Bölüm:3

11 0 0
                                    

Multi: Pınar

Hepinize merhaba. Hikayemin tanıtım videousu youtubeda var. İzlerseniz çok mutlu olurum. Şuan sorun var buraya yükleyemiyorum. Ama en kısa zamanda hallediceğim. Hikaye neredeyse hiç okunmuyor. Okuyanlardan ricam vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Umarım buralar bir gün değerlenir.

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Şuan polis memurunun önünde altı kız, altı erkek olmakla on iki kişi duruyorduk. Hepimizin hali de bir birinden kötü durumda. Mesela ben Almila ve Pınarın üzerime çıkması sonucu altıma yapmış gibi yürüyordum. Almilanın saçları bonus kafaya taş çıkarak cinsten bir şeye dönüşmüştü.

Barış ve Kutay da abim gibi sinirlilerdi ama daha fazla olay çıkmasın diye sakin durmaya çalışıyordular. Pınarsa üzüntüyle bozulmuş saçlarına ve kiyafetine bakıyordu.

Ben böyle dedim ama şimdi siz sanmayınki onların durumu bizden daha iyi. Aksine onlarda kanamış bir burun var bizde yok. Demekki biz yeniyoruz. Arabada kaza zamanı kafamı bir yeremi vurdum acaba? Neden böyle saçma salak konuşuyorum ki?

Karşımızdaki abimle kavga etmeye çalışan çocuğun burnu kanamıştı. Yanındaki bad boy tipli çocuktasa ikinci dünya savaşından çıkmış gibi bir hal vardı. Gözlüklü ve içlerinde en tatlı olan çocuk kulağında asılı kalan gözlüğüyle hâlâ şaşkınca etrafına bakıyordu. Kızlar desen onlar zaten ayrı bir alem. Kısaca anlatacak olursam kenardan bakınca cennet mahallesindeki kavgaların birinden çıkmışız gibi bir halimiz vardı.

"Çocuklar bakın şimdi ," polis memurunun sesiyle bakışlarımızın odağı masasındaki camdan okuduğum kadarıyla adının 'Arslan Yıldırım' olduğu adama döndü "burada her iki taraf suçlu. Eğer şikayetçi olmak istiyorsanız ucunun size de değeceğini unutmayın. Şimdi isterseniz aranızda halledin istersenizde bu olayla özel ilgilenelim"

Abim biraz düşündükten sonra konuşmaya başladı "biz şikayetçi değiliz memur bey" "bizde değiliz" diye karşıdaki çocuk konuştu. "O halde bir kaç işlemi halledip," kapının hızla açılmasıyla Arslan beyin lafı bölündü.

İçeri heyecanla bir kadın arkasından da onu durdurmağa çalışan bir adam girdi. Kadın hızlıca odayı taradı ve gözlüklü çocuğa doğru koşmaya başladı. "Ay oğluşum, iyimisin? Bir şey oldumu? Yaralandınmı? Ay bide gözlüğü kulağında takılı kalmış." Çocuğun gözlüğünü düzeldip yanındaki polisi arayan kıza sarıldı bu sefer " ay Selinim, yavrum sizlere bir şey oldu sandım. Kalbim durdu vallahi" onu durdurmağa çalışan adama sinirle döndü bu defa " ben sana dedim Halit efendi. dedim bunları karavanla yalnız göndermeyelim  diye. Ama beni dinleyen kim? Gördünmü çocuklarımın başına neler gelmiş"

Kendi çocuklarını mıncırdıktan sonra sıra diğerlerine gelmişti. Abimle kavga eden çocuğa sarıldı bu defa "Kuzeyim iyi misin evladım" kuzey güven verircesine güldü "iyiyim Nermin teyzem merak etme sen" bad boy tipli çocuğa döndü sonra. Yüzünü tutup bir sağa bir sola döndürdü "Ay Doruk yavrum senin alnın kızarmış. Doktora gidelim mi ha gidelim mi?" Doruk ellerini Nermin hanımın kollarına koydu "bir şey olmaz iyiyim ben abla abartma,-kadın yine kafasını sağa sola döndürdü - ama bir az  daha kafamı böyle çevirirsen aynı şeyi söyleye bilirmiyim bilmiyorum".

Polis memuru durumdan sıkılmış olacak ki bir iki kere öksürerek ilgi odağı olmayı başardı. Halit bey bunu anlayıp adamın yanına gitti ve tokalaşırken konuştu "ben Halit Uğralı" eliyle Selini ve gözlüklüyü gösterdi "Selin ve Emrenin babasıyım" polis anladım der gibi kafasını salladı ve durumu Halit beye izah etti. Bizse hala ayakta durup babamların gelmesini bekliyorduk. Aslında kendimiz çıkabilirdik de babamın kesin emriyle kimse bir yere kıpırdayamadı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk TadındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin