?Adrian=Chatnoir? ?Chatnoir=Adrian?

345 14 2
                                    

Marinette ve Chatnoir eve yerleştiklerinden beri çok memnundular. Güzel bir hayatları vardı ve artık Chat işte çalışıyordu. Yine iş zamanı gelmişti. Hemen gömleğini üzerine geçirip pantolonunu giydi. Dişlerini fırçaladı, elini yüzünü yıkadı. Banyo yapmamıştı çünkü dün Marinette'nin ısrarı üzerine yapmak zorunda kalmıştı zaten. Merdivenlerden aşağı indi. Gözü mutfağa kaymıştı bile. Marinette'nin merakla bakan gözleri üzerine:

-Yok,almayayım, geç kalacağım, dedi.

Hemen asasını kullanarak işyerine gitti. Çalıştı 6-7 saat kadar. Saat 3-4 gibi de eve geldi. Terlemişti. Banyoya girdi. Marinette bunu fırsat bilerek banyoya bakan duvarın arkasından onu dinledi. Sonra kafasını biraz Dışarı çıkardı, artık banyonun açık kapısını görebiliyordu. Chatnoir yüzüğünü çıkardı ve Marinette şok geçirdi... Chatnoir.... O... Adrian'dı.... Aşık olduğu adamdı... Çok karışık duygular içersindeydi ve ne yapacağını da bilmiyordu. En iyisi o duşunu bitirene kadar bekleyecekti.

...Chatnoir duştan çıkmıştı. Kapının önünde bir elinde kaşık, elini beline doğru bağlamış Marinette'yi gördü. Kızgındı:

-Bir şey mi var, Marinette? Kızgın görünüyors-, sözünü tamamlayamadan Marinette:

-Evet! Bir şey var efendim! Bana neden Adrian olduğunu söylemiyorsun!, biraz durakladı. Chatnoir ağzı açık şekilde ona bakıyordu.

-Neden!, dedi ağlamaklı bir sesle.

-Şu gözler yeşil, saçlar sarı. Tabii nasıl anlamadım Adrian olduğunu! Ben de de biraz mallık var, Ama sen benden daha suçlusun!, dedi gözlerindeki yaşı silerek. Ama daha fazla dayanamamıştı gözyaşları, bırakmıştı kendini yumuşacık yanaklarına. Marinette ağlayarak odasına girdi ve kapıyı kilitledi. Chatnoir'in çabaları boşuna gitmişti. Ne kadar bağırıp çağırsa, yalvarsa da o kapı bir santim bile açılmıyordu. Birden etraf derin bir sessizliğe boğuldu, ölüm sessizliği... Bu ölüm sessizliğini Marinette'nin hıçkırıkları bozdu. Artık kendini biraz toparlamış gibiydi. Düşünmeliydi, ondan ya ayrılacaktı, ya da affedecekti. Seçim onundu. Çok zor bir karardı. Ama Adrian'ın  Chatnoir olduğunu söylememesi dünyanın sonu değildi.Onu affedecekti Marinette, kapının kilidini döndürdü. O an kafasını kapıya dayamış olan Chatnoir, sırtüstü yatıverdi yere. Kafasının başucunda olan ayakları ve Marinette'yi görebiliyordu. Marinette:

-Özür dilerim... Sana bu kadar sert davranmamalıydım... Bana Adrian olduğunu söylememen Dünya'nın sonu değildi. Ama açıkçası biraz kırılmıştım. Ben bir aptalım, dedi başını önüne eğerek.

Chatnoir ayağa kalktı ve ellerini sımsıkı tuttu. Sonra işaret parmağıyla kıpkırmızı olan o yüzü aşağıdan yukarıya kaldırdı. Bakışıyorlardı:

-Sorun değil Marinette, bu binevi benim suçum. Sana söylemeliydim... Ben de bir aptalım..

-İkimiz de aptal değiliz. Barış mıyız?

-Barışız, dedi Chatnoir ona sarılarak. Hep birlikte yemek yediler ve güzel bir uyku çektiler.

Marichat- sen benimdin...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin