Bölüm 19

28K 2.3K 255
                                    




            

Dave hızla geri çekilerek hafifçe öksürdü ve Ayda'nın toparlanmasını beklemeden kalkarak doktorun yanına gitti. Ayda oracıkta, yatağın üzerinde küçük bir kız çocuğu gibi eriyik hale geçmişti. Dave'e bakamıyordu bile. Yanakları al al olmuş, kuruyan dudakları bilmediği bir ateşle alev almıştı. Allah aşkına, öpüşmemişlerdi bile ama o dudaklarını parmaklarının ucuyla tutuyordu.

"Kurbağacık, hastaneyi sevdin galiba?"

"Hı?" Ayda dalıp gittiği hislerin içinden daha da kızararak sıyrılıp Dave'e baktığında doktorun çoktan gittiğini gördü.

"Hastaneden çıkıyoruz diyorum. Artık evde yatarsın." Az önce olan o şeyden o hiç etkilenmemiş miydi? Ayda şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışarak kızaran yanaklarına hala soğuk olan ellerini dayadı.

"Tamam toparlanayım."

"Ateşin mi yükseliyor gene? Yanakların kızardı." Dave hiç bir şey yokmuş gibi alnına elini koyarak ateşini kontrol edince Ayda kızarmasının sebebini anlamadığı için şükretti. Belli ki kendisi yanlış yorumlamıştı. Belki hissettiği kadar yakınında değildi?

"Yükselecek sanırım." Apar topar geri çekilerek yataktan kalkmaya yeltendi. "Bir an önce eve gitsem iyi olur ateşim çıkmadan." Ne saçmalıyordu. Sırtını Dave'e dönerek ayaklarını aşağı sallandırmıştı ki lanet okuyarak Dave sırtına yapıştı! Daha doğrusu pençe gibi ellerini omuruna geçirmişti!

"Hasyane kıyafeti!" Aha! Hastane kıyafeti!!! Hani şu arkası açık olanlarından!!!!! Hemşireler bağlama zahmetine girmeden tüm gece boyunca ateşini düşürmeye uğraştıkları için önden geçirip bırakmışlardı!

"Gözlerini kapat!"

Dave cılız bir sesle sızlandı. "Kapattım." Ama çok geç...

Ayda telaşla çarşafa geri dolanıp Dave'i dürttü. "Tama şimdi çıkabilirsin, ben giyinirim."

"Gözlerimi açıyorum bak."

"Aç ve çık hadi. Şu şeyden bir an önce kurtulmak istiyorum." İşte şimdi daha da kırmızıydı genç kız. Dave önce bir gözünü araladı, bir süre muzurca kıkırdadıktan sonra diğerini de açtı.

"Aslında yardımcı olabilirim." Tabi ki olacağından değildi, sadece az önceki manzaranın gözlerinin önünde ki izini silmek istiyordu.

"Dave! Dışarı çık."

"Tamam, tamam, telaşlanma. Bir şey görmedim." Yalan... "Perdenin dışında bekliyorum."

"Tamam... Hadi... Sakın içeriye bakayım deme."

"Neyine bakıcam senin. Duyanda bakılacak bir şeyin var sanır." Dolgun kalçalarının üzerinde orantılı beli ve mükemmel derecede güzel sırtını saymazsa tabi... Hele ki teninin beyazlığının kendi ellerinin altında ki tezat çekiciliğini bahsetmeye bile değmezdi...

Dave kendini çimdikleyerek aklını başına toplamaya çalıştı yatağı çevreleyerek boş odada ki diğer yataklardan ayıran perdenin dışına geçerken ve suratına hafifçe tokat attı. İlk defa mı çıplak bir sırt görüyordu!? Neydi bu ergen tepkiler? Kalçalarına bakmamıştı bile. Peki, peki, hafifçe gözü ilişmiş olabilirdi ama oturuyordu zaten, ne kadarını görmüş olabilirdi ki! Ayrıca onları da ilk görüşü değildi... Değildi derken onun kileri değil tabi... 'Neler diyorum ben!? Çık, çık aklımdan!'

Dave kendisiyle cebelleşirken camekanlı, yarı açık odanın önünden geçen iki hemşirenin birbirlerine gizliden onu işaret edip kıkırdamasıyla hızla yüzünü perdelere döndü. Oysa döndüğü hızla yeniden pişman olmuştu. Az önce içinde ilkel yanlar uyandıysa şimdi Ayda'nın loşlaştırılmış ışığın altında perdeye yansıyan çıplak siluetiyle şaha kalkmış dört nala koşuyordu!

AŞK HALİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin