Hemen yataktan kalkıp, bağırarak evin içinde annemi aramaya başladım. O kadar sesli bağırmama rağmen hiç ses yoktu, korkmaya başlamıştım... Annem nerede olabilirdi? Haber vermeden; bir not bile bırakmadan nereye gitmiş olabilirdi? Annem asla beni habersiz bırakacak biri değildi.
Ben bu soruları cevaplamaya çalışırken sesler duyuldu. Sesin geldiği yöne yöneldim hemen ve sesin banyodan geldiğini anladım, ses kesinlikle anneme aitti... Bunu farkettiğim an içim rahatlamıştı anneme birşey olur diye korkmuştum ve sesini duyduğum an bu korku yerini sevince bırakmıştı. Hızlı bir şekilde banyo kapısını açarak içeriye girdim, içeriye girdiğim gibi annemin boynuna asıldım.
'bu korku bana bir yıl yeterdi. '
Annem; ondan ayrıldıktan sonra farkettiğim telefonunu hemen kapatıp cebine attı.
-"Sen iyi misin Ülkü?"diye sordu annem. Bu seferde o benim için endişelenmiş görünüyordu.
-"Iyi değilim çünkü çok korktum, seni bulamayınca nasıl korktum biliyor musun?" diyerek bağırır gibi konuştum.
-"Korkma annen burda ve iyi, o yüzden sende iyi olmalısın"dedi ve sımsıkı sarıldı bana; e tabiki bende karşılıksız bırakmadım onu...
-"Iyisin dimi?"dedi annem kollarını benden ayırırken,
-"Evet daha iyiyim"dedim bende kollarımı annemden ayırırken.
-"O zaman şimdi sana kötü bir haberim var; eğer hemen çıkıp hazırlanmazsan okula geç kalacaksın."dedi ve o anki hayal kırıklıklarımı anlatamam...
Annem sözünü bitirir bitirmez âdeta ışınlanarak odama gittim ve hazırlandım. Galiba hayatımda ilk defa bu kadar hızlı hazırlanmıştım. (Yusuf yusuf olunca tabi)
Ve yine hızlı bir şekilde annemin yanına gittim ve birlikte yine yola koyulduk. Okulun önüne geldiğimizde arabadan inmek için kapıya yöneldiğim sırada annem
-"Ülkü; bugünden sonra Ezgi ile gelip gitmen gerekecek kızım"dedi sesi üzüntülüydü...
-"Bende sana ne zamana kadar beni okula getireceğini soracaktım iyi oldu."dedim ve ona sarılıp yanağına öpücükler kondururken...
-"Dikkat ederim kendime sen merak etme, işten dolayı bırakamayacağını da anlayabiliyorum anne."dedim ve arabadan indim. Okulun kapısından girerken son defa arkama dönüp anneme el sallayıp içeriye girdim. Bahçeye girdiğimde tüm okul sıra halindeydi bende sınıfımın sırasını aramaya koyuldum. Yazılara bakarak ilerlediğim sırada ileriden ismimi duydum; kafamı kaldırdığımda çağıran kişinin Bersu olduğunu anladım. Bersu'nun beni görmesi iyi olmuştu, kafam bu kadar karırışıkken sıramı kaç saatte bulurdum hiç bilmiyorum. Hızlı adımlarla Bersu'nun yanına ilerlerken yanında dikilen çocuğun kim olduğunu düşünmeye başlamıştı bile beynim, bizim sınıftan olmadığı kesindi.
-"Günaydın" dedim gülümseyerek.
-"Günaydın, nasılsın?"dedi Bersu'da bugün ayrı bir mutluydu sanki, onu yeni tanımama rağmen anlaşılır bir cinstendi yüzündeki gülümseme.
-"Iyiyim; sen nasılsın?"dedim yanındaki çocuğa iyi olmayan bakışlar atarken. Bersu'da bunu fark etmiş olucak ki aynı anda oda bakışlar atıyordu.
Bersu
-"Ülkü; sevgilime niçin öyle bakıyorsun?"diye bir soru sorduğunda şaşırmıştım...
-"Hey; o senin enişten oluyor neden korkutucu bakışlar atıyorsun?"diye sordu bu seferde.
-"Şey; ben sadece şaşırdım"dedim gerçektende şaşkındım.
-"Neden? Yakışmıyor muyuz?"dedi gülerek. Bersu'ya cevap vermek için ağzımı araladığım sırada yanındaki çocuk (eniştem) atladı lafa.
-"Ben Burak, tanıştığıma memnun oldum"dedi elimi sıkarken, çocuk o kadar soğuk duruyordu ki elimi sıktığı sırada elimin donduğunu hissedebiliyordum.
-"Bende tanıştığıma memnun oldum."dedim, ismimi bildiğini düşünerek. Bersu Burak'a öpücükler kondurduktan sonra koluma girmiş ve birlikte sıraya girmiştik.
-"Ülkü enişteni nasıl buldun? Cidden yakışmıyor muyuzda o kadar saşırdın?"dedi gülerek, bu konu onu sevindiriyormuş gibiydi.
-"Yakışmıyor değilsiniz; ama Burak sana göre fazla soğuk duruyor."dedim gerçektende öyleydi. Bersu ne kadar sıcak kanlı, cana yakın ise; Burak'da o kadar soğuk, ve korkutucuydu.:)
-"Dışardan çok soğuk biliyorum ama benden aşağı kalır yanı yok cidden "dedi yine gülüyordu.-"Ne kadar soğuk bir kişiliğide olsa birbirinizi gerçekten seviyorsanız ne güzel, umarım sonuda güzel olur."dedim; bu yaştaki ilişkiler hep saçma sapan olduğu için.
-"Ee senin yok mu? Sevgilin yok onu anladım peki ya sevdiğin?"diye sordu Bersu.
-"Sevgilimin olmadığı çok mu belli ya"dedim alaylı bir şekilde çünkü umrumda olmayan bir konuydu.
-"Malesef çok belli Ülkü"dedi oda üzülmüş gibi yaparak, ardından ikimizde kahkahalar atarak gülmeye başladık. Müdürün sesini duyduğumuz an ikimizde sesimizi kesmiştik. Müdürün ufak bir tehditli konuşmasından sonra hepimiz sırayla içeriye girmiştik.
Dört dersimizde bana göre çok sıkıcı bir şekilde geçmiş ve sonunda öğle arası olmuştu. Sıramdan kalkacağım sırada Bersu'nun eli omzumdan tutarak beni durdurdu.
-"Hey tek başına nereye gittiğini sanıyorsun?"
-"Ben kantine gidiyordum"dedim. Bersu'nun bu ani tepkisi beni korkutmuştu gerçekten.
-"Neden ben varken tek gidiyormuşsun?"dedi gülerek, aynı anda da koluma girmişti.
-"Beraber gidelim"dedi. Ve birlikte gülümseyerek kantinin yolunu tuttuk. Bersu gerçekten harika bir arkadaştı hatta arkadaştan da öteydi, sanki tanışalı bir gün değil yıllar olmuş gibi... Kantine girdiğimiz gibi Bersu hanım kolumu bırakıp Burak'ın yanında aldı soluğu, bende çaresizce onu takip ettim sadece. Gittiğim de Bersu bin ton şımarıklık yapıp Burak'ın bizim için sıraya geçmesini sağlamıştı, Burak'a üzülsemde; bir yandan da sevinmiştim çünkü bu sıra çekilecek cinsten değildi. Ama anlamadığım şey Burak sıraya girmemiş, kantinin diğer tarafına girmişti, galiba torpilliydi.
-"Hadi gel oturalım Burak hemen alır bize birşeyler."dedi Bersu.
-"O torpilli birisi mi?"onun ardından sordum. Nedense bu aralar düşündüğüm şeyleri anında söylüyordum.
-"Çokta sayılmaz, sadece kantinde çalışan ablalardan biri Burak'ın annesinin arkadaşı arada bir bunu kullanıyor o kadar."dedi gülerek yanımızda ki masaya otururken. Burak'ı beklerken Bersu'nun bir anda kalkması ve aynı anda bağırması beni korkutmuştu. Elini sallayarak Ege'ye sesleniyordu, Bersu daha önce Ege'yle ilgili birşeyler anlatmıştı ama ona bu şekilde bağırarak çağıracak kadar yakın bir arkadaş olduklarını söylememişti.
-"Burak yiyecekleri almaya gitti, hadi gel sende"diyede devam etti bağırarak konuşmaya. Bu sıradada Ege gelip masaya oturmuştu. Olanlardan anladığım kadarıyla Burak ve Ege arkadaşlardı ve yine anladığım kadarıyla Ege'ye bu soğuk tavırlar Burak'tan geçmişti... Burak'ın daha soğuk olması bunun kanıtıydı. (Üzüm üzüme baka baka kararırmış.:)
Ben bu düşünceleri düşünürken kantinde Burak'ın sesi duyulmaya başladı.
-"Siz orada öylece oturmayı mı planlıyorsunuz?"diye bize öfkesini püskürtüyordu âdeta.Tam yardım etmek için kalkarken Ege beni geri yerime oturtmuş ve Burak'ın yanına gitmişti. Anlam veremediğim şey ise Ege'nin son yaptığıydı, hiçbir muhattaplımız olmamıştı şu ana kadar birden bire böyle davranmasından ürkmeli miydim?bilememiştim. Ben yine düşüncelere dalmıştım, takii Bersu bağırmaya başlayana kadar...
-"Ülkü; sen yemiyeceksen ben yiyebilirim."dedi gülerek.
-"Tabiki de yiyorum"dedim anında tosttan büyük bir ısırık alarak. Ve hiç konuşmadan tostumu yemeye koyuldum çünkü yemeyen tek ben kalmıştım, bu kadar yavaş yememi neye borçluydum acaba. Ben yemeğimi yerken diğerleri de sohbet ediyorlardı. Onlar sohbet ederken ben de bir şeyin farkına varmıştım; insanlar göründüğü gibi değil yada ben fazla önyargılı bir insanım... Bunu düşünme sebebim ise ben yemek yerken bu üç kişinin özellikle de Burak ve Ege'nin ne kadar samimi olduğunu görmem oldu. Gülüyorlar vede eğleniyorlardı. Özlediğim bir ortamdı şuan ki, daha fazla tutamayıp kendimi bende onlara katıldım ve gülümsemeye başladım. Onlar gündelik konuşmalarını yapıyor bende onları dinliyordum. Ama bu güzel ortamın da bir sonu vardı galiba...
-"Ege; seninkiler geldi, nöbetçinin yanındalar"dedi soluk soluğa kalmış olan çocuk. Seninkiler dediği kimdi? İlk aklıma gelen şey sevgilisiydi ama çocuk 'seninkiler' demişti; herhalde herkesin bileceği ikili bir ilişkisi olamazdı. Ege'ye baktığımda ise yüzündeki gülümseme düşmüştü, çocuğun dediği 'seninkiler' kimdi ki Ege böyle olmuştu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Notası
Novela JuvenilYaşattıkları şeyler yüzünden kızgındım ona... Ama o, bana bunları yaşatmaşaydı belki de 'aşkı' bulamayacaktım...🍁