Fayn Tenks End Yuğ

12.3K 973 610
                                    

  Türk eğitim sisteminin efsane eksikliği: İngilizce.

  Bu kadar abuk subuk bir müfredatla yabancı dil öğretmek, öğretmeye çalışmak, öğretememek...

  Paragraf sorularına laf yok zaten.

  Meraba, ben John. Ama Türkçe konuşuyorum. Neden bilmiyorum. Öyle işte.

  İngilizce mektuplaşan Aslıları, Muratları da atlamamak gerek tabii.

  Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?

  Ve, altın kural olarak, bütün paragraf soruları "Hi" diye başlar. Kitaplarda falan dikkat ettiyseniz etrafında saçma sapan bir e-posta konsepti verilmiş.

  Kendini tanıtmak için İngilizce paragraflar yazan biz. Türkçeye çevirince nasıl bir anlam çıkıyor görün istedim:

Merhaba ben Efe. 14 yaşındayım. İstanbul'da yaşıyorum. Favori sporlarım basketbol oynamak ve yüzmektir. 

  Şimdi de bunu Esra Erol'a uyarlayalım:

TALİPLERİNİ BEKLİYOR

Efe, 14 yaşında, İstanbul'da yaşıyor. 

Ayakkabı masrafını karşılayacak bir eş arıyor.

Şuraya küçük bir parantez açayım: (Multimedyadaki resim asdfghasdfg).

  Ayrıca, öyle bir ezber sistemi var ki... Bizim amacımız burada konuşmayı falan öğrenmek değil, robot gibi ezberleyelim karşılıklarını. Bu durumun en vahim örneklerini Google Translate'de görüyoruz. Kendisinin Türk olduğunu düşünüyorum.

  Girin Translate'e, Türkçe'den İngilizce'ye çeviriye "zor kaya" yazın. 

Yanınızda kesici alet veya silah bulundurmamanız tavsiye edilir. İntihar ederseniz benden değil.

  Bir ara Mahmut Tuncer-Jennifer Lopez muhabbeti vardı ama Google amca düzeltmiş onu sağolsun.

  İngilizce öğretmenleri de bir ayrıdır.  Neden bilmiyorum genellikler kadın oluyorlar. İlkokulda F**** hoca diye bir hoca vardı.

O "f"den sonra bir küfür falan yok ha, o kadının ismi. Yanlış anlaşılmasın.

   Herneyse, hoca tam disiplinliydi. Sınıfa her girdiğinde en az 1 dakika beklerdik. O da beklerdi bize dik dik bakarak. Sessizlik olmazsa da "HAZIR OL VAZİYETİĞĞ! HAZIR OL VAZİYETİĞ YAVRUCUĞM!"

  O iğrenç, cırtlak sesle birde uzata uzata "ğ"yle söylüyordu kelimeleri ya, o beni bitirdi. 

  Daha sonra da "Gud morning çildırın." derdi.

-Gud morning misis ... 

-Hav ar yu tudey?

-Fayn tenks end yuğ?

-Oturun.

  Ne hikmetse, her gün "fayn" oluyorduk sınıfça.

  Kadına bir de soruyoruz o kadar "end yuğ" diye. İnsan bir cevap verir hocam!

Bölümün ismini ona ithafen böyle koyuyorum.

    Şu ezber konusuna dönelim:

  Yahu arkadaş, bu insanlar, daha bir paragraf yazı yazamazken burçları öğreniyorlar. Eminim günün birinde çok yardımı dokunur.

-How are you?

-Hee, tamam canım. Ondan evet. he he

-What?

-Ben scorpion'um ya... şey

-...

-SCORPIO HERALDE, SCORPIO, BURÇ OLAN. (Bknz: Multimedya)

MEB'in Babaannesi Kaşar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin