Medya: Savaş Kurt
*Bölüm 2*
Tamam İzel sakin ol. Bu sefer ağlamak yok. Bu sefer ağlamak yok.
Açmadan önce derin bir nefes aldım.
"Ne var? " evet evet kibar olduğum söylenir.
"İzel konuşmamız lazım." soğuk bir şekilde cevap verdim.
"Hayır. "
" İzel lütfen. "
" Hayır diyorum" sesim sonlara doğru iyice yükseldi.
"İzel ben özü-"
"Kes. Sen beni ne yüzle arıyorsun. " konuşurken sesim titremişti.
" Beni bir daha ararsan kötü şeyler olur. "dedim ve telefonu yüzüne kapatıp direkt duvara fırlattım. Yere oturdum. Ağlamaya başladığımda ellerimi istemsizce yüzüme kapattım.
Ağlamam dahada şiddetlendiğinde içeri birilerinin girdiğini hissettim.
" Abla"
"Çiler çık. " yüzümü daha sıkı bir şekilde kapatarak ağlamaya devam ettim. Taki bir çift minik el ellerimi yüzümden çekene kadar.
" Abla üzülme " demesiyle bana sarılması bir oldu.
" Abla nolur üzülme, lütfen. " Çiler'e daha sıkı sarıldığımda ağlamam yavaşlamıştı. Bir iki dakika öyle kaldıktan, sonra Çiler konuşmaya başladı.
" Abla ben düşündümdee çikolata kavanozumu sana vericem. " beni hafifce sarstıktan sonra devam etti.
" Hadi mutlu olsana abla. " bu cümleyi kurduktan, sonra yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Bir insanın başına gelen en güzel şey kendinden 10 yaş küçük kardeşi olması. En azından benim başıma gelen en güzel şey...
İzlenme hissiyle kapıya döndüğümde babam, Arkın amca ve Savaş'ı gördüm. Bu, sefer ifadesiz değildi. Biraz endişe birazda merak vardı gözlerinde. Babamın konuşmasıyla Savaş ile göz temasını kestim.
"İzel ne oldu tatlım? " üff ne diyeceğim ben. Bir ay önce bana tokat atan sevgilim beni aradı. Bende sinirlendim. Oturdum ağladım mı diyeceğim? 3. Dünya savaşı çıkar.
Hafif sesimi düzelterek konuşmaya başladım.
" Önemli bir şey yok. " babam yanımda dizlerinin üzerine çoktü ve anlıma minik bir öpücük kondurdu. Yanımdan kalkarken gözlerimi kapattım. Ve derin bir nefes aldım.
" Uraz kim İzel? " o babamın elinde duran şey benim telefonum mu? İstemsiz bir şekilde yutkundum.
" Bir açıklama bekliyorum. " babamın gözlerine baktığımda sinir ve korkuyu bir anda gördüm. Hiç beklemediğim anda Savaş babamın kulagına bir şeyler söylemeye başladı. Babam yumuşamış bir şekilde Savaş'a baktı.
" Sana güveniyorum Savaş" Savaş onaylar şekilde kafasını salladı.
"Sadece iki dakika. "
" Tamam" ben anlamaz bir şekilde bakmaya devam ederken babam, Çiler'e seslendi.
"Çiler hadi biz çıkalım. "
Herkes çıktıktan sonra Savaş yatağıma oturdu. Bende yerde daha fazla oturmak istemediğim için yanına geçtim.
" İyi misin? "
" Evet ya da hayır" konuşmasına izin vermeden söze başladım.
"Teşekkürler. " Savaş anlamamış bir şekile bana baktı.
" Neden? "
" Bazı şeyleri açıklayamazdım. "
" Nasıl şeyler?"
"Açıklayamayacagım şeyler. "
" Peki. " Savaş'a döndüğümde anlayamadığım bir şekilde bana bakıyordu. Garip bir çocuk.
" Bir bahane bulman lazım biliyorsun değil mi? " biraz düşündükten sonra cevap verdim.
" Ben yalan söyleyemem. "ben bu zamana kadar babama çok nadir yalan söylemişimdir. Onların çoğunuda anlamıştı zaten.
" Ya gerçekleri söyleyeceksin ki söyleyemeyecegin şeyler bu yüzden bir bahaneye ihtiyacın var. Yalan söylemene gerek yok. " anlamamış bir şekilde Savaş 'a baktım.
" Nasıl yani?"
"Sadece bir bahane bul. Yani, doğruya yakın bir şey. " bir şey dememe izin vermeden ayağa kalkıp konuşmaya devam etti.
" İki dakikamız çoktan doldu. "
" Savaş? " ona seslenmem ile durdu.
" Bana neden yardım ediyorsun? "
" Yapmam gerektiğini düşündüğüm için. "
" Peki her yapman gereken şeyi yapar mısın? "
" Kardeşin seni çok seviyor ve üzülmeyi hak etmiyor. "konuşmama izin vermeden devam etti.
" Bence aşagıya inmeliyiz. Sonuçta baban bir türk babası. Kızıyla aynı odadayım. Korkmuyo değilim. " içten bir şekilde gülümsedim.
" Tamam, inelim. " bana son bi bakış attıktan sonra kapıyı, açtı ve çıktı. Hemen arkasından koşarak ona yetiştim.
" Savaş" omzunun üstünden bana baktı.
"Teşekkürler. "hafif tebessüm etti ve yürümeye başladı.
Aşagıya indiğimizde babam ve Caner amca konuşmayı kesti. İkiside bize bakarken babam, konuşmaya başladı.
" İzel daha iyi misin güzelim?" onaylar şekilde kafamı salladım. Savaş'ın oturdugu koltugun karşısına oturdum.
"İzel bazı şeylere açıklık getirmen lazım. " oksürerek sesimi düzelttim.
" Arkadaşımla kavga ettim. " babam onaylarca kafasını salladı.
" Peki Uraz kim? Sevgilin mi? "Savaş'a baktığımda boynunda belirgin bir şekikde gözüken damara baktım. Sinirlenmiş miydi o? Ona baktığımı anlayınca bana döndü ve destek verircesine gülümsedi. Fark ettimde güzel gülümsüyor. Babamın sorduğu cümle yerine oturmaya başladı. Uraz sevgilim mi?
" Hayır baba benim sevgilim yok.Hem ben Verda Su ile tartıştım. " babam bana inanmamış bir şekilde baktı ve daha fazla uzatmak istemedigini belli ederek konuştu.
" Peki. "babam sözünü bitirince caner amca söze başladı.
" Caner biz artık, kalkalım siz biraz yalnız kalın. " cümlesini bitirir bitirmez bana yöneldi.
" Kendini daha fazla üzme. Haketmiyorsun. " dedikten sonra göz kırptı. Arkın amaca gayet karizmatik bir insandı tabi babamdan sonra.
" Peki. " kapıya dogru yöneldiğinde babam konuşmaya başladı." Ben sizi geçiriyim. " Arkın amcayla kapıya dogru yöneldiler. Savaş kapıdan cıkmadan once bana bakarak başıyla selam verdi. Bende gülümseyerek ona karşılık verdim. Değişik bir çocuk.Beş dakika sonra babam, geldi. Tam konuşmaya başlayacakken söze girdim.
" Baba sonra konuşsak gerçekten halim yok. " babam dikkatli bir şekilde yüzüme baktı.
" Üzülmeni istemiyorum. "ayaga kalkıp babama sarıldım.
" Sadece dinlenmem lazım. " babam, onaylar şekilde kafasını salladı.
" Peki ama sonra konuşacagız" konuşmak istemediğim için kafamla onayladım ve odama çıktım. Odama girmemle beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Humorİşte dolunayın çıkma vakti. Ve unuttuğunuz bir şey var. Dolunay vakti kurtların çıktığı vakittir.