Tatlımsı Misafir

210 11 5
                                    

Kapanan hava yağmurun habercisiydi . Emir’in canı kapalı havalarda sıkkın oluyor , olan biten her şeye lanet okuyordu . Sorduğu soruya bin pişman olan Aslı Emir’in moralinin bozuk olmasına bir anlam veremiyordu . Emir de kabalık yaptığını düşünüp ortamı yumuşatmak için az da olsa sohbete katılmaya başladı .

Biraz sonra araba Umut eczanesinin karşısında durdu . Emir ve Firuze arabadan inerken ‘’ biz buradan yürürüz evimiz yakın zaten ’’ diyerek mahcubiyetlerinin artmasını istemiyorlardı . Bu söz üzerine Aslının ‘’ Hiç olur mu canım , hayatta bırakmam ‘’ bakışları mahcubiyetin ırzına geçti . Biz hemen geliyoruz diyerek eczaneye girdi anne oğul . Reçeteyi eczacıya uzatan Firuze ilaçların fazla tutmaması için Allaha yalvarıyordu . Emirde olandan bitenden habersiz sandalyede oturuyordu . İlaçları masaya koyan eczacı borçlarının 150 lira tuttuğunu söyledi . Bu Firuze için kötü bir haberdi . Acele bir tavırla çantasını karıştıran Firuze bozukluklarla beraber tamı tamına 59 lira çıkarabildi .

Eczacı tanıdık olmadığından bir kıyakta geçemeyecekti . Tam o sırada Aslı içeri girdi . Arabada çok sıkıldığını söyleyip tatlı bir gülümseme ile Emir’in yanına oturdu . Firuze eczacıya kısık bir ses tonuyla ‘’ Bunlar burada kalsın , ben 1 saat sonra almaya geleceğim ‘’ diyerek gözlerini kaçırdı . Aslı her ne kadar bu duruma üzülse de , öylece izlemeye niyeti yoktu . Masanın önüne gelip ‘’ Firuze ablacım benim üstümde para var dilersen ben ödeyeyim eve gidince sen bana verirsin ‘’ diye olayı toparladı . Firuze her ne kadar ‘’ Olur mu öyle şey , sonra gelip alırdım ‘’ tavrını korusa da tekrar gelmeyi bir kenara bırakıp Aslıdan aldığı para ile ilaçların parasını ödemeye razı oldu .

Firuze Aslıya teşekkür etti ve  içinden ‘’ ah şu fakirliğin gözü çıksın ‘’ diye geçirdi . Tam kapıdan çıkıyorlardı ki şiddetli gök gürültüsü eşliğinde yağmurda atıştırmaya başladı . Acele adımlarla arabaya bindiler . Ve Emirlerin evine doğru yola çıktılar . Yaklaşık 5 dakika sonra küçük , izbe mahallelerindeki ufak evlerine vardılar . Arabadan sırasıyla Emir , Firuze , ve Aslı indi . Firuze ‘’ Bize gelsene , hem biraz oturur sohbet ederiz hem de şu ilaç işini hallederiz ‘’ diyerek Aslıyı fakirhanelerine davet etti .

Emirlerin evi müstakil olduğunu için yaz kış serin oluyordu , bu yüzden salonun ortasındaki emektar soba yerini hiçbir şeye kaptırmıyordu . Evin arka tarafında küçük bir bahçe vardı . Bu  bahçe oturup çay eşliğinde sigara içmek için ideal bir mekandı . Bahçenin içerisindeki köpek kulübesi Aslının dikkatini çekti . Emir’e ‘’ Aaa senin köpeğinde mi var ? ‘’ diyerek sordu . Emir ‘’ Vardı ‘’ dedi . Sesi pürüzlü ve gözleri doluydu . Aslı ‘’ Nerde şimdi ? ‘’ dedi . Emir ‘’ Adı Paşaydı , iki yıl önce ona araba çarptı ve öldü . Çok üzüldüğünü belirten Aslı hayvanları çok sevdiğinden bahsetti .

O sırada kapıyı açan  Firuze , Emir ve Aslıya gelmeleri için seslendi . Kapı önünde ayakkabı çıkarmaya alışık olmayan Aslı , şık ayakkabılarını çıkarıp içeriye penti’si  ile girdi . Soğuk betona basan ayakları , adeta feryat figan ediyordu . Firuze sobayı yakmak için bahçeden biraz odun ve kömür getireceğini söyleyip çıktı . Aslı Emire ‘’ Ne tatlı eviniz var ‘’ dedi . Emir ‘’ Ne tatlı ne tatlı ! Kışın kıçımız donuyor ‘’ diyerek güldü .

Kapı çaldı Emir kapıyı açtı . Gelen Emir’in babası Mehmet Beydi . Babasının elindeki poşetleri alan Emir mutfağa geçti . Mehmet Bey salona geçti ve bu hanım hanımcık ,  tatlı kızı görünce şaşırdı . Aslıya  ‘’ Hoş geldin küçük hanım ‘’ dedi . Bu laf Aslının çok hoşuna gitti ve tebessümü ile Mehmet beyi selamladı . İki hoşbeşten sonra  Aslı Emir’e ‘’ bana evinizi gezdirsene ’’ dedi . Emir içinden ‘’ Göt kadar yer , nereyi gezdirecem şimdi diyerek ‘’ kara kara düşündü . Ama Aslının istediğini de geri çevirmedi .

Mutfağı ve oturma odasını gezdikten sonra bir tek Emir’in odası kalmıştı . Emir ‘’ Biraz dağınık olabilir , ben bir toparlayayım ‘’ dedikten sonra sırıtıp odaya girdi . Aslının her  ‘’ Gelebilir miyim ? ‘’ sözü üzerine kıyafetlerini apar topar dolaba tıkıştıran Emir ‘’ Dur az kaldı ‘’ diyerek odada koşuşturdu . Kapıyı açıp ‘’ Buyursunlar ‘’ diyerek Aslıyı odasına davet etti .

İçeri giren Aslı iki katlı ranzanın alt katına oturdu . Emir’in odasını dikkatle inceleyen Aslı ‘’ Neden iki tane ranza var ‘’ dedi . Emirde ‘’ Annemler iki çocuklarının olmasını istiyormuş . Ben büyüdüm diyene kadar benim masraflarımda artmış . Okuldu şuydu buydu derken ikinci çocuğu yapacak fırsatları olmamış . Yapsalar bile bakamayıp cami avlusuna bırakırlardı herhalde ‘’ dedi ve  birlikte gülüştüler .

Aslı Emir’in kitaplığını incelerken oradaki soru bankaları dikkatini çekti . Eline alıp ‘’ Sendemi sınava girdin ‘’ dedi . Emir ‘’ Hiç sorma bana giren çıkan belli değil ‘’ diye düşündükten sonra . Sözlerinin ayıba kaçacağını düşünüp ‘’ Evet maalesef ‘’ dedi ve somurttu . Neden üzüldüğünü soran Aslı Emir’in sınavının kötü geçtiğine kanaat getirmişti . Emir sınavının kötü geçtiğini söyledi . Aslı kitaplıkta duran içi boş soru bankalarını görünce ‘’ Belli oluyor zaten ‘’ diyerek sırıttı . Emire Lys için az bir zamanlarının kaldığını ve çalışmazsa kazanamayacağını söyledi . Aslının sözlerini kulak ardı edip ‘’ he yaw he ‘’ kafasını yaşayan Emir . Suratına yediği yastıkla sudan çıkmış balığa döndü.

Aslı ‘’ Beni dinlemiyor musun sen ! ‘’ diyerek endişesini tekrardan dile getirdi . Emire derslerinin gayet iyi olduğunu boş zamanlarında birlikte çalışabileceklerini ve başarılı olabileceğinden söz etti . Ailesinin durumu belli olan Emir’in okumaktan başka çaresi yok gibi görünüyordu . Emir kendisini bu kadar düşünen bu kızın dediklerine hak verip ‘’ Eee o nasıl olacak ki ? ‘’ diyerek sordu . Aslı cumartesi günleri müsait olduğunu ve birlikte ders çalışmaları için uygun olduğunu söyledi .

Tam o sırada Firuze ‘’ Çocuklar ! Haydi gelin diye seslendi ve içeriye geçtiler . Gürül gürül yanan soba , üşüyen vücudu saran bir ısı ,  çatır çutur yanan odun sesleri , sıcak bir demlik çay ve çıtır çıtır simitler . Bunlar Aslıya her ne kadar uzak olsa da o çok hoşuna gitmişti . Sobanın yanına oturan aslı ‘’ Neden beni bunca zaman böyle bir keyiften mahrum bırakmışlar ki ? ‘’ diye düşündü . Emirle olan planlarını Firuze ve Mehmet’e söylediklerinde . Firuze bu kızı o kadar çok sevmişti ki  artık ona bir ‘’ melek ‘’  gözüyle bakıyordu .

Simitler yenip çaylar içildi . Bir anda çalan telefonla ortamın sükuneti bozuldu . Arayan Aslının babası Kemal Beydi . Aslıya ‘’ Nerde olduğunu , onu merak ettiğini ve çabuk eve gelmesini ’’ söyleyip kapattı . Bu durumda aileden müsaade isteyen Aslı ince  , kırmızı kareli ve içi tüylü montunu giyip kapıya doğru gitti . Aslıyı kapıya kadar geçiren ev halkı onun gelmesinden büyük mutluluk duyduklarını ve tekrar gelmesini istediklerini söyledi . Aslı ‘’ tabi ki gelirim ‘’ dedi ve ayakkabılarını giydi.

Tam kapıdan çıkacaktı ki Firuzenin aklına eczanede Aslının ödediği fatura geldi . Aslıya beklemesini söyleyip hızlıca yatak odasına gitti . Yastık altı tabir edilen yerden Emir’in masrafları için biriktirdiği parayı çıkarttı ve 150 lirasını aldı . Aslının yanına gelen Firuze ona tekrar teşekkür edip parayı uzattı . Aslı ‘’ gerek yoktu aslında ‘’ dese de öyle sözleşmişlerdi .

Arabaya binen Aslı bu sevimli ve bir o kadarda sıcakkanlı aileye el salladı . Aslı yol boyunca Emir ve ailesini düşündü . Emir ise Ecemi ve yarın okulda giyeceği pantolonlarının yerini…

EMİRİN YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin