Bir Bahtsız Genç

1.5K 14 16
                                    

Saçma sistemin gereksiz bir sınavı olan ygs ye giren gençlerden biriydi Emir . Hayatında 1 saat oturup ders çalışmayan , boş zamanlarını okul arkadaşlarıyla pes’te geçiren bu çocuk için ygs tam anlamıyla bir kabus olmuştu . Anne ve babasının yaptığı aşırı baskı ve çevresindeki insanlardan gelen tepkiler onu daha da strese sokup sınavdan düşük almasına sebep olmuştu . İstanbul’da bir düz lisenin son sınıfında okuyan Emir , ailenin tek çocuğuydu . Emir’in okuması anne ve babasının tek dileğiydi . ‘’ Biz okumadık bari oğlumuz okusun ‘’ düşüncesinde olan aile , zor bela geçinmelerine rağmen Emir’in eğitimini her şeyden önemli görüyorlardı . Emir kendi çapında takılan , pek fazla sosyal çevresi olmayan bir çocuktu .

Mizah yeteneği ve zekası en dikkat çeken özelliğiydi . Kahverengi dalgalı saçları , beyaz teni ve ideal vücuduyla göz dolduran yakışıklı bir gençti . Fakat Emir’in okul anıları pek parlak değildi . Takıldığı arkadaş ortamı onu sorumsuz bir çocuk olmasının başındaki en büyük etkendi . Okul çıkışına ayarlanan kavga randevularına asla geç kalmaz , eli kolu yara içerisinde eve gittiğinde sadece düştüğünü söylerdi .  Bir devlet hastanesinde temizlikçi olan annesi Firuze , Emir’in yaralarını sarar ‘’ ah oğlum gene mi kavga ettin ? ‘’ , diye sitem ederdi . Üniversite hayalleriyle yanıp tutuşan Emir , sınavdan başka bir şey düşünemiyordu .

Taa ki  çelimsiz ve orta yaşlı babası Mehmet Bey’in işten çıkarılmasına kadar . Onca olan bitenden sonra götü kaybeden Emir‘in üzerine boş vermişlik duyguları oturdu . Artık sınavı önemsemiyor . kıt kanaat geçinen ailesinin geçimini nasıl sağlayacağını düşünüyordu .Annesine  bir kahvaltı sırasında okumak istemediğini , bir yerlere girip ailesinin geçimini üstlenmek istediğini söyledi . Annesi Emir’in bu sözleri karşısında şaşkınlığını gizleyemedi . Biricik oğullarının geleceğini hiçe sayarcasına gösterdiği bu tutum annesini üzmüştü . Annesinin oku büyük adam ol , kimseye minnet etme vb. nasihatlerini  Emir pek umursamıyor , kulak ardı ediyordu . Ama annesinin üzülmesini istemediğinden sınava girip hiç olmazsa şansını deneyeceğini söyledi .

Bir hafta sonu amcası Niyazi’nin yanına gidip çalışmak istediğini ve başından geçen olayları anlattı . Emir’in bu haline acıyan amcası ihtiyacı olmamasına rağmen Emir’i yanına almayı kabul etti . Emir artık evden okula okuldan iş yerine gider olmuştu . Artık sınavla ilgili hiçbir şey düşünmüyor , Haftasonları  amcasının çiğköfte dükkanında motorlu kuryelik yapıyordu . Yağmurlu bir gün , Emir gene aldığı siparişi adrese götürürken yolda gördüğü kızları kesiyor , yanlarından geçerken yürek hoplatan o kornaya basıp genç kızları korkutuyordu .

Bundan büyük bir zevk alan Emir , son kestiği kızdan kafasını çevirdi fakat yandan hızla gelen Mercedes’i fark etmesi geç oldu . Uzun acı bir fren sesinden sonra büyük bir çarpışma oldu . Çarpışmanın şiddetiyle havada defalarca takla atan Emir , kaldırımın kenarına amele sümüğü gibi yapıştı . Çevredekilerin şaşkın ve korku dolu bakışları arasında Mercedes’ten inen karizmatik ve bir o kadarda şık giyimli adam koşarak Emir’in yanına geldi . Sersemlemiş bir halde olan Emir’in başından akan kanlar durmak bilmiyordu . Emir’in son hatırladığı şey ambulansın o kulak tırmalayan sesi oldu …

EMİRİN YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin