Medya:İzel Paker
*Bölüm 1*
Hiçbir gün sıradan değildir. Her günün bir anısı bir hikayesi vardır. Saçmalıyorum. Belki diğer insanlar için durum böyle... Ama ben kesinlikle sıradan bir gün yaşıyorum.
Hergün yaptığım gibi kendimi odama kapattım. Tatil başladıgı günden bu yana farklı bir şey yaptığımı hatırlamıyorum. En son dışarı ne zaman çıktığımı bile unuttum. En azından yaşıyorum.
Kapımın çalınmasıyla irkildim.
"İzel girebilirmiyim. "
" Tabi baba. "
" İzel bildiğin gibi okulların açılmasına bir ay kaldı ve biz hala kayıdını yenilemedik. "babama karşılık vermeden önce derin bir nefes aldım. Evet başlıyorum.
" Babacığım... "olumlu bir şey söyleyeceğimi düşünerek çatık olan kaşlarını indirdi.
" Ben, o koleje devam etmeyecegim. "
Belliki boyle bir şey beklemiyordu. Kaşlarını iyice çattı. Sinirlendiği her halinden belliydi.
" Saçmalıyorsun İzel" işte buda benim beklemediğim bir tepkiydi. Babamın bağırması sonucu hafif irkilsemde çaktırmadım.
"Saçmalamıyorum" babama sesimi yükselttiğim nadir anlardan birisi.
"Beni istemediğim bir okula gönderemezsin. " baba biraz önceki ses tonunun aksine daha sakin ve iğneleyici bir şekilde konuştu.
" Bakta gör küçük hanım"
"Baba, lütfen" sesim yalvarır gibi çıkmıştı. Babam birkaç saniye oylece bakti ve geri eski haline döndü.
"Lütfeni falan yok İzel. O okula gidilecek. "
" Gitmeyeceğim. "babamın ses tonunun aksine baya bir yüksek çıkmıştı sesim.
" Bana sesini yüksetme İzel... "
" ve son olarak o okula gidilecek. " tam cevap verecekken kapıyı sert bir şekilde açtı ve aynı sertlikte kapattı.
Birkaç dakika bomboş bir şekilde kapıya baktım.
" Kapımı böyle çarpamazsın baba. "
Bir dakika ne dedim ben. Acaba duydumu? Yok ya duymamıştır.
" BİR ŞEY Mİ DEDİN İZEL? "
" HAYIR"
Sinirle elimdeki yastıgı kapıya fırlattım. Gözümden bir damla yaş düştüğünde birinin görme olasılıgından dolayı koşarak odamdaki banyoya girdim. Kapıyı arkamdan kilitledim ve duvarın dibine oturarak ağlamaya başladım.
Aradan uzun bir süre geçince yavaş hareketlerle oturdugum yerden kalktım. Ellerimimi ve yüzümü yıkadıktan sonra aynaya baktım.
Koyu kahve saçlarım karışmış, gri yeşil karışımı gözlerimin etrafı kızarmıştı. Bu görüntüyü daha fazla katlanamayacagım için banyodan çıktım. Ve kendimi direkt yatağa attım. Evet, huzur bulduğum şeylerden biride yatmak. Ama her huzurlu anın bir sonu vardır.
"Geeelll" içeri yardımcımız Sema abla girdi.
"İzel Hanım akşama babanızın misafirleri gelicekmiş. Haber vermem istendi. "
" Tamam. Ne zaman geliceklermiş?"
"Yaklaşık bir saat sonra. "üff başımıza bide misafir çıktı.
Aradan on beş dakika geçmesine rağmen hala üzerimi giyinmedim. Yavaş hareketlerle dolabımın karşısına geçtim. En azından annem yurt dışında olduğu için şanslıyım. O iğrenç elbiseleri giymek zorunda kalmayacağım.
Aynı yavaşlıkta dolaptan bordo
t-şhort ve siyah kot pantolon çıkarttım. Üzerimi değiştirdikten sonra banyoya giderek saçımı taradım ve düzleştirdim.
İşlerimi haklettiğimde beş dakikamın kaldığını gördüm. Tam kapıdan çıkacakken giymek için kenara koyduğum kırmızı sporları gördüm.
Hızlı bir şekilde aşagıya indim. Salonun kapısının önüne geldiğimde içeriden sesler geliyordu. Demekki gelmişler.
"Şaka maka 6 yıldır görüşmüyoruz. Oğlun genç adam olmuş. Bizde yaşlandık." şu klişeyi her zaman söylemeseler olmaz mı? Ama bi dakika babam oglun mu dedi? Adamın oglu mu varmış?
"Hatırladığım kadarıyla seninde bi kızın vardı. " evet bu benim.
" Yani ben mi? " uf Çiler sen nerden çıktın.
" Evet tatlım ama sanki birde ablan vardı. " işte bu kesinlikle benim.
" Hıı, şu gereksiz ablam. " içeriden kahkaha sesleri gelince sinirden kızardıgımı hissettim. Çiler bana gereksiz diyo ve içeridekiler gülüyo...
Daha fazla duramayacagımı anlayınca içeri girdim. İçeri girer girmez Çiler'e ölümcül bir bakış attım. Korktuğu için babamın kolunun altına girdi. Herkesin duyacağı şekilde "Geldiii" diye bağırdı. Gözlerimi devirdim ve adama doğru yürüdüm.
"Hoşgeldiniz efendim"
"Hoşbuldum...? " ismimi sorarcasına bana baktı.
" İzel "dedim kibar bir şekilde.
" Hoşbuldum İzel" diye tekrarladı.
Adamla selamlaşmamız bittikten sonra yan tarafta oturan çocuga döndüm. Benim yaşlarımda siyah saçları ve siyah gözleri vardı. Üzerine giyindiği mavi t-şhort ve siyah kot pantolanu ile gayet yakışıklıydı. Onada kısaca bir selam verdim ve Çiler'in yanına oturdum. Biraz bana yaklaştı ve konuşmaya konuşmaya başladı.
"Abla"aynı kısık ses tonuyla cevap verdim.
"Efendim Çiler. "
"Sen benim söylediklerimi duydun mu? "
"Hangilerini? "
"Hani sana gereksiz dedim ya. " bu çocuk gerçekten salak. Ne yani bu velet benim kardeşim mi? Allahımm hangi günahımın sonucu ya?
" Duymamıştım söylediğin iyi oldu. " yüzüne sinsi bir bakiş ekleyerek Çiler'e baktım.
" Ama eğer çikolata kavanozundaki çikolataları bana verirsen bir şey demedin sayarım. "
" Ne? " Çiler' in tepkisi üzerine herkes bize döndü. Ve tabi o çocukta. Çocukla göz göze geldiğimizde ifadesiz bir şekilde bana baktı. İnsan bi tebessüm eder. İnsanlık namına yani. Babamın konuşmasıyla çocukla göz temasını bıraktım.
" Ne oldu Çiler?"Çiler göz ucuyla bana baktı sonra baba döndü.
"Hiiiiç sadece aklıma bir şey geldi. "
" Eminmisiniz Çiler? " babam dik dik bana baktığında aynı şekilde ben de babama baktım. En son dayanamayarak gözlerini kaçırdı. Bu sırada çalışanımız Sema abla sofranın hazır olduğunu bildirdi. Herkes sofraya ilerlerken Çiler beni durdurdu.
" Abla başka bir şey istesen olmaz mı?"
"Hayır"Çiler tam bir çikolata manyağıdır. Annem ve babamdan gizli aldıgı çikolataları bir kavanozda biriktirir . Bu onun için gerçek bir ceza olacak.
"Tamam ya tamam. "Çiler ayaklarını yere vura vura masya ilerledi. Herkes Çilere bakarken Çiler şirince sırıtarak masaya oturdu. Bende daha fazla dikkat çekmeden masaya oturdum. Babam sesini düzelterek konuşmaya başladı.
" İzel biz Arkın amcanla yıllardır beraberiz. Bir karar aldık ve bu senide ilgilendiriyor. " acaba o koleje göndermekten vazmı geçti? İyi de bunun Arkın amcayla ne ilgisi var. Baban heyecanlı nir şekilde konuştu.
" Şirketleri birleştiriyoruz. " uf bumuydu yani tam bir saçma-
" NE" çok ani oldu. Ne yani şimdi babam bu suratsız çocuğun babasıyla ortak mı olacak? Şaşkınlığımı bırakarak şirince sırıttım.
"Sizin adınıza sevindim. "
" Peki o zaman yemeğe başlayabiliriz. " ne yani bu kadar mı?
Ben hala olayın şokundayken Çiler masanın altından, ayagıma vurdu.
" Abla tuzu uzatırmısın? " Çiler'e öldürücü bir bakış attıktan sonra tuzu uzattım.
" Savaş oğlum, sende liseye gidiyordun değil mi? " demek ismi Savaş.
" Evet, on birinci sınıfım. "
" Demek İzel ile aynı yaştasınız. " Savaş'a bakarak hafif tebessüm ettim. İnsanlık namına. O da bana ifadesiz bir şekilde baktı. En son dayanamayarak göz devirdim. Suratsız.Sessiz ortamda kalamayan ben bu sıkıcı sessizliği bozmak ve şu suratsız çocugun bakışlarından kurtulmak için söze başladım.
"Odama geçiyorum ders çalışacagım. " aslında çalışmayacagım. Sözümü bitirmemle Arkın amca söze başladı.
" Hangi ders? " içimden 'ne dersi hacı' demek istesem de dışımdan, sadece
" Edebiyat " diyebildim.
" Sen edebiyat çalışmazsın İzel. "
" Baba, arkadaşı-"babam muzip bir şekilde bakarak sözümü kesti.
"Ders çalışmayacagını herkes tahmin edebiliyor. " oha ya. 'Ben senin kızınım' bakışları atmaya çalışsamda beceremediğim için çok fazla uğraşmadım. Bu sırada benim kurtarıcım olan telefonumun zil sesini duydum.
" Şey ben telefona bakıyım o zaman"
"Kaç bakalım kaç. "babamın sözleriyle omzumun üstünden ona bakarak muzip bir şekilde sırıttım ve odadan çıktım. Odama girdiğimde direkt telefonu aldım ve arayan kişiyi görmemle şok geçirmem bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Humorİşte dolunayın çıkma vakti. Ve unuttuğunuz bir şey var. Dolunay vakti kurtların çıktığı vakittir.