4.BÖLÜM

26 0 0
                                    

Tekrar zil sesini duyduğum anda siyah kaplı tefonumu ve bembeyaz olan kulaklığımı elime alıp çantamın en ön kısmına koydum. Derin fazlasıyla rahattı. Sınıfta öğrenciler dolmaya başladı. Derin bunun farkında bile değildi o kadar dalmıştı ki telefona benim varlığımı bile unutmuştu sanki. Öğretmen geldiğinde sınıf sustu ders hazırlığı yaptılar. Derin hala öğretmenin önünde telefonuyla oynuyordu. Dayanamadım sordum.

" Her zaman böyle misin? "

" Nasıl? "

" Böyle işte havalı hiç bir şey umrunda olmayan her istediğini yapan egoist bir pislikmisin her zaman "

" Benim egom egosu olanlara. Hem ben her istediğimi yapmıyorum. Sadece hayatı takmıyorum. Eğer takacak olsam şu anda intihar etmiş olabilirdim. "

" İntihar etmemi istemezsin sanırım "

" Takmıyorum. "

Güldü. Öğretmen üç yada dört dakikadır bizi izliyordu. Oda artık dayanamadı

" Derin ve yanındaki hem dinlemiyorsunuz hem dinletmiyorsunuz. "

Bu sırada Derine döndüm

" Sen müdürün oğlu değilmisin neden bütün öğretmenler sana kızıyor bağırıyor. İstersen babana söyler işten attırırsın bile neden bunlar bu kadar cesur davranıyorlar? "

" Babam bu konularda çok hassastır. Öğretmenlerime çok güveniyor. Benden bile çoktur. Hem benim nasıl biri oldugumu da bilir. O yüzden benim iyi bir eğitim almamı istiyor.

Birbirimize baktık ve tahtaya odaklandık. Ders edebiyattı. Normal zamanda olsa en sevdiğim derstir. Ama öğretmeni sevmediğim için zevk almıyordum. Zilin sesini duymayı büyük bir heyecanla bekliyordum. Derin kafasını sıraya koymuş uykuya dalmıştı bile.
Bende onu izlemeye başladım. Bir süre sonra benimde uykum geldi. Uyumak için kafamı sıraya koyduğum anda öğretmen seslendi

" Hayal "
Kafamı sıradan kaldırıp " Efendim " dedim kısık bir sesle.
Tahtadakileri yazmaya başka çünkü yetiştiremiyeceksin. Bunu duyduğum anda içimden öğretmene neler diyordum. Tahtadaki hiç bir şeyi yazmadım yazıyormuş gibi yaptım sadece. Zilin sesini duyduğum anda kalp atışlarım hızlandı. Herkes sınıftan çıktığına emin olduğum anda aslında beyaz ama siyah kabı olan telefonumu çantamın en ön bölümünden çıkardım. Kamerayı açtım ve öğretmenin tahtaya yazdığı şeylerin bir kaç defa resmini çektim. Düzgün çektigimden emin olduğumda telefonumu aldığım yere geri koydum. Derini uyandırmaya çalıştım.

" Derin uyanırmısın artık hadi Zil çaldı artık ya teneffüs bitti diğer ders başlıyor uyan artık "

" Ya biraz daha uyuyacağım. Hem benim uyumamın sana ne zararı olabilir ki horlamiyorum bile birak da uyuyayım. "

" Horluyorsun demedim. Sadece önümde rahat bir şekilde uyuman sinirlerimi bozuyor. Ben gidiyorum ne yaparsan yap "

Sınıftan çıktığım anda bütün gözler uzerimdeydi ya da ben öyle hissediyordum. Sanki herkes bana bakıyormuş gibiydi. Her zaman olduğu gibi asansör yerine merdiveni tercih ettim. Merdivenlerden inemeye başladım. Hızlı bir şekilde iniyordum. Okul binasından çıktım kantine yöneldim. Kantin fazlasıyla doluydu. İkinci teneffüs herkes birşeyler atıştırmak için inerdi galiba. Hani her okulun bir kalabalık teneffüsü vardır. O teneffüs diğer teneffüslere göre fazlasıyla doludur ya ışte buda burada ikinci teneffüstü.  Kantin sırasına girdim. Kantinden bir adet çikolata ile bir meyve suyu aldım. Çikolataya asla hayır diyemezdim. Yiyeceklerimide alıp okulun arka tarafındaki çimenlere oturup aldiklarimi yemeye başladım. Yerken üç kız yanıma gelip oturdular. İlk derse girdiğim sırada dikkatimi çekmişlerdi. Ama önemsememiştim. Kıvırcık saçlı ama aralarında en tatlı ve cana yakın olan kız konuştu aynı sırada tutmam için elini uzattı.

" Selam. Adın Hayalmiş. Bende Gözde. Memnun oldum Hayal istersen sende bizim aramıza katilabilirsin. "

Diğerleri de aynı anda ellerini uzatıp isimlerini söylediler.

" Ne zaman istersen aramıza katilabilirsin"

Sadece gülümsedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 28, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALP ATIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin