Bölüm şarkısı: Low Lullaby
Medya: Alçin Kara temsili
********************************
Kalplerimiz küçük bir fidan gibidir. Büyüdükçe yeşerir kök salar ve meyvelenirler. Kimsesiz çocukların kalbi ise yaşlanmış ağaç gibidir. Katillerin kalbi ise katranla kaplıdır. Ne fidan olup yeşermiştir , ne de yaşlanmıştır. Zifiri karanlıktır onların kalpleri. Benim ki gibi...
Simsiyah olan kalbimin üstünde oluşan ağırlık nefes almamı zorlaştırıyordu. İçimde ki bu ağırlığın nedenini çözememiştim. Eşofmanımın cebinden sigara paketini çıkarıp içinden bir dal aldım . Zippomu çıkarıp soğuktan kızaran elimle yaktım . Balkonun demirlerinin arasından aşağıya baktım . Yeryüzü ne kadar boşsa gökyüzü bir o kadar doluydu.
Sigaramın külünü izlerken balkonun kapısı aralandı. Dilara elinde kupalarla yanıma oturdu. Dün gece uyuyamayan tek ben değildim . Dilara da uyuyamamıştı . Gözleri kızarmıştı . Kalbimize doluşan boşluk sonra ardından gelen ağırlığın sebebi neydi bilmiyordum. Sadece saçma sapan bir kuruntu diye düşünüp unutmaya çalıştım .
Nil'de kapının ardından kafasını uzatınca sigaramı balkondan attım. Sigarayı sevmezdi o yüzden onun yanında içmezdim. İçinde sıcacık kahvemin olduğunu bildiğim kupayı elime aldım. Nil 'de elinde kupasıyla yanımıza oturmuştu. İstanbul bu akşam fazla soğuktu .
"Alçin gidicek miyiz ? " dedi Nil.
İkisinin de dışarı çıkmak istediklerinin bilincindeydim. Belki de içimde ki sıkıntıdan da kurtulmuş olurdum . Kurtulamazdım , kurtulamayacaktımda bunu biliyordum. Katiller kurtulamazlardı. Ben annemi öldürmüştüm. Daha yeryüzüne gelmeden beni içinde taşıyan o kutsal kadını öldürmüştüm. Babamda beni istememiş ve yuvaya vermişti. Müdire Hanım sinirlendiği zaman bize anlattıklarından bunları öğrenebilmiştim. Gözlerim ileriyi izlerken Dilara elimi tuttu .
"Kuşum istemiyorsan gitmeyelim" dedi. Kendime gelip gülümsedim .
"Hayır gidiyoruz ama hazırlanamassanız pijamalarınızla gidersiniz " dedim . İkisi de sevinçle üzerime atlayıp salyalı öpücükleriyle beni öldürmeye çalıştılar. Onları üzerimden atıp odaya koştum. Onlarda kendi odalarına girmişlerdi. Üzerime Nil'in aldığı beyaz elbiseyi geçirdim. Makyaja gerek duymadığım için dudaklarıma parlatıcı sürmekle yetindim. Dolaptaki tek topuklu ayakkabılarımı da alıp giydim .
Kızlarda tam olarak hazırlanınca evden çıktık. Nereye gideceğimizi tam olarak bilmesek de üst kattaki komşularımızın bize verdiği adresi taksiciye söyledik . Kulübün önüne geldiğimizde içimde ki tarifsiz ağırlık daha da artmıştı . Ayaklarım beni geri çekerken kızlarla yürümeye başladık . İçeri girdiğimizde burnuma dolan pis kokuyla yüzümü buruşturdum. Burası berbat bir yerdi.
"İçmeyi fazla abartmayın" diye kızları uyardıktan sonra yüksek bar taburelerine oturduk.
Önümüze konulan içecekleri içmeye başladık. İçerisi o kadar sıcaktı ki dilimin susuzluğunu gidermek için sürekli içtim . Kızlar dans etmek için kalktıklarında yanıma biri oturdu. Bal gözlü biri . İçkinin etkisiyle mayışmıştım. Gözlerimi kısarak yanımdaki bal gözlüyü inceledim . Midemin bulanınca koşarak tuvalete gittim. Kustuktan sonra dönen başımla daha fazla ayakta duramadım. Gözlerim yavaşca kapanırken karanlık bana ev sahipliği yaptı...
&&&&&&&&&&&&&&
Başımın ağrısıyla zorla gözlerimi araladım . Birinin kolları arasındaydım. Güçlü kollar sanki ben yokmuşcasına beni taşıyordu. Cılız çıkan sesimle sızlandım . Başımı sağ tarafıma çevirdiğimde yüzümde şaşkınlığın hareleri vardı . Kardeşlerimle geldiğim bu bar mahşer yerine dönmüştü. Yerlerde cansız bedenler, burnuma dolan kan ve barut kokusu ...
İçimdeki katran daha da büyüdü. Artık tüm organlarım katranla kaplıydı. Kurumuş dudaklarımı yavaşça dilimle ıslattım.
"Kardeşlerim , kardeşlerim " dedim acı içinde . Gözlerimden sicimle akan yaşlar önce şakağıma uğrayıp saçlarıma doğru yol alıyordu. Acım büyüdü içimi kapladı nefesimi göğsümden sökercesine aldı. Hıçkırıklarım boğazımda düğümlenirken
"Onlar yaşıyor" dedi . Beni tutan kolların sahibi. Nefesim tekrar bana verilirken aklımda hapis olmuş sürüyle soru vardı. Kafamda ki akrepler iğnelerini çıkarmış çatışma halindeydiler . Ölüm ve yaşam dudak arasında mıydı ? Az önce ölümle burun buruna gelen ben şimdi yaşıyordum. Yorgun ruhumun yanına yorgun bedenimde eklenince gözlerimi daha fazla açık tutamadım. Ve uykunun kollarına kendimi teslim ettim ...
Ve sonunda bölümün sonuna gelebildim . Cidden kısa bir bölüm ama yazana kadar fazla badireler atlattım . Hatta 2 kere fake atmış da olabilirim . Kusura bakmayın canlarım
SİZİ ÇOK SEVİYORUM...
Yorum ve oylarınızı bekliyorum..
İnstagram: zeynep_sude08
YOU ARE READING
CEHENNEM KUŞU
Fiksi RemajaCehennem kuşu katil değil caniydi. Caniler durmazlardı karşısında ne var neyok yakar gecerdi. Cehennem kuşu bu kadar acımasız olabilecek miydi? Vicdanının sesini susturabilecek miydi? Uçurum ateşini yakmak için değil söndürmek için kullanacaktı . A...