Çölleşmiş Dönem [1]

[Kitap 6] Bölüm 31: Göksel Göz Açılıyor, İlahi Duygu Beliriyor

Her yerde kan parlıyordu. Waterflame Lotuses, Ji Ning'in çevresinde dönmeye devam etti ve Ning'in kendisi sağlam durmaya ve öldürmeye devam etti. "İlk üç ilahi özellikten birini almalıyım." Ning mülkün ruhunun ne olduğunu hatırladı; En fazla üçüncü ilahi kabiliyeti elde ederdi. Bu dev sarı ayının ne kadar güçlü olursa olsun, malikânenin ruhu, yalnızca belirsiz bir tahminde bulunabilirdi. Ning'in üçüncü ilahi kabiliyete sahip olup olmayacağını kesin bir şekilde söylemek cesaret edemedi.

Bu ne demekti? Ning dışarı çıksa bile, kazanacağını söylemek zordu. Durum böyle olsaydı, elbette Ning dışarı çıkmak zorunda kalacaktı!

"Öldür." Ning'in aklı eski, kurnaz Ji Ninefire'ın net görüntüleriyle doldu; İntiharını tehdit etmek için tehdit eden Granny Shadow; Büyükanne Gölgesinin ayrılmış eski hizmetçisi Ah Xing'in; Kahramanca, kararlı Truecue'nin; Ve elbette, buzul yüzü, sıcak kalpli babası Ji Yichuan'dan. Ve o günden beri ona lütuf eden Beyaz Amca da ...

"Hepiniz yaşamanızı istiyorum! Baba, Beyaz Amca, Patrik. Hep yaşamak zorundasınız. "Ning, ona yöneltilen kuvvetliye baktı ve aklında sadece tek bir kelime vardı - öldür! Öldürmek! Yollarını kısıtlayanları öldürün!

Korumak istediği kişileri vardı! Değer verenler! Kimse onları alamaz!

.......

İlahi tarafından kontrol edilen dokuz kılıç Ning'e yardım ederek yakındaki saldırıları engellemesine yardım edecektir. Bu dokuz kılıç onu destekledi, ancak kendilerini çevreleyen Ning'e doğru fırlattıkça güçlü grup seli tarafından öfkeyle kükreme devam etti. Ning'in mücadelesi çabaları daha zayıf ve zayıflamıştı, ancak bakışları her geçen gün daha da şiddetli öfke ve kararlılıkla çözülmüştü.

Ne yapması gerektiğini biliyordu. Kendi kalbini biliyordu.

"Bang!"

Ruhu içinde, muazzam bir patlama vardı; Pangu, gökyüzünü bölüp evreni kuran bir ses gibiydi. Başlangıçta dokuz uçan kılıç olan Ning'in ilahi irade ... şimdi onun etrafındaki her tek güçlü adamın yerini benzersiz bir netlikle anlayabiliyordu. Vücutlarındaki cilt, et ve saç derilerini her seferinde açıkça hissediyordu. Yakınlardaki zifiri siyah tablet. Büyük masalarla dolu dev tablolar. Her şey onun anlam aralığı içindeydi.

Sanki ... Ning ek bir göz kazandı, etrafındaki her şeyi açıkça görebilen bir göz, hiçbir şeyin kaçmasına izin vermiyordu!

"İlahi duyu!" Ning hemen anladı. Onun kutsal iradesi zaten yeni, daha üst bir düzeye gelmişti. Zifu müritleri genellikle zihinlerini bölme yeteneğine sahipti ve Wanxiang Adeptler çoğunlukla maddi öğeleri kontrol etme yönündeki ilahi iradelerini tezahür edebiliyordu. Sadece Primal Daoists, Göksel Göz'ü açma ve tanrısal duygularını ortaya koyma becerisine sahipti. Birinin ilahi anlamda olduğu her şey sanki çıplak gözle açıkça görülecektir.

Ruhu ilerletmek son derece zordu, ama Ölümsüzler yolunda ruh çok önemli idi. Sadece yeterince güçlü bir ruh, her zamankinden daha büyük miktarda elementel enerjiye emredebilirdi. Sıradan bir ölümlü ölümsüz enerjiyi elinde bulunduysa, tek olası sonuç vardı; Çılgınca patlayan ve kemiklerini ve etini parçalayan, onu öldüren temel enerjiyi ehlileştiremezdi.

Ruhu ilerletmek, görselleştirme teknikleri aracılığıyla, Dao'yu anlama, ruhu desteklemek için beden güçlendirme yoluyla veya kendi iradesine göre eğitmek yoluyla yapılabilecek bir şeydi.

Vasiyetnameyi eğitmek ... bunun için başka bir deyim, kişinin Dao-kalbi eğitiyor olabilir! Onbir yaşındayken Ning zaten 'ilahi irade' seviyesine ulaşmıştı. Son beş yılda, Ning, Dao'yı kavramak, sonuçta Dao Domain seviyesine ulaşma konusunda şaşırtıcı derecede ilerleme kaydetti. Açıkçası, bu onun ruhuna çok faydalı olmuştu.