Başlangıç

9 3 0
                                    

Parça parça eksildiğiniz, zaman dilimlerinde boğulduğunuz, karşınızdakini son görüşünüz olduğunu bildiğiniz halde o son sahneyi yavaş yavaş yaşadığınız oldu mu hiç?

Aynı, en sevilen kişinin sarılma esnasında en sona bırakılması gibi. Sarılma sırası daha ona gelmemiş ama enseniz çoktan his algısını kapatıp, son kişiye saklamış bile.

Ve belkide şuan hayatımın en yavaş sahnesinin rolündeydim. Bir yandan da hızlı geçmesini dilediğim, ama iliklerime kadar kazınıp, unutamayacağım saniyelerimdi.
Bağırmak istedim.

Kırıp dökmek, gitme diye haykırmak istedim. Ağladığını nadiren gördüğüm anlardan bir tanesiydi. Gözlerini açmadı, dudağını ısırdı dudakları ben iyiyim; yüzündeki gölge' bana yardım et' diyordu.

O kadar güçlüydü ki yumruğunu sıkar, gözlerinin işlevini ellerindeki kanlı tırnak izleri yapardı.

"Yardım et. Sana yalvarıyorum yardım et!" Şu ses tonu yüreğime sanki hayatımdaki darbelerin birkaçını birden saplamıştı.

Hadi yapabilirim, acını bitirebilirim. Bencil olamam, nefsimin görüş kabiliyeti için bunu yapamam. Acına son vermeliyim. Kendimi değil, kendimi değil!

Seni düşünmeliyim.

Elimdeki şırıngayı saran yumruğum, narin omzuna hızlıca saplanmıştı.

İçimdeki iplerin koptuğunu hissettim. Yüzüm koynuna sabitlenmişti. Bağırıyordum, gözlerimi açamıyordum. Kafamı kaldıramadım.

Son hissettiğim, acına son veren irkilmendi.
Kollarımda son tepkini vermiştin, ve git gide izin bedenimden siliniyordu.

Ensemde gözlerinden süzülen ıslaklık, senden kalan son izimdi.

"Şş.. ağlama, ne demiştim? Yanında olmadığım zamanlarda;

"Elimi tuttuğunu , sıkıca sardığımı düşün. Sakinleşiyordun hatırla. Ben gene tutarım. "

"Tekrar karşılaşacağız."

Vizyonda Sen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin