Hemen gazetede yazan numarayı aradım. Uygun bulduklarını ve gelmemi, konuşmamızı istediler. Odama çıkıp hazırlanmaya başladım. Zaten düz olan saçlarımı ellerimle biraz oynayarak saç tellerinin biraz daha iç içe girmesini sağladım. Kabarmasını hiç istemeyiz değil mi? Dolabıma yönelip kıyafetlerine bir göz attım. 'Giyecek hiç bir şeyim yok!' diyenlerden değildim. Darpaça yırtık bir kot pantolon üstüne beyaz kalın askılı düz bi badi giyindiğimde hazırdım (multimedia). Çok süslenmeyi sevmezdim. Hele ki iş için. Gereksiz. Çantama birkaç özel eşyamı attıktan sonra evden çıkmak üzere aşağı indim. Ah telefonum! gazeteyi bıraktığım koltuğa uzanıp telefonumu alır almaz dışarı attım kendimi. Hava gerçekten güzeldi. Nisan yaklaşıyordu. Klasik olacak biraz ama kuş sesleri cidden huzur vericiydi.
Adresi ezberlemiştim. Zaten yakındı. Yürüyerek gidebileceğim için de bu işi seçmiş olabilirim. Yürümeyi seviyorum.
Kitapçıya geldiğimde müşteri sanıp yardım etmek isteyen bayana iş için geldiğimi söylediğimde müdürüne bildirmek üzere yanımdan ayrıldı. Yanıma gelen hoş görünümlü 35-40 yaşlarındaki bayı görünce gülümsedim.iyi biri olduğu yüzünde kırışıklıklar oluşmasını sağlayan gülüşünden anlaşılıyordu. Beni yönlendirdi ve kitap okunması için ayrılmış bölümdeki karşılıklı koltuklara oturduk.
"Hoşgeldin."
Dedi çıkarabileceği en sevecen ton olduğunu düşündüğüm bir tonla.
"Hoşbuldum!"
Dedim ben de keyifle. Hey! Kitapları severdim. Burada çalışmak cidden güzel olacaktı. Ve böyle bir müdürle bu umduğumdan daha kolaydı.
"Ben çok fazla konuşmamız gerektiğini düşünmüyorum açıkçası. Maaşın hakkında dert etme. Part Time çalışmak istersin büyük ihtimalle gençliğin en güzel yıllarındasın ne de olsa. Pazartesiden Perşembeye kadar çalışman sorun olur mu? Cuma Cumartesi pazar sana kalsın. Erken çıkarsın zaten, burda tahmin edebileceğinden daha çok kişi çalışıyor. Yormazlar seni."
Ben burayı cidden sevmiştim.
"Dediğiniz gibi özellikle konuşmamız gereken bir konu yok. Bence uygundur!"
Dediğimde yüzündeki gülümseme gözlerine kadar yayıldı. Garip bir şekilde mutlu bir insan. Bu beni de huzurlu hissettiriyordu.
"O zaman bi' işin yoksa hemen başla!"
Dedi ellerini birbirine vurup sevinçle.
Samimiyetle gülümseyip ayağa kalktım.
"Eşyalarımı nereye bırakmalıyım?"
~ ~ ~
Henüz hiç bi ekşın yok farkındayım ama olucak valla yaaa 😭😭😭