Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Seni bana getirdiği için tanrıya şükrediyorum"
"Ben asla senden başkasının olamadım." diye fısıldadım başım göğsündeyken "Ve eminim, eğer seçebilsem ölürken son gördüğüm şeyin senin gözlerin olmasını isterdim."
Tam karşımda duran, bir çift kahverengi göz bana adanmıştı. Kanatlarım kırıldı derken özenle avuçlarının arasında tutmuştu yaralı ruhumu. Fırtına koptu sanarken, ardından çıkan sımsıcak güneşti gülüşü. Kokusu cennet, gözlerinin güldüğünü görmek tüm dünyaya bedeldi. O, benim sığındığım en güvenli limandı. Gökyüzünden düşmüş o güzel melek, oydu.
"Asla, asla sevgilim. Sana kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim."
xxx
Viner çocuk küçük kızın dudaklarında aşkı, ufaklık tekboynuzlusunun gözlerinde umudu bulduğunda yağmur dindi. Bir sabah güzel gülüşlü prens, önünde yaralı bir melek buldu. Öptü, sevdi, yaralarını iyileştirdi. Prens tek gülümsemesiyle acılarını dindirirken, melek masumluğuyla onun kalbine aşkı öğretti.
xxx
"Onun dudakları panzehirdi, benimkiyse zehir. O beni kurtarmaya çalıştı her öpüşünde, ama ben başından beri ölüyordum bilmiyordu..."
Çikolata kahvesi gözlerin, umutsuz maviye hayranlığından doğan imkansız bir aşkın en sırılsıklam hali...