https://www.youtube.com/watch?v=TM-qdtzKvcY (Birlikte okuyun, açmamazlık yapmayın.)
....................
Ölümün bu kadar çabuk geleceğini hiç düşünmemiştim.
Düşünmediğim, düşünmek istemediğim her şey baş ucumdaydı. Bu hayatı seçmemiştim ben. Benim seçimim değildi bu. Yazılanı yaşadım ve yaşadığım bitti. Hiç bu kadar huzurlu olduğunu zannetmiyordum, "Acı verir."diyordum. Halbuki yaşamak daha acıymış.
Bugün öldüğüm gün, ölümümün ilk günü. Ben biliyorum, ama onlar bilmiyor. Arıyorlar beni, başında ağalayabilecekleri bir mezar istiyorlar, toprak altında olmamı bekliyorlar insanlar. Ben okyanusun en müthiş yerinde öldüm oysaki. Kimsesiz, sessiz, sedasız, çaba bile sarfetemedim hemde. Maviyle öldüm o yüzden, mavide kaldı benim cesedim. Bulmasınlar beni, aramasınlar, toprağa tıkmasınlar. Çünkü ben böyle özgürüm, böyle kalmak istiyorum.
Hep merak etmiştim öldüğüm anı. Meğer doğum günümdeymiş ölmek. Hep istediğim gibi. Dualar ve dilekler gerçek oldu işte. Tek şey bıraktım arkamda: ONU...
Öyle çok severken, ona kavuşmadan ölmek koydu en çok.
Şimdi sana sesleniyorum, okursun belki bu satırları.
"Benimle birlikte hayalide suda buğulan adam; Neden sevmedin beni ? Kötü biri miydim ? Yoksa çok mu çirkindim ? Sevmedim mi seni ? Yavşaklık yapmadım diye mi peki ? Yılışsaydım sever miydin beni ? Kalbine dokunmadan öldüm işte, şimdi daha mu mutlusun ? Sevindin mi öldüğüme ? Üzül. Üzül çünkü; benden sonra kimse bu kadar sevemez seni. Kötü bir dilek dilemedim senin için hiç, ama şimdi diliyorum "Canımı yaktığın kadar, canını yaksınlar." Ölümümü seyredebilseydin keşke, aklımı ve beynimi okuyabilseydin, ölürken gözümün önünden geçen film şeridini sende görebilseydin keşke. Hep seni gördüm, hep, hep,hep. Olan ve olmayan anılarımızı. Çok sevdim. Sevdiğim kadar sevilebilseydin rahat uyurdum bu derin uykuda. Şimdi atmayan kalbimde hala senin sesin yankılanıyor. Ruhumu ayıramadım ciğerlerimden. Çünkü hala senin kokunu çekiyor içine. Burda hapis kaldım. Çık, git yüreğimden, Balıkçıların oltasına takıl, götürsünler seni. Soru işaretleri ile yaşadım hep, bak hala peşimi bırakmıyor bu illet. Sana hiç saırlamadım ben, hiç öpemedim, hasretim sana. Onu napacağız peki ? Ben seninle adam gibi konuşadım bile. Birkaç kelime konuştuk ondada atıştık zaten hep. Çok özledim. Çok özlemim sana. Ben iltifat etmeyi beceremezdim pek, o yüzden "Gerizekalı'm" diye sevdim seni. Alındın sanırım buna, alınmamalıydın, kalbimdeki tek ve ilk "Gerizekalı" sendin çünkü. Bu ne demek hiç düşündün mü ? Tek ve ilk olmak. Özel ve güzel olmak. Bir insanın en değerlisi olmak. Sen benim için suydun,nefestin,bileğimdeki o küçücük damardın. Okyanustaki kum taneleri kadar, dünyadaki tüm papatya yaprakları kadar, her yağmur tanesi kadar sevdim seni. Şöyle düşün; ben beyaz bir küptüm, sen ise her yüzümde sayılar şeklinde olan siyah, oyuk nokta. Zar'ın noktaları olmasaydı zar olur muydu hiç, anlamı olur muydu ? Benim siyah, oyuk, en narin, en anlamlım sendin. Beyaz ve Siyahtık işte. "Biz diye bir şey yok." demişsin, kuşlar öyle fısıldadı. Evet biz yokuz, ama artık bende yokum. Öldüğüm için değil, yorulduğum için bitti, vazgeçtim senden. "...O zaman hiç vazgeçme benden." demiştin ? Vazgeçirmeseydin. Herşeye rağmen çok SEVİYORUM SENİ. Sevmesende... -Bileğinde senin kesiğin olan kız."