8.

6 0 0
                                    

Gözlerimi açtığımda hastanede olduğumu fark ettim. Mert ve Murat da yanımdaki koltukta uyuyakalmışlar. Bayıldığımı anladım. Elbette kötü bir durumum yoktu ama şaşkınlıktan olsa gerek bilincim kapanmıştı. Tuğçe nereye gitmiş olabilir? Onunla konuşup teselli etmem gerekiyor.
"Lara Hanım uyanmışsınız. Sizi taburcu edeceğiz. Hafif bir baygınlık geçirmişsiniz."

"Tabi hemşire hanım."

O sırada Mert uyandı.

"Ne oluyor?"

Sorusuna karşılık güldüm.
"Çıkış işlemlerini halleder misin Mert?"
"Tabi."
Mert, Murat'ı da uyandırdı ve odadan çıktılar. Ben de biraz sonra çıktım. Hastanenin bahçesinde bizimkilerin yanına geldim.
"Cafeye gideceğim. Tuğçe ile konuşmak istiyorum."
Murat onayladı.
"Tamam. Biz de haklı bulmuyorduk Tuğçe'yi karşılıksız sevgisi yüzünden ama yanında bulunmak gerekiyor. Arkadaşlar böyle yaparlar."
Başımla ona hak verdiğimi belli ettim ve hastanenin bahçesinden çıktım. Bütün bu olanları düşününce garip geliyordu. En iyisi bütün her şeyi Tuğçe ile konuşmaktı. Cafeye yaklaştığımda Tuğçe'yi aradım.
"Merhaba Tuğçe."
"Merhaba Lara."
Sesi boğuk geliyordu. Bütün bu yaşananlar onu yormuş ve kırmıştı. Çaresiz hissediyor olmalıydı...
"Sizin evin karşısında bir cafe var ya, oraya gidiyorum ben. Sen de gel, konuşuruz. Anlatmam ve anlatman gerekenler var Tuğçe."
"Ne konuşması Lara? Ayrıldık Berke ile sebepsizce işte."
"Her şey bu konudan ibaret değil küçük hanım! 10 dakikan var..!"
Az da olsa kıkırdadı. Bunu telefondan duydum.

                          *****

Cafeye geldiğimde boş bir masa seçtim ve Tuğçe'yi beklemeye başladım. Zaten bekletmedi o kadar. Geldiğinde yerimize yerleştik. Teni solgun görünüyordu.
"Hoş geldin Tuğçe."

"Geçsek bu hoş-beş faslını..."

"Tamam. Anlat bakalım neler neler yaşadınız Berke ile?"

"Hiç... Gezdik dolaştık. Her seferinde pek bir sıkkın, isteksizdi benimle bir şeyler yaparken ama her bir derdime olumlu cevaplar veriyordu ve ben karşılıksız bir sevgi içerisinde kaldığımı fark edemiyordum."

"Anlıyorum Tuğçe. Ona olan duyguların?.."

"Ne duygusu! Gerçek yüzü beni çıldırtıyor! Düşündükçe... Ben nasıl bir hata yapmışım Lara! Ondan nefret ediyorum!"

"Biz biziz Tuğçeciğim. Tayfa..."

"Ayrılmayan tayfa..."

Sözünü bitirince sırıttı. Artık mutluydu benim arkadaşım.
Çok mutluydu...
Sade ve samimi bir gülümseme yolladı bana ve konuştu.

"Ee, sen anlat bakalım. Telefonda anlatacakların olduğunu söyledin ama burada bir ben konuşuyorum Lara."

"Anlatmasam daha iyi."

"Anlatmak zorunda olduğunun farkındasın değil mi?"

"Tuğçe... Berke evleniyormuş... Cumartesi günü, Melisa ile. Gizli aşkı Melisa'ymış. Seninle birlikteyken de..."

"Şaşırmadım."

Çok soğukkanlı davrandı ve bu beni büyüledi. Bu normal miydi?
Çok geçmeden sözlerine devam etti Tuğçe.

"Ben Berke'ye, okuldan normal bir çocukmuş gibi bakıyorum. Dedikodusunu bile yapabilirim. Okuldan bir çocuk..."

"Sevindim. Berke daha 17 yaşında değil mi? Evlenemez."

"18 yaşında o."

"Demek reşit oldu. Anlıyorum ama... Takıldığım bir yer var. Ailesi ne demiştir bu işe?"

Okulda İki Yıl Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin