Bölüm 1

233 43 45
                                    

Elimdeki bol yeşillikli salatayı koltuğa bırakıp kumandayla kanallara göz attım. Anladım ki diyet bana göre değil 2-3 gün sonra kuzuya dönüşüp melemekten korkuyorum. Ayaklarımı önümdeki sehpada birleştirerek yanımdaki tabağa elimle daldım. İlkbahardan yaza geçiş yapmış bir kaç sorumluluğu olan sıradan bir ünivesite son sene öğrencisiydim. Ha birde şuan tek kişilik öğrenci evimde haftasonunun tadını çıkarıyorum. Televizyon izlerken gözüm duvardaki yuvarlak saate kaydı, son 10 dakika diyerek içimden geçirdim. Hemen kanalı değiştirerek 10 dakika sonra yeni bölümü başlayacak izdivaç programını açtım. Cidden, en sevdiğimdi. İzlerken garip bir zevk alıyordum anneannemin bende bıraktığı saçma bir alışkanlıktı. Sunucu sahneye oyun havası eşliğinde alkışlarla giriş yaptıktan sonra telefonuma gelen bir mesajla dikkatimi televizyondan ayırdım. Damla, kafede buluşmak istiyordu. Üzüntüyle televizyonu kapatarak bölümü internetten izleyeceğimi aklıma yazdım. Haftasonunun tadı en yakın arkadaşla klimalı bir kafede çıkardı. Bir de soğuk buzlu bir şeyler, tablo tamam.
Damlayla cafede buluştuğumuz sırada televizyona gözüm kaydı. İşte bu, Ayperi sen şanslısın kızım. Esma Kaybol'la başlıyordu. Damlanın da fanı olduğu bir programdı. Bu yüzden ikimizde cafenin televizyonuna odaklandık. Birbirimize sinsi bir gülümseme attık.

"Beyzayla Kağan barışacak, bak gör Ayperi." yan bakışımla karşılık verdim.

"Oğlanın annesi izin verirse neden olmasın." O cadaloz kadının izin vermeyeceğine adım gibi emindim. Teyze, oğluna çiğköfte yoğuracak isot gibi kızlar arıyordu. Beyza denilen kız renkli lens takan bir kızdı.. Bu iş olmazdı kardeş.

Garson geldiğinde iki çay istedik. Soğuk şeyleri boşverdim çay iyidir. Damlayla tartışmalara dalmışken canlı yayına bir telefon bağlandı.

"Evet efenim. Bir canlı yayın bağlantımız var. Alo, iyi günler Füsun hanım yayınımıza hoşgeldiniz." Biraz duraksadım. Ekranın altındaki yazıyı gördüğüm gibi Damlaya baktım. Daha farketmemişti.

"Damla." Ekranı parmağımla gösterdiğimde küçük bir şok yaşayıp gülme krizine girdi.

*Füsun Karanfil / Sivas* Şey, anneannem.

"Esma hanımcığım hoşbulduk sizi severek izliyoz. Sizden bir ricam olucaktı ama."

"Tabi teyzecim buyrun?" Televizyonun sesini biraz daha açar mısınız dedim uzaktan garsona.

"Ayperiiii, sen iziliyon bu programı biliyom kızım. Esma hanım torunum sizin fanınızda." Elimi anlıma alıp yüzümde gezdirdim. Cidden mi ya. Damla yerlere yatacaktı cafede olmasaydık.

"Sağolun efenim eksik olmayın bende sizleri seviyorum." Bir alkış tutuldu sonra anneannemin konuşması için sessizlik oldu.

"Torunum izniniz olursa programa katılcak. Taliplerini bekliyoz."

"Tabiki Füsun hanım pazartesi gelsin stüdyomuza bekliyoruz."

"He Allah razı olsun. Evde kalcaktı yoksa güzel kızım. Hadi iyi günler sağolun."

"İyi günler Füsun hanım ne demek, bekliyoruz Ayperi hanımı pazartesi." Böyle durumlara şey denir ya şey. Hay bin kunduz.

Damlanın gülüşü ilgi çekmiş olacak ki yanımızdaki insanlar bir bize bir televizyona baktığında garson çayları getiriyordu.

"Kalsın." dediğimde garson afalladı, Damlanın elini tuttuğum gibi çantamı kaptım ve mekanın çıkışına doğru hızla ilerledim. Lanet kız hala gülüyordu.

Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemez bir durumdaydım inşallah cafede okuldan tanıdık biri yoktu ayrıca annemin tepkisini çok merak ediyordum ki hayatta izin vermeyecekti. Durun, ben zaten gitmeyecektim oraya.

Vanilyalı Eti PufHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin