Adını ağzıma almaktan korktuğum bir kelime aşk.Üstüne onlarca şey yazıldı,çizildi,söylendi.Çok büyük üstadlar da kaleme aldı illaki.Nasıl almanyasın ki?Su içmek,yemek yemek,nefes almak gibi insan formunun sürdürülebilmesi için gerekli temel ihtiyaç benim açımdan ve bir çoğu açısından da öyleymiş ki en popüler olanlar hep bu temayı barındırmış içinde.Aşk denilince hemen karşı cins veya isteğe bağlı aynı cins gelir insanın aklına biliyorum.Ama dünyadaki en büyük aşk nedir veya kimedir diye sorulsa anneye/babaya olan aşktır derim.Çünkü kime sorduysam eğer seçme hakkın olsaydı başka bir anne veya bana ister miydin diye,kimi yok dedi kimi başka bir annem babam olsaydı ben bugünkü ben olmazdım ki dedi kimi anne ve babamı çok seviyorum hayır dedi ama hiçbiri evet başka bir anne baba isterdim demedi.Eminim şimdi aklınıza kötü anne babaları olan insanlar gelmiştir.Dünya üzerinde kendi kızına tecavüz eden 'ne yazık ki' babalar var.Yine bu hayran kaldığımız ve bir çoğumuzun ölmeden önce her yerini köşe bucak gezip tatmak istediğimiz bu dünya üzerinde farklı bir dünya değil bakın bu dünya,kendi evladını sokağa atan,koşulu olsa dahi aç bırakan hatta ve hatta kendi elleriyle öldüren anneler var.Dünya her gün dayak yiyen çocuklarla dolu.Ama yine de hiçbiri başka anne baba demiyecek emin olun çünkü hepimiz olduğumuz şeyden vazgeçmek istemiyoruz.Sanki bir başka Ayşe olsak bir başka Ahmet olsak,bir başka annenin/babanın çocuğu olsak ölecekmişiz gibi korkuyoruz.Benim annem boşnak değil de hintli olsaydı mesela belki daha koyu tenli olurdum veya burnum biraz daha düz olurdu belki.Ama ben,ben olmaktan ödün vermiş olur muydum?Farklı bedenler içinde aynı ruhu taşıyamaz mıydık?Belki daha guzel bir insan olsaydım veya yeni babamdan gelen müthiş genlerle muazzam bir siyahi gırtlağım olmuş olsaydı yine ben aynı Ayşe,aynı Ahmet olur muydum?Sanırım olmazdık.Işte bundan korkuyoruz.Tabi anne ve babalarımızı bir çoğumuz çok seviyoruz.Benim her ne olursa olsun anne ve babama duyduğum aşk başka hiçbir aşka muadil bile gosterilemez sanırım.Birçoğumuzunki gibi.
Gelelim başka aşklara.Kardeş aşkı.Anne/baba aşkından bir seviye altta.Bu doğru bir cümle mi?Hayır değil.Her ne kadar geçen zaman önemli değil yaşanmışlık önemli gibi klişe cümleler kursak da hepimiz zaman zaman,geçen zaman önemlidir.Bir insana zamanla guvenirsiniz.Kayısı mesela.Daha tam olgunlaşmamışken çağla badem olarak yeriz.Sonra kayısı olur zamanla.Kimimiz çağla badem sever kimimiz kayısı,kimimiz her ikisini de veya hiçbirini.Eğer siz çağla badem seviyorsanız karşınızdakine bir süre aşık olup sonra aşık değilmişim dersiniz çünkü dört mevsimini görmediniz.Eğer çağla badem sevmiyorsaniz hiç aşık olmazsınız.Kayısı sevip çağla badem sevmek olmaz çünkü.Bir insanı olduğu her şeyle beğenmezsen aşık olamazsın bana göre.Gel gelelim hem kayısı hem çağla badem sevenlere.Siz aşık oldunuz tebrik ederim.Onu her şeyiyle kabul edip yediniz.Eğer kardeşiniz sizden küçükse o suan minik bir çağla badem.Eğer büyükse kayisidir ve siz zaten ne kadar sevdiginize çoktan karar vermişsinizdir.Kardeş aşkı ölçütlerinin elimizde olduğu tek aşktır.
Gelelim o meşhur dillere destan aşka.Sevgiliye duyulan aşk.Bu öyle bir şeydir ki;bazen çağla badem sevmeseniz bile yersiniz.Kayısıya dokunamayan insan onu oksamaya başlar bir süre sonra.Emin olun bizi en çok değiştiren aşk ışte bu aşktır.Diğer aşklara da asla benzemez.Adeta bir kanser hücresi gibidir.Diğer aşk türlerinde sonsuz kere aşık olma hakkınız vardır.Bir milyon kardeşiniz olsa hepsini ayrı ayrı seversiniz.Annenizle defalarca kavga edip/kızıp,en ufak bir hareketinde ona tekrar aşık olabilirsiniz babanız gibi.Ama sevgiliye duyulan aşk için insana sonsuz hak verilmemiştir.İnsan üç kere aşık olur beş kere olur demeyeceğim ama insan her aşık olduğunda içinde biraz ölür aşk.Dedim ya tıpkı bir kanser hücresi gibidir.Önce iyi huylu girer kalbinize.Sakıncası yok dersiniz bana zarar vermiyor.Sonra baslar yayılmaya tüm vücudunuza.Yavaş yavaş ele geçirir sizi ve eğer bir gün biterse bu bir sizlik aşk;bir bakmışsınız ki başladığınız gibi değil hiçbir şey.Eksilmissiniz.Biraz güveninizden,biraz sevginizden,biraz umudunuzdan,inancinizdan hatta.Dört bucak her yerden azalmışsınız.Sonra tekrar aşık olmak istediğinizde bir eksik başlarsınız.Giderek azalacaginizi bildiğinizden daha tedbirli davranirsiniz ne kadar aşk tedbir tanımasa da.Bitmeyen aşk var mı derseniz de yok derim.Kimi toprak altında,kimi başka bir kalpte son bulur.Ama illaki bulur.Güzel başlayıp bu denli,bu denli nefes kesen bir şey daha hissetmedim.Cağla olup yenmeyen,kayısı olacağım diye sevinip dalında çürüyüp giden meyvedir o aşk.Belki güneşi az gelmiştir,belki suyu,belki sevgisi yada fazla gelmiştir can suyu nefes alacak yeri kalmamıştır kim bilir.Ben alışılmışın dışında bir tanim yapıp aşk eşittir kanserli kayısı diyorum bakalım...
(Aşkları birbirine karıştırmayın ve asla anne/baba,kardeş ve sevgiliye duyulan aşkı birbiriyle kiyaslamayin.Kimsenin kıyaslamasina da müsade etmeyin.Çünkü bu aşklar birbirine kavgalı değiller.Bütün aşklar beraberken çok ama çok güzeller.)