ALFA DEVRİ BAŞLANGIÇ

Geçmiş

Felix taktığı kravatı biraz daha gevşetti.

Baş kurucunun yanına gelerek saygı ile eğildi. Kurumuş dudaklarını ıslatarak konuşmaya başladı.

''herkes sizi bekliyor efendim.''

Baş kurucu kadim dostuna dönerek onu inceledi.

Koyu kahve göz rengine sahip iri gözler,kavisli burun ile bunların bir arada toplayan oval bir yüz ve hafif dolgun dudakları,yakışıklı sayılabilecek bir tip ve değişik gösterecek kaşının hemen yanında bulunan derin bir iz.

Gülümsedi en sıcak gülüşlerinden biriydi bu ''gitme vakti desene Felix.''

Yerinden kalktı ve sert mizacını yüzüne yerleştirdi. Hızlı ve güçlü adımlar ile salona giriş yaptı.

Baş kurucuyu gören büyücü aleminin ileri gelenleri bakışlarını bu güçlü adama topladılar.

uzun boyunun yanında kuzguni siyah saçları ,beyaz teni ve insanı içine çeken derin sis tabakasından oluşmuş gri gözleri ister istemez bütün gözleri üstüne çekiyordu bir de buna baş kurucu olması eklenirse büyük ilgi odağı haline geliyordu.

büyük salonun ihtişamlı kürsüsüne ilerledi.

Ellerinin altında bulunan altın varaklar dan oluşmuş kürsüye bir kere daha baktıktan sonra bakışlarını salonda gezdirdi . Salonun tam ortasında bulunan 4 arkadaşını gördü.

Felix küçük bir baş selamı ile ona bakmaya devam etti.

Sessizlik gürültülü bir iç çekiş ile bölündü.

Baş kurucu konuşmaya başladığında,kürsünün üzerine işlenmiş olan taşlar ışıldadı 6 taştan beş tanesi ışıldadı.

''Bilirsiniz ki kurucular 6 kişiden oluşmaktaydı. Felix Blackwell, Suzanne Love, Adam Cook ,Hector grey ve bendeniz James Albert blake beş kişi oldu değil mi?

Onun hikayesi çok kanattı büyü alemini,o benim biricik eşim kurucu soyunun en değerli mücevherdir.

Tam dört yıl önce,bir pazar akşamı insan ırkına göre çok şiddetli bir fırtına çıktı.O fırtına aslında bizim büyü aleminde ve diğer alemlerde kabul gören, 7 evreni yok etmiş canı susamış bir afetti .Onun adı kargaşa idi.Bir akşam üzeri, kurt adamların başı ile görüşme yaparken camdan aniden giren kabom ile görüşme yarıda kesildi.kurma kuş yani kabom yanıma gelerek eşim lilyden mesaj getirdi. Gelen mesaj aynen şöyle idi ''Albert, biz kapana kısıldık,o çok yakınımızda,kalkan büyüsü yaptım,ama asam ondan kaçarken çatladı Albert tedd...tedd yanımda lütfen buraya gel"

(genç büyücü olayları anlatırken bir ana geçmiş denizinde boğuldu gelin olayı bizde lilyden bakalım..

genç kadın kum havuzunda oynayan oğluna baktı ,koyu mavi gözleri annesinden alınmıştı.kuzguni siyah saçları ve yüzü babasının minyatürü gibiydi. Vaktin akşam olmasına az kaldığını fark edince hızla oğlunun yanına doğru gitti.Küçük çocuğu aldığı gibi bebek arabasına yerleştirdi ve parkın çıkışına doğru ilerledi havadaki garip değişim ile gerildi bedeni,bebek arabası ve kadının etrafını büyük sis tabakası sardı. Lily etrafını saran sis tabakasına baktı ve dokunmasıyla sise değen teninin kurumaya başlaması ve morarması bir oldu. Oğlu tedd ağlamaya başlamasıyla elindeki acıyı unutarak oğlunu kucağına aldı ve sarıldı,oğlunu korumak ister gibi sıkı bir şekilde onu kollarının arasında sakladı ve giderek daralmaya başlayan sisin içinden koşarak geçti. vücudu yanıyor ve derisi morarmaya başlamıştı saniyeler içerisinde.

Sisten kurtulduğu an sendelese de, hızlı bir biçimde başka bir sokağa saptı ve cebinde taşıdığı kurmalı kuşu çıkardı 4-5 kere çevirdi ve olanları anlattı kuş ses kaydından sonra hava 7 kere kanat çırptı ve ortadan kayboldu.Derin nefes alan genç kadın oğlunu öptü ve sarıldı. Onu yatıştırmak ister gibi pışpışladı.Henüz daha 3 yaşında olan oğlunun gözlerinin içine bakarak konuştu'' bir oyun oynayalım küçüğüm baba gelene kadar saklanmalısın tamam mı? '' diyerek onu hafifçe kaldırıma koydu . Küçük çocuk olanları anlamış gibi hızla bulundukları sokaktaki evlerinin önünde bulunan bahçenin birisine girdi ve gözden kayboldu .Derisinin yandığını hissetmeye  yeni başlayan kadın acı ile inledi , yere düştü .Etrafı büyük bir sis kümesi sarmış ve kadını çember ortasında bırakmıştı. Genç kadın giderek daralan çemberde son sözleri''tedd annen seni çok seviyor albert hayatım.'' acı bir feryat koptu,gökyüzünden şimşek çaktı 5 tane aynı yere düştü, aynı sokağa ve albert geldi.Geldiğinde,her şeyin çok geç olduğunu,en acı şekilde öğrendi . Yerde yatan karısı vardı. Sokak sanki bir şey olmamış gibi sessiz ve bomboştu.Tek ses  cılız olan bir ağlamaydı .Sokaktaki evlerden birinin bahçesinden çıktı bir çocuk, lacivert'e yakın olan koyu mavi gözleri sulanmış ,acı ile babasına koşturuyordu.Albert'a tutunduğu gibi anne dedi.Öksüz bir çocuğun ve karısını kaybeden bir adamın yası kaplamıştı sokağı.)