Aşka inanmazdım.
Bu senin sayende olmuştu. Aşka inanmamak için o kadar gerçekçi sebepler söylemiştin ki bana, bir an öyle bir kelimenin olup olmamasından bile şüphe etmiştim.
Aşka inanmazdın.
Sana göre aşk, anlık bir şeydi. Aşk vardı fakat bir kaç saniye içindi. Sevgi üstündü, herkesten ve her şeyden. Sevdiğin birinin bir hareketine, bir davranışına aşık olurdun ve sonra onu sevmeye devam ederdin. Tekrar tekrar aşık olmak bu olsa gerek. Sana göre sevgi sonsuzdu, aşk bir an içindi.
Yanlış biliyorsun sevgilim, herkesi sevebilirsin ama sadece birine aşık olursun. Çünkü aşk, onu diğerlerinden ayıran en güçlü sebeptir. Birine aşık olduysan eğer her hareketine ve her davranışına aşıktın zaten. Hiçbir şeyi yanlış gelmezdi, sadece midende kelebekler uçar ve dizlerin titrerdi.
Ve ben, bugün bile, telefonumun son silinenlerindeki fotoğraflarına bakarken, midemde kelebeklerin uçma ve dizlerimin titreme hissini en derinimde acı verici bir şekilde hissediyordum.
Seni her zaman sevdim fakat şimdi aşık oldum.
Senin aşk tanımına göre.
Yine sen haklıydın.
***
Hesaba girdim.
5SOS, Magcon, Halsey, Melanie Martinez ve oyunlar hakkında kitapları vardı. Kapakları birbiriyle uyumluydu ve harika görünüyordu. Bir an için kıskanmıştım ama sonra aklıma ondan kapak yapmasını rica edebileceğim geldi. Onu zorlamayacaktım, sadece rica edecektim. Zaten insanları sıkmayı hiç sevmiyordum.
Mesaj atacağım sırada mesaj atamayacağım aklıma geldi çünkü lanet olası bir fazlalıkla utangaçtım. Utandım ve mesaj atmaktan vazgeçtim.
Tekrar bildirimlerime geldim ama bu sefer gördüklerime şaşırmıştım. Çünkü sabahtan beri stalkladığım kişi panomdaki mesajlardan birine cevap yazmıştı. Gecikmedim ve ben de ona yanıt bıraktım.
***
O mesaj üzerinden o kadar çok konuşmuştuk ki, daha sonra sürekli birbirimizin panosuna mesajlar bıraktık. Kaç yaşında olduğunu henüz bilmiyordum ve bir şekilde senin 'anneciğin' olmuştum. Sonradan yaşını öğrenmiştim -benden büyüktün, evet- ve bu sefer işler tepetakla oldu. Sen benim anneciğim oldun -daha sonra ise tüm bu şeyleri saçma ve çocukça bulduk tabi-. Birbirimizin mesaj panosuna yazmayı saçma bulup özel mesajlardan birbirimize yazdık. Ben her şeyimi anlattım sana. Nerede yaşadığımı, adımı, yaşımı, sevdiklerimi. Senin bana anlattığın tek şey yaşın ve adındı. Adın Lilith'di. Bundan başka hiç bir şey anlatmadın.
İnsanları sıkmayı sevmiyordum bu yüzden seni anlatman için zorlamadım.
Sen de anlatmadın.
İtalik yazılar şimdiki zaman, düz yazılar ise geçmiş zamanı anlatıyor. Araya böyle flashback'ler serpiştireceğim ve sanırım diğer bölümden sonrası text olacak.
*en duygulu bölüm ilan edilir*