1. Bölüm - Yabancı

7.9K 527 476
                                    


  Merlin esneye esneye tahta kapıyı tıklattıktan sonra içeriden sabırsızca yükselen " Gir! " emriyle birlikte içeri girdi. Odayı turlayan sarışın genç adam hemen ona dönüp ellerini beline koymuş ve kaşlarını çatmıştı. " Nerdesin Merlin? Neredeyse öğlen oldu ve ben hala hazırlanmadım! " Merlin bir kere daha esnerken camdan görünen alaca karanlığa bir göz attı. Uykuyla boğulmuş sesi " Daha güneş bile doğmadı Arthur. " diye mırıldanmıştı. " Ne yaptın? Bütün gece oturdun mu? " Aşırı heyecanlı ve capcanlı görünen genç prens cevap vermeden dik dik bakınca Merlin gözlerini devirmekten son anda vazgeçti. Bir prense göz deviremezdiniz, hele de böyle sinirlisine. " Nedir bu telaşın gerçekten söyler misin? " Arthur sabırsızca zırhını işaret ederken söylenmeye devam ediyordu.




" Haberin yok galiba bugün çevremizdeki ülkelerden veliaht prensler ülkemize gelmeye başlayacak. Ben de Camelot adına karşılama komitesinde olduğum için erkenden hazırlanmam gerekiyor. Kimin ne zaman geleceği belli olmaz. "




Merlin esnemesini durdurmaya çalışırken suratı komik bir ifadeye bürünmüştü. Arthur biraz yumuşayarak " Söz veriyorum bu hengame bittiğinde sana bir hafta izin vereceğim. " Merlin kocaman sırıtınca gözlerini yuvarlamış, kollarını ve bacaklarını X şeklinde açarak giyinme pozisyonunu almıştı. Merlin artık bu işte oldukça ustaydı. İlk zamanlardaki gibi hatalar yapmıyor, eli ayağına dolanmıyordu. Hızlı ve seri hareketlerle Arthur' un zırhını giydirdi. Kılıcını da eline verdikten sonra geri çekilecek beğeniyle genç adamı süzdü. Bazı şövalyelerin üzerinde zırh oldukça komik duruyordu ama Arthur sanki bunun içinde doğmuşçasına rahat, kendinden emin ve güçlü görünüyordu. Parlak metalin yansıdığı yakışıklı yüze bakınca, genç adamın kaşlarını kaldırmış kendisine baktığını fark eden Merlin hemen toparlandı.




" Bence kusursuz görünüyorsun. En yakışıklı sen olacaksın inan bana. "




Arthur başını iki yana sallayarak pencerenin kenarına gitti ve artık iyice aydınlanmış havanın ortaya çıkardığı meydanı inceledi. Kameriyeler, çiçek tarhları, konuk kral ve prenslerin atlarının konulacağı alana kadar her şey hazır görünüyordu. Merlin de yanına gelip dışarı bakınca şatonun değişik pencerelerinde de ışıklar olduğunu gördü. Demek herkes bu kadar erken kalkıp hazırlıklara başlamıştı. Bir an kendinden utandı. Arthur' dan önce kendisinin bunu düşünüp erkenden kalkması gerekirdi. Şimdiye kadar ki en büyük toplantılardan biri yapılacaktı. Kral Uther zamanı geçmekte olan anlaşmaları yenilemek ve yeni anlaşmalar için çevre ülke kralları ile veliahtlarını ülkesine davet etmişti. Bu bir ay şenlik ve eğlence dolu ama aynı zamanda çetin politik mücadelelerin olacağı bir ay olacaktı. Kaç ülkenin davet edildiğini bilmiyordu ama Camelot'un en geniş çayırlığında yüzlerce çadır hazırlandığına göre oldukça fazla olmalıydı.




Gözü orman çıkışındaki bir parıltıya takılınca gülümsedi. " Beklediğin misafirler gelmeye başladı. " Arthur da onun baktığı tarafa dönünce ilk kafilenin yaklaşmakta olduğunu görmüştü. Omuzları daha dikleşen, gururlu çenesi havaya kalkan sarışın genç adam kıpkırmızı pelerinini savurarak döndü. Merlin bir an görüntüden sersemlemiş halde ardında kalmış ve ama çabucak toparlanarak koşar adımlarla prensine yetişmişti. Kafile krallığın ana kalesinin ön bahçesine girerken Arthur ve Kral Uther aynı anda giriş-çıkış kapısına vardılar. Uther' in yanında Morgana ve onların ardında Gwen vardı. Gwen dudaklarıyla sessizce " Çok heyecanlı " deyince Merlin gözlerini devirdi. Kral müttefik komşu Kralı karşılarken Arthur' da prens ve iki prensesten oluşan veliahtları karşılamıştı. Prensesler Morgana eşliğinde başka bir kısma götürülürken Krallar da özel toplantı odalarına geçtiler. Arthur' a da genç prensi kalacağı kısma kadar götürmek kalmıştı. Bütün prensler geldiğinde... İşte şenlik o zaman başlayacaktı.

Calleth You, Cometh I - Merlin/Arthur (Merthur)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin