Aidan, içtiği bir kadeh kanın yardımıyla çok enerjikti.
Sanki eskisi gibi güçlüydü.
Şimdi dünyadan ayrılıp, cehennemdeki evine geri dönme vaktiydi.
''Cehennemde yaşamak çok zor. Orada benim gibi tam şeytan olmayanlara çok kötü davranırlar. Kesinlikle kendime yeni bir yer bulmalıyım yada Şeytanların Babası Hubart'tan yeni bir mekan istemeliyim.''' diye iç geçirdi.
Bu düşünceyle evinin girişine yaklaştı.
Ev olarak, küçük siyah bir mağara kullanıyordu.
İçeride Aidan'ın kendi yaptığı tılsımlar, hayvan leşleri (onların organlarıyla büyü yeteneğini geliştiriyordu) ve bir beden vardı.
O bedeni dünyaya ilk gittiği gün, bir hastanenin morgunda bulmuştu.
Aidan bu soğumuş ve morarmış bedenin üstündeki kesikleri iyileştirmiş, onu tütsüleyip büyüyle eski haline getirmişti.
Aldığı morgda, cesedin üstündeki ''kan kaybı-intahar'' yazısını görünce şaşırmıştı Aidan.
Anlamıyordu.
İnsanların yaşamı onun yaşamının çok küçük bir kısmı kadardı ama o kısa zamana bile dayanamıyorlardı.
Mağaranın önüne geldi, yavaşça açtı.
Ve bir şok geçirdi.
Tüm oyuk kadınsı eşyalarla doluydu.
Biraz ileride eski sevgilisi Hayley duruyordu.
O sarı saçları, Aidan'ın içindeki insan duygularını harekete geçirdi.
Ama o bunun hangi duygu olduğunu anlayamıyordu.
Çünkü o tam bir insan değildi.
En iyi bildiği duygu nefretti, bu yüzden ona da nefret duyduğunu düşündü.
Onu özlediğini anlayamamıştı.
Sevgilisi Hayley ona sarılmaya çalıştığında onu sertçe itti.
''İstemiyorum seni. Senden nefret ediyorum. Benim evimde kalmana izin yok.Seni Büyük Hubart'a şikayet etmemi istemezsin değil mi? Hatırladığım kadarıyla o senin annenin soyundan geliyor.''
Aidan'ın bu sert tepkisine ilk önce şaşırdı, sonra eski haline dönüp konuşmaya başladı.
''Sen de biliyorsun, biz melezlerin dünyaya inmesi yasak. Sen o kuralı bozdun ve cehennemden atıldın. Dünyaya inmemiz bir felaket olur. İnsan kılığına girebiliriz. Şeytanlarla insanlar arasındaki dengeyi bozabiliriz. Bu çok tehlikeli bir şey. Biz melezler şeytanlar için bir utanç kaynağıyız. Onlardan düşük bir soyun geni var içimizde. Birbirimize destek olmamız gerekirken sen neden bu kadar acımasızsın?''
Hayley ağlamaya başladı.
Aidan'sa duyguları iğrenç buluyordu.
Duygular sadece hata yapmaya yarardı.
''Anlamıyorsun Hayley. Sen onları tanımıyorsun. İnsanlar çok saf. Hatta biz melezlerle şeytanların farklarını bile bilmiyorlar. Ben artık dünyada kalmaya karar verdim. Sakın peşimden gelme.''
''Sen buraya aitsin Aidan. Bırak da beraber mutlu olalım yine.''
''Sadece tılsımlarımı ve bedenimi alıp gideceğim.''
Hayley bir bedene bir de Aidan'a baktı.
Aidan'ı o vücutta düşünemedi.
''Sen benimsin. Dünyaya ait değilsin. Bizim evimiz burası. Aramıza hiçbir bedenin girmesine izin vermeyeceğim. Sen 1040 yaşındasın ve 23 yaşında bir insana benzemek istiyorsun. Kendini küçük düşürüyorsun.''
Ama Aidan bedeni alıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazoşist ve Şeytan. ×
FantasyŞeytan her zaman insanlarla oynar. Ama bu sefer biraz farklı.