"DAHA TANIŞACAKTIK"

30 1 2
                                    

Bu adamın bizi getirdiği yer hiçte kötü görünmüyor idi. Etrafıma baktığımda çiçekler, böcekler, kısacası herşey vardı. Aylak dışında tabii.

Ama gözümden bir şey kaçmıştı. Oğuzhan yoktu. Yanımda değildi. Bu odada bütün güzellikler dışında Oğuzhan yoktu. Aslında, kimse yoktu. Tektim. İşin aslı tedirgin olmaya başlamıştım.

BİRKAÇ DAKİKA SONRA

Şu an düşünüyorum da keşke o kızın yanına gitmeseydik. Keşke...

Yan odadan sesler gelmeye başlamıştı. Bağırışma sesleri, odanın soluk duvarlarında yankılanıyordu. Oturduğum sandalyeden kalktım ve ne olduğunu hatırlamaya başladım.

47 DAKİKA ÖNCE

"Beni Hepiniz Tanıyacaksınız "

Bu ses sağlıklı bi insanın sesiydi. Adam tatlı ve uzun boylu biriydi. Kaçmak için çok geçti. Adamın arkasında bir ordu, ellerinde de silahlar vardı. Telsim olmuşcasına ellerimizi havaya kaldırdık ve Oğuzhan bana dönüp kafasını "Hayır"  dermişcesine salladı. Bende "Başka bi şansımız yok, yoksa ölürüz "dedim.

Kaçamazdık. Yorgunduk. Silahları vardı. Teslim olup arabaya binmek en mantıklı olanıydı. Ve en gerilimli olani..

"ÜZGÜNÜM AMA BAYILMANIZ GEREKİYOR " Bayılmadan önce duyduğumuz son kelimelerdi bunlar...

ŞİMDİ

Kollarımda morluk izleri, yüzümde çizikler vardı. Yan odadan Oğuzhan'ın sesi gelmişti. "Size boyun eğmem, kimsenin kölesi olmam!"

Oğuzhan'ın bu cümlesinden sonra bize anayolda bağıran adamın sesi gelmişti. Aynı boğuk ses...

"Bakalım arkadaşın yeni görünümüne ne diyecek !"

Bu cümleden sonra bulunduğum soluk duvarlı odadaki kapı kulpu oynamaya başlamıştı. Hemen tekrar masanın arkasındaki sandalyeye oturdum.

Dışarıdan Oğuzhan geldi. Yüzü kan içinde, kızgın bir şekilde içerde idi. O.  tatlı ve uzun boylu adamın sesi gelmişti.

"Sıra sende "

Elleriyle bana "gel" işareti yapmıştı. Ne olduğundan habersiz yavaşça kalkıp doğruldum. Acaba ne olacaktı. Bunu görecektik. Tatlı adamın yanına gittim. Bana "ÜZGÜNÜM" dedi ve bir magnum dipçiği ile kafama sağlam vurdu. Ve gözlerimi kısa bir süre için kapattım.

Gözlerimi açtığımda karşımda aynı adam telsizde konuşuyor ve birilerine kızıyordu.

"Ne?Aylakların yaklaşmasına sakın izin vermeyin !"

Bulunduğum odada bir masa, iki sandalye ve yerde kan izleri vardı.
O tatlı adam yanıma gelip şöyle dedi.

"Tanışalım mı? "

Bu sözden sonra dışarıdan çığlık ve Bağırışma sesleri gelmeye başladı. Yanımdaki tatlı adam odadan -sinirli bir şekilde- ayrıldı. Ama masanın üzerinde bir şey unuttu ,levye.

Levyeyi o gittikten sonra elime aldım ve sandalyeden kalktım. Odada her ses yankı yapıyordu. Oğuzhan'a avazım çıktığı kadar bağırdım. Dubarlara vurdum, levyeyle kırmaya çalıştım. Duvarlar ince olduğu için birkaç vuruşta çatlıyordu. En sonunda bir cevap aldım. Oğuzhan'da duvarın ardından bana bağırıyor idi. Bende Oğuzhan a seslendim ;

"Oğuzhan geri çekil, duvarlar ince duvarı kırıcam "

Duvarı kırdıktan sonra Oğuzhan da bulunduğum odaya gelmişti. Ve aniden kapıyı birisi açtı. O adam.. O adam kapıyı açmıştı.

Bize kızgın gözlerle baktıktan sonra dilinden şu kelimeler döküldü:

"HADİ AMA ÇOCUKLAR, DAHA TANIŞACAKTIK. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SALGIN : Dünyanın SonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin