Sen benim ufak gökyüzümsün, seninle sevdiğim gökyüzünü daha çok sevdim miniğim.
Sen benim kocaman denizimsin, seninle sevdiğim denizi daha çok sevdim devim.
Birbirine benzer ama bir o kadar zıt iki insan.
Günler hızla geçiyor ve ben gittikçe tükendiğimi hissediyorum, bunu sende farkediyorsun ama ısrar edip üstüme gelmemek için büyük çaba sarf ettiğini görüyorum. Dediğim gibi sana hayatının en iyi zamanlarını yaşatmaya çalışıyorum. Benimle olan en iyi zamanlarını...
Bugün seninle deniz kenarına gitmeye karar verdik. Malum üç ay kalınca, elimden gelse aynı evde yaşayalım derdim ancak seni korkutmak istemiyordum.
Heyecandan ölmek üzereyim belki de, bugün sana seni sevdiğimi söylemeye karar verdim, sana açılabilirdim umarım. Üç ayı unutup sana tüm kalbimle açılabilirdim. Bu sana haksızlık olur muydu bilmiyordum ama kesinlikle saf duygular içeren kalbime haksızlık olurdu Baekhyun. Tekrar özür diliyorum.
✨✨✨✨
Deniz kenarına gelmiştik, kumların üzerinde boylu boyunca uzanıyorduk.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sen gökyüzüne ben sana bakıyordum. Belki de bu kadar ayrıntılı bakamayacaktım sana bir daha. Bu krizi fırsata çevirmeliydim. Güneş ışığından kısılan gözlerin, saçlarının ahenkle rüzgarla dans etmesi... Huzurlu musun diye sorulsa düşünmeden "Hiç olmadığı kadar." derdim, eminim.
"Bakma şöyle."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rahatsız mı etmiştim? O kadar da kötü bakmıyordum ki.
"Anlamadım."
"Sanki senin gökyüzün benmişim gibi."
Tek cümlesiyle de eritebilme özelliğine sahipti.
"Öylesin çünkü."
Tam kabullenecek misin diye beklerken hiddetle uzandığın yerden kalkıp oturdun.
"Chan? Ne? Sen.. Ne?"
Artık dayanmaya gücüm kalmamıştı derken üç ay ömrümün kalmasının yanında ne kadar bencildim diye düşündüm.
Özür dilerim Byun. Bencil olduğum için özür dilerim.
Senin gibi uzandığım yerden doğruldum ve oturur pozisyona geçtim. Yaptığım ne kadar doğruydu sorgulamıyordum. Dudaklarına koydum dudaklarımı. Belki de bunun ilk olmasının verdiği naziklik ile önce hissetmek istedim. İstemiyor olabilirsin diye de itmeni bekliyordum. Her erkek bunu beklemezdi Sayın Byun değerimi bil. Belki de suratıma bir iki tane vurup burayı terkederdin ve ben de ölmeyi beklerdim ha?
Öylece duruyorduk, ikimizde dudaklarımızı hareket ettirmemiştik. Dünya kıçını bir tarafa atsa umrumda olmazdı.
Yavaşça ve korkarak öpmeye başladım dudaklarını, başta hareketsiz kalsan da sonra karşılık vermiştin. İşte o an ölsem üzülmezdim diye düşündüm. Son aldığım nefes senin nefesin olurdu en azından.
Tutkulu ama bir o kadar da masumdu öpüşmemiz, nefes almakta zorlandığımda geri çekilmek zorunda kalmıştım. Alnımı alnına dayamış gözlerim kapalı, nefes almaya çalışıyordum.
"Sen benim ufak gökyüzümsün, seninle sevdiğim gökyüzünü daha çok sevdim miniğim."
Dedim yavaşça gözlerimi açarken, gözlerin hala kapalı öylece duruyordun. Masum ve korunmasız.
"Sen benim kocaman denizimsin, seninle sevdiğim denizi daha çok sevdim devim."
Gözlerini yavaşça açarken bunları demiştin ve bir kez daha ölüme sürüklemiştin beni.
Seni bırakmak inan bana her şeyden zor olacak gökyüzüm, ama buna mecburum.
"Seni seviyorum Baekhyun. Duygularımı kabul eder misin?"
"Seni seviyorum Chanyeol. Duygularıma ortak olur musun?."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sana sımsıkı sarıldığım, gülüşünden öptüğüm, utandıktan sonra kızaran yanaklarını ısırdığım, seni özel kılan benlerini saydığım hatta seninle uyuduğum bir gündü o gün. Sen şimdi benim yatağımda mışıl mışıl uyurken ben bunları sana yazıyorum meleğim. Seni seviyorum ve her zamanki gibi özür dilerim. Bunları okurken bana kızacak zamanın bile olmayacak ama ben şimdiden kızıyorum kendime Baekhyun. Merak etme. Kendimi sensizlikle cezalandıracağım.
