda bişey sormadım şimdi gereksiz yere havaya girmesini istemiyorum.

Saatin kaç olduğunu bile biliyorum.Ama oldukça geç olduğu belli.Etraf çok karanlık.Etrafa baktığımda Aslı ve Meriç bibirlerine çok ısınmışlara bemziyolardı Cansu ve Cesur u söylemiyorum bile.Ateş se kıyıya oturmuş elindeki bir avuç taşları teker teker su üstünde sektiriyodu.

Bende onun yanına geldim ve onun gibi yapıp taşları sektirmeye başladım.Benimle hala konuşmuyodu.

Ayağa kalktım ve hadi doğruluk cesaretlik oynayalım.
"Güzel fikir"deyip herkez ayaklanmıştı ve dağire şeklinde oturmuştuk.Meriç etraftaki içki şişelerinden birini aldı ve ortamızda çevirmeye başladı.

Meriç-Ateş e soru sordu.

Meriç"doğruluk mu cesaretlik mi?"

"Doğruluk."

Meriç"söyle bakalım Ateş daha önce hiç birine gerçekten aşık oldun mu?"

"Ya oğlum cevabını bildiğin soruları neden soruyon."

"Başkalarını aydınlatmak için olabilirmi "

Ateş bana bir an baktı yani sonra gözlerini kaçırdı ama kalbim sebebsiz yere atmaya başladı,sesi dışarı duydulacak kadar hızlı ve şiddetli.Hadi artık ver şu cevabı.Ateş in dudaklarına odaklanmıştım.

TEHLİKELİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin