Sonbaharın gelmesiyle beraber ağaçlarda kalan son yapraklar yüzüme çarparak bana ve bu sonbaharın geride bıraktığı hüzüne veda ediyorlardı. O birkaç yaprak sanki hiç suçu yokmuş gibi, hiç durumdan haberdar değilmiş gibi savrularak yollarına devam ediyorlardı. Kızgındım o sonbahar yapraklarına, onlar da bana kızmış gibi sararmış ve bi o kadar da beni üzdüğü için utanıyormuş gibi kıpkırmızıydılar. İlbaharda güneşin açmasıyla beraber o yaprakların arasında çiçekler açıyorken nasıl oluyordu da sonbaharda hiç bir şey yaşatmamış gibi bizimle eğlenebiliyorlardı? Sonra birden içinde binlerce anımın olduğu o ağaçtan kıpkırmızı bir yaprak düşüverdi saçlarıma. Yaprağı saçlarımdan çekmek için elimi saçıma götürdüğümde bir el amacımı gerçekleştirmeme engel oldu. Elleriyle gözlerimi kapadığından bir süre kim olduğunu seçemedim. Sonra aniden aklıma çocukluğumdaki anılardan biri geliverdi. Tam da bu ağacın altında salıncakta sallanırken arkamdan gelip gözlerimi kapatmıştı birisi. Bana bir not bırakmış ve çekip gitmişti. Notu okuyamamış ve on üç sene boyunca onu saklamıştım. On üç sene geçti aradan. Ama o genç adamın kokusunu dün gibi hatırlıyorum. On üç yıldır platonik aşık olduğum adamın kokusuydu bu. Tam burnumun dibindeydi. Tekrar aynı şey olsun istemiyordum, tekrar bir not bırakıp gitsin istemiyordum. Arkamı dönüp yüzüne bakmaya çalıştım ama izin vermedi. Elleri o kadar güçlüydü ki gözlerime biraz daha bastırsa kör olabilirdim. Göz göre göre aynı şeylerin olmasına izin verdim bende. Kokusuna aşık olmuştum ben bu adamın. Yıllardır kokusunun özlemini çekmiştim. Üstelik kim olduğunu, nasıl biri olduğunu bilmeden. Bildiğim tek bir şey vardı o da güven ve huzurun kokusunu başka hiçbir yerde bulamadığımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar Kokusu
Romance" Kokusuna aşık olmuştum ben bu adamın. Yıllardır kokusunun özlemini çekmiştim. Üstelik kim olduğunu, nasıl biri olduğunu bilmeden. Bildiğim tek bir şey vardı o da güven ve huzurun kokusunu başka hiçbir yerde bulamadığımdı."