Min Yoongi is dead already -윤기-

761 52 8
                                    

Min Yoongi, ölüydü. Nefes alıp veriyor, kalbi atıyor, yürüyebiliyor ama ölüydü. Tek sorun bunu bir türlü gerçekleştiremiyordu.

Depresyon, *OKB, sosyo-fobi 18 yaşından biri zihnini gerçek anlamda kemiriyordu. Iyileşmeye çalışmaktan bıkmış ve yorulmuştu. Zihinsel ve ruhsal hastalıklarda şöyle bir şey var ki o da bazen çözümün olmadığıydı. Tıpkı babası ile olan ilişkisinin de çözümü olmadığı gibi. Onun için ölüden beterdi. Hiç var olmamıştı. En azindan hiç var olamamış olmayı diliyordu bazen Yoongi.

Müzik yapmak ve problemlerinden kaçmak için Seoul'a gelmiş başka bir beden. Sanki problemleri onun peşini bırakırmış gibi. Aksine, daha da artmıştı.

Geldiğinden beri günler aylara, aylar yıllara dönüşmekten başka bir şey olmadı. En azından hayalini gerçekleştirdiğini söyleyebilirdiniz. Bir stüdyo ile anlaşıp albümünü çıkardı. O albüm için her kuruş kendi cebinden çıkmıştı, cebine giren kuruşların türlü türlü işlerden kazandı. Gurur duymadığı işlerden. Hatırlamak istemediği ve zihnindeki odalardan birine gömdüğü işlerden.

Ne zaman öldüm? diye düşündü kendi kendine naylon poşeti kafasına geçirirken.

Anlaştığı stüdyo battığında? Albümünün 100 kopyası kendi elinde patladığında? Restorandan aldığı para yetmeyince sokak aralarında para karşılığı işler yapmaya başladığında? Ailesiz kaldığında? Yoksa depresyon ona ilk kez sarıldığında mı Min Yoongi çoktan ölmüştü?

Akciğerlerinin yanmasının verdiği acıya daha fazla dayanamayıp poşeti yırttı. Bu yanma cakmaktan çıkan ateşin teninde oluşturduğu yanma hissinden farklıydı.

Zaten ölü olan biri için ölmekte bile berbatım, diye düşündü nefesi yerine gelirken.

Olmuyordu, her yolu denedi ama ya yeterince güçlü değildi ya da cesur. Bazıları intiharin korkakların işi olduğunu söyler ama Yoongi tam tersini düşünüyordu. Eger korkak olmasaydı hala nefes alıyor olmazdı. Belki de biraz şanssızdı Yoongi...

Kendisini astı; halat koptu.

Hap attı; midesi bulandı ve kustu. Belki bayılmıştı kustuktan sonra ama uyandığında hala canlıydı

Küvette kendisini boğmaya çalıştı; suyun altında kalıp o acıya dayanmak filmlerde daha kolay gösterilmişti.

Şanssız...korkak...ya da değil, kendi başına yapamazdı.

İntihar, insanlar için bir tabudur dünyanın her yerinde. Bazıları bu tarz düşünceleri olan insanları zayıf yapılı olmakla yargılarken bazıları uzun süre güçlü olduklarını, o yüzden yorulup bunun bir kurtuluş yolu olduğunu düşünürdü. Yoongi bu iki düşünceye de sahip değildi. Tek bildiği şey beynini yiyen bu hastalıklara ve içinde olduğu çaresiz duruma daha fazla katlanamaya gücü olmadığıydı. Yataktan kalkmak bile zorken bu kadar şeye nasıl katlanacaktı. Yoongi'nin sorunları sadece geçmişi ya da başarısız olması değildi. Depresyonunu tetikleyen bir sürü şey vardı mesela gurur duymadığı işler. Ama bunları düşünmek bile bir panik atağın başlasına sebep olabilirdi.

Dışarı çıkarken aklından geçen tek düşünce, bundan sonra çöp bidonunu yuva edinmiş Hayan'ı kimin besleyeceğidi. Sırnaşık kedi, Yoongi'den daha fazla yemişti bugüne kadar. Nasıl olsa kendisinde iştah olan denilen şey pek yoktu. Yoongi şu an onu eve almadığı için mutluydu çünkü bir, ona bakacak parası zaten yoktu, iki, Yoongi sahibinin cesetini yiyen kediler hakkında yeterince hikaye duymuştu. Sonuçta kedinin yaptığı yamyamlık olmazdı ama...

Birileri bakar nasıl olsa.

-

*Obsessif kompulsif bozukluk

So Fresh ☆ yoonmintaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin