Simelya;
Küçük yalanlar büyük sırları meydana getirir. Bunu biliyordum ama kendim yaptığımda farkında olmak zordu. Çok zor. Bu yüzden sakladıkça sakladım. Ama sakladıklarımı, saklayamaz hale geldiğimde saklanacak daha çok sey meydana geldi. Gelmesini istemeyeceğiniz şeyler.
★★★Uzay;
Gözlerimi yavaşça araladığımda kanepede uyuyakaldığımı fark ettim, birde havanın hala aydınlanmadığını. Sehpanın üzerinden telefonumu alıp saate baktım, 5.48. Kanepeye geri yattım ve uyumaya çalıştım. Uyuyamayacağımı anlayınca ağır hareketlerle kalktım ve lavaboya girdim. Aynada kendimi görünce kızarmış gözlerim karşıladı beni ilk önce, sonra kurumuş dudaklarım, en son ise stresten yüzümde yavaşça beliren sivilce.Yüzümü yıkadım. Daha doğrusu suyun yüzümü dövmesine izin verdim. Sertçe çarptım suyu yüzüme, sonra daha sert ve biraz daha sert.
Lavabodan çıkıp odama girdim , kendime giyecek eşofman takımı ve spor ayakkabı ayarlayıp üstüme geçirdim. Kulaklığımı ve telefonumu cebime attım. Sonra da sehpadaki mektuplardan 2. sıradakini...
İzmir'in sokaklarında saatlerce yürüdüm. Bir sürü sokağa girdim, bilmediğim yerlere... En sonunda bir banka oturdum ve cebime tıkıştırdığım mektubu ve telefonu çıkardım. Önce telefonun sesini kıstım, sonra bunun yeterli olmayacağını düşünüp tamamen kapattım ve cebime geri koydum.
Bu mektubu da ilki gibi yavaşça açtım, dikkatlice. Etrafıma son bir kez göz gezdirdim ve okumaya başladım.
Simelya;
Yaşadıklarım karanlıkta dans etmek gibiydi,güvensiz.Bu güne kadar bir çok sır saklamıştım. Ama hepsi elinde sonunda elimden kayıp gitmiş ve herkes tarafından öğrenilmişti. Ama bunu kimse öğrenmedi, Uzay'a aşık olduğumu kimse fark etmedi. Ya da ben öyle sandım.
===
O sabah Uzay beni erkenden kaldırmış ve havaalanına götürmüştü. Anladığım kadarıyla kuzeni Ege İzmir'e geliyormuş. Ne kadar heyecanlı olduğu anlatılacak gibi değildi, nefes nefese konuşuyordu. Kuzenine çok değer verdiği belliydi. Keşke benim de bir kuzenim olsaydı diye geçirdim içimden. Uzay'ın hayatını böyle tanımaya devam ettikçe keşkelerim artmıştı. Ama yine de Uzay'a sahip olmak yetiyordu bana. Yetmeliydi. Ben böyle düşünüp dururken Uzay'ın yanımdan koşarak uzaklaştığını gördüm, bende koşmaya başladım ve sonra durdum. Uzay ve Ege olduğunu düşündüğüm kişi sımsıkı sarılmışlardı birbirlerine. Sevilecek bir görüntüydü.
Ege'yle birlikte havaalanından çıktıktan sonra önce Ege'nin bavulunu Uzay'ların evine bıraktık ve sonra üçümüz kahvaltıya gittik. Ege de Uzay gibiydi; samimi, yakışıklı, güzel sohbet ve kibar. Eh biraz da duygusal. Ege 26 yaşındaymış, üniversiteyi bitirdikten sonra Amerika'ya gidip 2 yıl orada kalmış ve ailesine düşkünlüğünden geri dönmüş. Ege geldikten sonra iki kişiden üçe çıktı grubumuz. Ege gelince doğal olarak Uzay'la yalnız vakit geçirememeye başladık. Ama Ege'yi de anlıyordum, o da benim gibiydi, ailesine düşkünkü ve tek arkadaşı Uzay'dı. Hatta kuzen ya da arkadaştan çok kardeş gibiydiler. Onları öyle gördükçe ağzımı daha da kapattım Ege'yle ilgili birşey dememek için. Sonradan bende kardeş gibi görmeye başladım onu, eski rahatsızlığım yoktu artık. Hatta buluşmalara birkaç dakika geç kalsa merak ediyordum hemen. Bir süre daha sonra artık benim için tek farkları Uzay'a aşık olmam Ege'ye olmamamdı.
Aylarca vakit geçirdik, eğlendik, Ege bir-iki kızla çıktı, ayrıldı ona destek olduk ve zaman böyle geçti. Arada hastalığım yüzünden hastane de serum yedim başımda beklediler. Zaman geçtikçe Uzay'da bir kızla çıktı ben sesimi çıkardım. Hatta abartıp bana da birini ayarlamaya çalıştılar, istemedikçe sevdiğim biri var mı diye başımın etini yediler. Hep hayır dedim, Uzay'a aşkımı sakladım. Sakladıkça daha da yalan söylemeye başladım. Yalan ve sır dolu çuvalımı ne olursa olsun sırtımda taşıyacaktım. Uzay'la arkadaşlığımız için yapacaktım. Onu kaybetmemek için.
Ama sonra en çok istemediğim şey oldu. Birisi Uzay'a olan aşkımı fark etti; Ege. Önce Uzay'a söyleyeceğini düşündüğüm için hastalığımı bahane ederek bir süre onlardan uzak durmaya çalıştım ama tahmin ettiğim şey olmadı. Ege Uzay'a söylemek yerine dert ortağım oldu. Uzay'la ilgili her şeyi Ege'ye anlattım, her derdimi ona söyledim ta ki Ege'yi kaybedene kadar. Ege trafik kazasında hayatını kaybetmişti.
Uzay'ın nasıl yıkıldığını görünce ona söyleyemedim. Ege'nin kaza geçirmeden önce telefonda benimle konuştuğunu ve bu yüzden dikkatinin dağıldığını. Ege'nin benim yüzümden öldüğünü...
Ege;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simelya'nın Mektupları
Fanfiction"Aklımda bir sürü soru vardı. Önümde de bu soruların cevabı olduğunu düşündüğüm on mektup."