Herkes gemiden iner ve koşuşturmaya başlar.Clarke ' ta gemiden iner ve gülümser.Ormanda bir yere yürür elinde bir harita vardır bu harita da Weather Dağı da vardır. O sırada yanına Finn gelir:
-Niye bu kadar ciddisin prenses? Patlamada öldük değil ya.
Clarke :
- Senden görüp koltuklarından kalkan iki ölü çocuğa söyle onu .
Finn :
- Kendine prenses denilmesini sevmiyorsun. Değil mi prenses ?
Clarke :
- Şuradaki tepeye görüyor musun ? (karşıyı göstererek)
-Evet
-Weather Dağı orası.Yemeğimizle aramızda radyasyon dolu bir orman var. Yanlış dağa bırakmışlar bizi.
*********
Ark
Kane:
- Işte. Iniş yaptıklarını biliyoruz ama iletişimimiz koptu,bu yüzden yeryüzündeki durumdan bîhaberiz. Abby'nin yaptığı bileklikler sağ olsun,insan vücudunun aşağıdaki şartlara nasıl tepki verdiğini biliyoruz,100 yıldırkinden daha iyi.Tebrikler. Durum nedir?
Abby:
-Iki ölü ,azılı tipler. Dr.Jackson lütfen teorimizi Vekil Bay Kane ile paylaşın.
Jackson:
-Peki.Yere ayak basalı 7 dakika olduğunu varsayıyoruz ancak kayıpların,radyasyondan değil inişten kaynaklı olduğunu düşünüyoruz.
Abby:
-Gemiyle iletişimi kaybettiğimizde iki çocuk da aynı anda öldü.
Kane:
-Sert iniş mi, teoriniz bu mu?
Abby:
-Mantıklı gibi duruyor.
Kane:
-Eğer radyasyondan olsaydı kayıp sayısı artıyor olur muydu şu an ? Çünkü o ekranda bir sürü kırmızı var.
Abby:
-Değişken hayati belirtiler . Iki ihtimal var. Bir; iniş sırasında yaralanmalar oldu .
Kane:
-Peki ya diğeri?
Abby:
-Dünyada oldukları için seviniyorlar.
**********
Dünya
Wells:
-Sorunumuz var. Iletisim sistemi tamamen çökmüş. Motora baktım,birçok levhanın eksik olduğunu gördüm . Isıdan kablolar yanmış.
Clarke :
- Şu anda tek meselemiz Weather Dağı ' na ulaşmak. Bak biz buradayız. (Haritadan göstererek) Hayatta kalmak istiyorsak buraya ulaşmalıyız. (Haritayı çizerek )
Wells :
- Onu yapmayı nerden öğrendin? Babandan.
Jasper(yanlarına gelir):
-Harita... Iyiymiş. Bu şehirde bar var mı ? Sana bira ısmarlarım.
Wells,Jasper'ı tutarak götürmeye çalışır .
Jasper:
-Izin verir misin?
Murphy ve çetesi gelir . Murphy:
-Ellerine hakim ol . Bizden biri o.
Wells:
-Sakin. Nerede olduğumuzu kavramaya çalışıyoruz sadece.
Bellamy:
-Dünyadayız işte. Bu kadarı yetmez mi?
Wells:
-Weather Dağı'nı bulmamız lazım .Babamın mesajını duydunuz . Ilk önceliğimiz o olacak.
Octavia:
-Başlatma babana.Burada yetkinin sende olduğunu mu sanıyorsun? Sen ve prensesinde?
Clarke :
- Yetkinin kimde olduğu umurumuzda mı? Weather Dağı'na ulaşmamız lazım. Başkan dedi diye değil,beklediğimiz her saniye daha da acıkacağız ve bu,daha da güçleşecek. O erzaklar olmadan ne kadar hayatta kalabiliriz ki ? Önümüzde 30 kilometrelik bir yol var . Karanlık basmadan oraya gitmek istiyorsak şimdi yola çıkmamız lazım .
Bellamy:
-Benim daha iyi bir fikrim var.Siz ikiniz gidip bulun.Bir kereliğine de ayrıcalıklı kişi,zor işi yapsın .
Herkes evet diye bağırır .
Wells:
-Anlamıyorsunuz.Hep birlikte gitmeliyiz.
Murphy Wells in üzerine atlayarak:
-Bak sen hele...Dünya başkanı da buradaymış.
Wells:
-Komik mi sanıyorsun.
Murphy Wells i döver.
Clarke :
-Wells !
-Ver ağzının payını der biri.
Murphy:
-Hayır! Ama bu komikti.
Tam dövüşecekken Finn ortaya atlar:
-Tek ayağı sakat. Koşullar eşitlenene kadar bekle.
Octavia :
- Astronot çocuk bir dahakine beni kurtar .
Gülerler. Bellamy Octavia ya garip bakar .
Octavia :
- Ne? Tatlı çocuk .
Bellamy :
- Bir suçlu .
Octavia :
- Hepsi suçlu bunların.
Bellamy:
- Bak,buraya seni korumaya geldim.
Octavia :
- Korunmaya ihtiyacım yok benim! Tüm hayatım hapiste geçti .Emirlere uymaktan bıktım! Eğlenmek istiyorum Bell. Sırf yapmakta özgür diye delice şeyler yapmak istiyorum ve sen dahil , kimse dur diyemez bana.
Bellamy :
- Bunlarla kalamam ben O.
Octavia :
- Ne diyorsun?
Octavia yi kolundan tutar ve :
-Bu gemiye binebilmek için bir şey yaptım . Ark'tan buraya geldiklerinde beni öldürmelerine sebep olacak bir şey. Ne olduğunu söyleyemem , ama bana güvenmek zorundasın. Hala güveniyorsun bana,değil mi ?
Octavia :
- Evet.
Clarke Wells in ayağına bakıyorken Yanlarına Finn gelir:
- Weather Dağı. .. Ne zaman yola çıkıyoruz?
Clarke:
-Şimdi. Yarın erzakla geri geleceğiz.
Wells:
-100 kişiye yetecek erzakı ikiniz nasıl taşıyacaksınız?
Finn Monte ve Jasper ı çekerek:
-4 kişiyiz . Gidebilir miyiz şimdi ?
Octavia gelir :
-Eğlence varmış diye duydum . Beş olsun o .
Bellamy :
- Hey napıyorsun sen ?
Octavia :
- Yürüyüşe çıkıyorum.
Clarke Finn in Bilekligine bakarak :
-Hey bunu çıkarmaya mı çalıştın sen?
Finn :
- Evet ne olmuş ?
Clarke :
- Bu bileklik hayati belirtilerini Ark'a gönderiyor. Çıkarırsan öldüğünü düşünecekler.
Finn :
- Umurumda olmalı mı ?
Clarke :
- Bilmem . Sevdiğin insanların seni ölü sanmalarını ister misin? Iki ay sonra sevdiklerinin buraya gelmesini istiyor musun ? Çünkü öldüğümüzü görürlerse gelmezler.
Finn Özür diler gibi bir bakış atar .
Clarke :
- Güzel . Gidelim.
Bellamy Octavia ya :
-Git hadi .
Octavia Bellamy i öper ve gider .
Clarke Wells in yanına gelir :
-Buraya gelmemeliydin Wells. der ve gider .
Monty Jasper Finn Clarke ve Octavia yola çıkar. Octavia Clarke a :
- Yanlış fikirlere kapılmadan söyleyeyim ; Finn ,benimdir .
Clarke :
-Sen yanlış fikirlere kapılmadan söyleyeyim ; Umurumda değil .
******
Ark
Bir kadın Abby nin yanına gelerek :
- Merhaba Clarke nasıl ?
Abby:
-Hayati belirtileri iyi.Kan şekeri düşük . Bir şey yememiş.
Telefon Çalar . Abby açar :
- Ben Dr.Griffin. (yüzü düşer ve koşarak ) Hemen geliyorum .
Abby :
-Jackson kan ihtiyacı olduğunu bildir. A negatif . Hem de çok lazım .Ameliyat odasına gel.
Kadın:
-Abby sorun ne?
Abby:
- Başkan vurulmuş. (Gider)