2. Bölüm

40 27 5
                                    

İyi okumalar...

    Ahhh...boynum gerçekten çok ağrıyordu. Ama neden?

    Evet en son ne olduğunu hatırlamaya çalışalım. Ben en son bi kitap okuyordum. Evet...evet hatırlıyorum. Kitabı rafına koymak için ayağa kalktım ve duvarın yine hareket ettiğini gördüm ve oraya doğru ilerlemeye başladım ve yine o gözleri görmüştüm. Ve...ve sonrası koca bir karanlık.

Ama kalktım ve etrafıma bakındım ve hala kütüphanede olduğumu gördüm. Ve de kitap açık bir şekilde üzerinde uyuya kalmıştım. Demekki gördüklerimin hepsi rüyaydı. Ve boynumun ağrıması da tuutulmaydı.

    
Hemen kalkıp yanımda duran saate baktım. Olamaz...

Saat 11.59

Vay be... Nasılda uyumuşum ama. Neyse ya benim eve gitmem gerek şimdi annem , babam...

Yani ailemin hepsi beni merak etmişlerdir. Hemen kalktım ve kıtabı yerine geri yerleştirmek için ayağa kalktım ve raflara doğru ilerlemeye başladım. Kitabı geri yerine yerleştirerek uyukladığım masaya döndüm ve bu sefer eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Sanki eşya dediğim çok fazla birşey vardı; telefonum ve çantamdamdan düşmeye yakın anahtarlarım.

Çantamı sırtıma taktım ve kütüphanenin çıkışına doğru yönelmeye başladım. Ve tam çıkarken ayağımın birbirine takılmasıyla yere düşmem bir oldu. Ben hemen sanki hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkarken aklıma dank eden şeyle şoka girmem bir oldu sanki...

Bugün günlerden perşembe ve of ya ben bunu nasıl unuturum ya. Şu an gerçekten s***** ben bugün üniversitenin erkenden kapanacağını unutarak nasıl uyuya kalabirim gerçekten hiç anlamıyorum. Belki bir şanstır diyerek üniversitenin çıkışına doğru ilerlemeye başladım. Ama suç bende hayal kırıklığına uğrayacağımı bildim halde yine de şansımı denemek istemiştim. Olsundu yinede denemiştim... Bu sefer aklıma telefonum gelince hemen çantamdan telefonumu çıkararak kilidini açtım. Oha... üzgünüm ama gerçekten 243 cevapsız aramaya ve 499 tane mesaja gerçekten başka ne denilebilir gerçekten bilmiyorum. Ve şuan gerçekten abartmıyorum. Ve aramaların hepsi annem , babam , abim , ablam ve Isabel'dendi. Hemen rehbere girdim ve tam annemi arayacağım sırada telefonumun şarjı bitti. Te-le-fo-nu-mun şar-jı bit-ti...
Şuan daha deminkinden daha fazla s***** of ya offfff...
- Sen Iphone'sin yaa Iphone... Senin şimdi , şuan da , sana en çok muhtaç olduğum anda nasıl şarjın biterde kapanırsın???

Hemen bu üniversitenin arka kapısı varmı diye etrafıma bakınmaya başladım. Nasıl olmazdı ya olmalıydı. Diğer taraflarada bakacakken duvarda başka bir yansımanın arkamdan hızlıca geçtiğini gördüm.
- Korkmana gerek yok Chloe... korkacak birşey yok. Sen cesursun , sen korkak biri değilsin...

Kendi kendime moral vermeye çalışarak arkama dönmeye çalıştım. Ama lanet olası iç sesim resmen benim morali alt üst ediyordu;
' Chloe boşuna uğraşma sen ödleğin tam önünde gidenisin. Sen korkaksın hemde en büyük korkak... ' diye sinir bozucu bi kahkaha attı ve o kahkaha resmen içimde yankılandı.
' Hayır bikere ben korkak değilim bu 1 , sen resmen bana ihanet ediyorsun bu da 2. Sen nasıl iç sessin ya asıl senin bana moral vermen lazım... ' diyerek iç sesimle savaşıma bir sin verdim.

Off ya resmen şuanda şizofrene bağladım iyi mi?
Hemen kendimi toparladım ve arkama döndüm ama hiç kimse yoktu. Daha iyi bakındım etrafıma ve biraz ilerde duvarin arkasına yaslanmış bir siluet gördüm ve oraya doğru yavaşça yürümeye başladım. Ve birden beni fark etmişki koşmaya başladı. Tabi ben hiç durur muyum? Tabiki de hayır. Bir süre öylece koştuktan sonra ortadan kayboldu resmen.

Bende boş boş etrafa bakmak yerine düşünerek üniversitenin koridorlarında yürümeye başladım. Ve ilerde gördüğüm şeyle resmen havalara uçacaktım. Tabiki de şakaydı. Diyerek kendime göz devirdim. Sonra onları yerden alarak geri taktım.
Haahahahaa... gerçekten bu espiriyi yapmasam içimde kalırdı.

Boyutlar Arası GeçişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin