Kit akşamüzeri sokaklarda dolaşıyordu. Soluk apartmanına dönme havasında değildi. O akşamki sonbahar rüzgarı her zamankinden daha soğuk olduğundan dolayı elleri cebini buldu.
"Tamamen giyinmiş ama gidicek bir yer yok." Kendi kendine homurdandı.
Sokağın aşağısındaki gece klüplerinden gelen müzik seslerini duyabiliyordu. Bir kaç sarhoş kadın yalpalayarak yürürken yüksek seslerle gülüyorlardı.
"Sanırım bir kaç dolar yapabilirim." dedi kadınlara yürürken. Kadınlardan biri düşmek üzereydi ki Kit onu tutmak için oradaydı.
"Whoa, iyi misiniz?" Diye sordu Kit.
"E-evet!" Kız kekeledi, nefesindeki alkol kokusu Kit'in burnunu yaktı.
"Burada bekleyin. Size bir taksi çağırayım."dedi. Elini kaldırarak durdurduğu taksiye kadınları oturttu. Hepsi bindikten sonra biri kafasını camdan çıkararak seslendi.
"Teşekkürler."
Kit gülümsedi." Asıl ben teşekkür ederim."
Taksi uzaklaşırken Kit arkasını dönüp alabildiği parayı saymaya başladı.
"Bazen sadece çok kolay oluyor."Kit kapkaççılık sanatına ilk başladığı zamanları hatırladı. Küçükken yakalandığı zamanları şimdikine karşılaştırdığında utandırıcıydı. Ancak O'Malley ona yıllar içinde çok şey katmıştı. Kit nasıl vücut dilini okuyacağını, nasıl hızlı olunacağını ve kurbanlarını nasıl seçeceğini öğrenmişti. İlk başladığında bir yabancıya bir şey alma amacı ile yaklaşmak onu dehşete düşürüyordu. Kit herşeyin ne zaman değiştiğinden emin değildi ama şimdi insanların parasını alıp kaçma konusunda son derece rahattı çünkü genelde çok geç oluncaya kadar farkedilmiyordu. Bazen kolaya kaçıp sadece ihtiyacı olanı alıp kaçıyordu ama bazen kendisni zorlamak istiyordu. Kalabalıktan birini seçerken en zorlu olacak olanı saptamaya çalışıp, en zor dikkat dağıtıcı unsuru bulmaya çalışırdı. Belki o adrenalin ve heyecan ona bunu yaptıran şeydi ama O'Malley onu bıraktıktan sonra da devam etti. Belki de onu kanadı altına alan adamın yanındaymış gibi hissettirmesindedi.
Kit in ailesi hapse atıldıktan sonra kendini sekiz yaşında sokakda buldu. Onları bir daha asla görmedi. Görmek de istemedi gerçi, dünyanın en iyi insanları değillerdi. Çoğu zaman uyuşturucudan bitkin düşmüş bir şekilde kıldıkta oturup Kit'e fare kıçı kadar önem vermiyorlardı. Uyuşturucu Kit'ten çok daha önemliydi. Yani hapse girdiklerinde Kit onları bir daha asla görmeme düşüncesi ile üzülmemişti. Hatta bu fikre son derece pozitif bakmıştı. Ancak aynı pozitifliği sosyal servisler onu alıp başka bir yere yerleştirmek istediğinde gösterememişti. Küçükken annesini polisi aramak ile tehdit ettiğinde annesi ona Kit'i alıp evden çok daha kötü bir yere yerleştirecekleri ile ilgili korku hikayeleri anlatırdı.
Kit O'Malley'i hiç aramamıştı tıpkı O'Malley'nin hiç Kit'i aramadığı gibi. Ama bir şekilde birbirlerini bulmuşlardı. Tanıştıkları zaman O'Malley 60'lı yaşlarına merdiven dayamış keskin zekalı yaşlı bir adamdı. Kit'i dar bir sokakta bir fırının egzoz borusunun arkasında yiyecek bir şeyler ararken bulmuştu. Bu sayede sokak kedisi lakabını almıştı. O'Malley Kit'i ona zarar vermeyeceğine ikna ettikten sonra küçük bir lokantaya götürmüştü. Yemeği ödemeyi teklif etmesinden sonra kit haftaların verdiği açlıkla yemeğe başlamıştı. O'Malley kıza bütün soruları sordu. Asıl soru kızın basıl tek başına hayatta kalacağıydı. Kit'in adam için bir cevabı yoktu.
"O zaman ben de sana öğretirim." Yaşlı adam kibarca gülümsedi. Mavi gözleri pırıl pırıldı.
O andan itibaren Kit onun öğrencisi oldu. O'Malley Kir'in hayatındaki pozitif baba figürüne en yakın şey oldu. Tabiki işinde iyileşmeye başladığında O'Malley için birsürü pis işe karıştı ama çok da umursadığı söylenemezdi.
Artık rutine dönüşmüştü.
Bir gün Kit'i kendi yoluna gönderdi. Kit hiçbir şey anlamamıştı. Aile olarak gördüğü tek kişi onu artık çevresinde istemiyordu. O'Malley sadece onun tek başına olmaya hazır olduğunu söyledi ve birdaha asla Kit'e görünmedi. Nereye bakarsa baksın, O'Malley gitmişti. Çocukluktan yetişkinliğe olan sürecin kalanında Kit yalnızdı. Bir kaç kişiyle daha tanıştı, büyük bir çoğunlu bir daire kiralamadan önce kaldığı barınaklardandı. Ancak kimse O'Malley'nin yerini dolduramazdı.Kit Spanky denilen gece kulübündeki titrek ışıklara göz gezdirerek girerken omuz silkti. Gece kulübeleri birinden para almak için en iyi yerlerden biriydi. Yapması gereken tek şey dans pistine çıkıp "kaza eseri" birilerine çarpmasıydı. Lakin günün erken saatlerinde bir kaç tane kolay kişiyi halletmişti. Şimdi kendisini zorlamak istiyordu. Barın kenarına yaklaştı ve oturdu. Barmen kız oturduktan hemen sonra masayı sildi.
"Size ne verebilirim." Dedi barmen.
"Viski, sek" barmen onaylar mırıltılar çıkararak uzaklaştı.
"Vay, normalde bir kadının bu tarz bir içki istediğini duymazsın." Dedi bir ses arkadan. Kit kim olduğunu görmek için arkasını döndüğünde ekinde içkisiyle yakınında duran adama rastladı.
"Sadece o gecelerden birindeyim." Kit iç çekti. Kafasında çoktan adamın kolundaki saati izliyordu.
"Bana be olduğunu anlatabilirsin" dedi adam. Kit adama yaklaşıp elini uzattı.
"Ben Carol."
"Tony." Dedi adam Kit'in elini sıkarken. Kit adamın dikkatini yüzünde tutmak için gülümserken eliyle adamın saatini cebine attı. Tony sadece Kit'in iki parmağını hafif sıkarak aldığı saatin yokluğunu farketmeden konuşmaya devam etti.
Kit tabiki onu tanımıştı. Tony Stark, Stark Endüstri'sinin baş şefi. Sevimli Rolexin gururlu bir sahibi olmuş olsa da şimdi Kit'in trençkotunun cebinde dinleniyordu. İçecekleri gelirken Kit, milyonerden o farketmeden başka beler alabileceğini merak etmişti.
Gecenin sonunda Tony'nin aracı gelmişti ve "Carol" ona arabasına kadar eşlik edip arkasından el dahi sallamıştı.
"Ayın kirası ödenmiştir. Kit Vakfına yaptığınız cömert yardımlardan dolayı teşekkür ederiz Bay Stark." Dedi elindeki saati inceleyerek geceye sessizce gecenin karanlığına kaybolurken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALLEY CAT/avengers TÜRKÇE
Fanfiction" sanırım cüzdanımı çaldı." "Neden böyle düşünesin ki" "Çünkü cüzdanım yok" Yenilmezler Loki ve uzaylılardan oluşan ordusunu yendi. Basit bir bela mıknatısı ile başa çıkabilirler mi? Ya da hırsız düşündükleri kadar basit değil miydi? Kit Dean kimsen...