"Adamın biri varmış" diye başlayan kaç hikaye dinlediniz? Ben size söyleyeyim: Anlatılanların hepsi kocaman bir yalan. Şimdi asıl hikayeyi ben anlatmaya çalışayım.
Adamın biri varmış. Şaka şaka :) Piyasada hayatın anlamını çözmeye çalışan, sözde zeki ve bir o kadarda entel arkadaş kaynıyor. Hayatın anlamı falan yok. Hayatın, yaşamaya çalışılmışlığı, çalışılmaya çalışılmışlığı ve çalışılamamışlığı vardır. Bu tekerlemeyle yaşlanılmışlığı da görülmüştür. Peki bunlar ile geçen zaman içinde ne yapıldı? Sisteme, zorakiliğe, dayatmaya hatta artık dayanamamaya, düzene ve inanın garip ama görsele dayalı bir yaşam sürmeye çalıştık. Çalıştık diyorum çünkü şuan bile klavyemde "ı" olmamasına rağmen 'düzenli' olsun diye 'i' ye basılı tutuyorum. ;) ve bunu siz rahat okuyun diye yapıyorum. Hadi yine iyisiniz.. Neyse... Düzenden girmişken devam edeyim. Çünkü diğer maddeleri teker teker bölüm bölüm anlatacağım. ( anlatcam de geç ne kasıyon dimi? ) Düzen, sen daha az para harca, daha az gez, daha az uyu diye uydurulmuş kimine göre kapitalist bir benimsenmişlik kavramıdır. Hep düşünmüşümdür! Ev alırken ya da kiralarken söylenen 2 veya 3 oda 1 salon olayı. Hadi tamam misafir cart curt. Onu anladıkta annelerin o salonu düzdükten sonra " bak valla bacaklarını kırarım salona girersen" deyip üstüne birde fantazi ekleyip " hele birde elinde yiyecek bişeyle girip kırık dökersen" diye devam eden, arkasından da kapıyı kilitleyip " neyse ben eşeğimi sağlam kazığa bağlayayımda" kapanışıyla son bulan bu akıl almaz salon düşkünlüğü. Ya noluyor arkadaşım. Benim evim la bura. O zaman ben evin kirasından salon metrekaresini düşerim. Bak olay burada dört duvar arası bir yer değil. Olay içine dizdiği eşyanın düzeni. Çaktın mı? Ne gerek var şimdi? Orası benimde evim. Gelen misafirin mobilya teknisyeni olmadığı sürece sıkıntıda olmaması gerekiyor. Gelecek komşun yiyecek kısırı, iki gıybet kasıp gidecek. Hepsi bu. La onu iste bende yaparım. Oturduğu koltuğun yönü televizyona bakmayınca gıybet yapılamıyor mu? Ne yani? Yıllarca bu salon düzeni bizimle beraber geldi ve gidecekte. Gerek yok. At oraya 5 tane armut koltuk. At 4 tane de sehpa tamam. Daha samimi değil mi ya? Ben bu düzene karşıyım. Bak bu düzen kavramının çok ufak bi örneğiydi sana. Devlet, memleket, dünya hatta evren-kainat düzeninden hiç bahsetmiyorum bile. Çünkü sen kaptın olayı. Aldın mesajı. Harbiden he diye geçirdin ve bitti. Düzenli olmayalım demiyorum. Armut koltukta televizyona dönük durur diyorum. ;)