Yazılılar güzel bir girdikten sonra sıra gelir not yükseltmeye. Öğretmene yağcılık yapılır, hal hatır sorulur... Kısacası belli bir süre inek oluruz not zamanı.
Ee, tabii bunlar yetmez. "1. yazılım 30. 2. ve 3.'den 100 alsam, hoca da performansıma 200 verse..." diye düşünmeye başlandığı vakit, hocadan proje istenir.
Buraya kadar bir şey yok, asıl sorun burdan sonra başlıyor. Hoca öyle saçma bir şey ister ki, acaba derse gelmeden içti mi, diye düşünürsünüz.
Hala hatırlıyorum, 6. sınıftayken hücre pastası ödevi vermişti öğretmen. Amaç şu: Bir kaseye puding yapıp dökeceksiniz üstünede hücredeki ıvır zıvırları göstersin diye jelibon vs. koyacaksınız.
YEMEDEN NASIL DAYANAYIM BEN?
Ama kendimi takdir ediyorum ki dayandım. Gerçi sonra hocaya gösterip notumu aldıktan sonra yedim ama...
6. sınıftayken, hiç unutmam, işkence gibi bir sosyal projesi verilmişti. İpek Yolu'nu, kartonun üzerine ÇİZİLEN haritada gösterip, üzerine İpek Yolu'nda taşınan GERÇEK NESNELERDEN yapıştıracaktık.
Bari sadece yazalım. Hatırlıyorum, baklagil de koymuştum, makarna falan, uhuyla birleşince vıcık vıcık iğrenç bir şey olmuştu. Pamukta da öyle.
SEVGİLİ HOCAM, NİMETLE ŞAKA OLUR MU?
Başka bir örnekte de hoca tarihle ilgili şarkı yazıp, besteleyip, müzik aleti çalarak videoya çekmemizi istemişti. Yorum yok.
Bir matematik öğretmeni de -tekrar ediyorum MATEMATİK- içinde "pi" geçen kelimeleri kartona yazıp kesmemizi ve duvara asmamızı istemişti. Yahu, bu ödevin mantığı nerede? Nerede Matematik?
İşte bunlar hep hocaların kişisel fantezilerinden oluşan ödevler.
Genel olarak bütün proje ödevlerini saçma ve gereksiz buluyorum. Performansları da. Diğer ödevler de. Ödevler olmasın yani. Okula gidelim, hoca ders anlatsın, dinliyormuş gibi yapalım, sonra evde -çok yorulduk ya- yatalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEB'in Babaannesi Kaşar.
HumorMEB'den bütün öğrenciler olarak neden nefret ettiğimizi açıklayan yazılarım.
