İNTİKAM

153 7 2
                                    

"Beste!" diye bağırdı yüzsüz kız. Ah yine bu kızla uğraşamazdım. Kaç gündür zaten başımı ağrıtıyordu. Duymazdan gelerek yürümeye başladım. Duymazdan geldiğimi anlamasına rağmen hâla bana yetişmeye çalışıyordu.

"Beste lütfen beni dinle" dedi telaşla. Dinlemek mi? Haftalardır aynı şeyleri söylüyordu. Bıkmıştım artık.

"Seni yeterince dinlemedim mi sence?" dedim alaycı bir sesle. Yine mi yalvarıcaktı? Bu kadar yüzsüz olamazdı değil mi?

"Beste lütfen benim de partiye gelmeme izin ver" dedi. Ah yanılmışım. Bu kız tamamen yüzsüzdü. Gururu da mı yoktu? Onu partimde istemiyordum. Bu parti benim için önemliydi. Önemli kişiler olacaktı. Onun gibi gereksiz birine yer yoktu.

"Seni partimde istemiyorum." dedim. Kelimeleri üstüne basa basa söylemiştim. Sinirlenmeye başlıyordum. İnsanları ezmeyi sevmezdim ama böyle giderse kendimi daha fazla tutamayacaktım.

"Lütfen o partiye gitmem lazım" dedi.

Niye bu kadar istiyordu ki sanki. Onun gelmesine asla izin vermeyecektim. Kendini ne sanıyordu bu. Eskiden benimle konuşmaya cüret bile edemezdi. Şimdi karşımda durup bana yalvarma cesaretini nereden bulmuştu. Sanırım fazla yüz vermişim ben bu kıza.

"Niye? Niye bu partiye gelmek istiyorsun? Ne o bir kaç kez seninle konuştum diye kendini bir şey mi sanmaya başladın. Sen işe yaramaz sürtüğün tekisin. Partime gelip de altına gireceğin birkaç kişi mi bulacaksın? Bir daha yanıma bile yaklaşma!" dedim. Sesimi mümkün olduğu kadar sakin tutmaya çalışmıştım ama yine de bağırmıştım işte. Niye hâla karşımda dikiliyordu sanki. Bu kadar mı yüzsüzdü?

Bir süre sessizliğin ardından telefonum çalmaya başladı. Ezgi arıyordu. Doğru ya bugün beni almaya erken gelmesini istemiştim. Karşımda duran yüzsüze kısa bir bakış attım ve telefonu açtım.

"Birisi değerli zamanımı çaldığı için geciktim. Birazdan ordayım." dedim imalı bir ses tonuyla. Telefonu kapattım ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Ülkenin en iyi okulunda okuyordum. Babam gerçekten de çok ünlü bir avukattı. Yani asla para sıkıntım olmuyordu. Okulda da kimse bana yaklaşmaya cüret edemiyordu. Bunca yıldır insanlardan soyutlamıştım kendimi. Tek bir arkadaşım yoktu. Ama zenginliğim ve güzelliğim sayesinde herkes beni yanında istiyordu. Ben okulun arzu edilen kızıydım.  Asla bir sürtük olmamıştım ama masum olduğum da söylenemezdi. Herkes düzenlediğim partiye gelmek için can atıyordu çünkü yaptığım her partiye aşırı derecede fazla para harcardım. Yaptığım her parti mükemmel olurdu ve ayrıca bu sene gerçekten önemli kişiler gelecekti.

***

Okul bahçesinden geçerek arabaya vardım. Bugün konser ve partide giyeceğim elbisem için ölçülerim alınacaktı. Büyük bir moda evine gittik. Heryerde farklı farklı kumaşlar ve elbise türleri vardı. Çok tatlı bir bayan bizi karşıladı. Kahverengi ipek gibi saçları ve masmavi gözleri vardı. Gülümsemesinde içimi ısıtan bir yan vardı sanki. Uzun zamandır bizi bekliyor olmalıydı.

"Hoşgeldiniz. Bir şey içer misiniz?" diye sordu. Canım bir şey istemiyordu.

"Hayır teşekkür ederim." dedim.

Kadın Ezgi ve beni bir odaya doğru yönlendirdi. Odada bir sürü kıyafet kalıbı, metreler ve mezuralar vardı. Benim ölçülerimi almaya başladı. Bu arada ben de kıyafetimi kafamda tasarlamaya çalışıyordum. Kadın ölçülerimi almayı bitirdi.

"Kıyafetin için aklında bir fikir var mı tatlım?" diye sordu. Kıyafetim siyah ve uzun olmalıydı. Ama modeli hakkında bir fikrim yoktu. Bu kadına güvenmiştim. Sanırım kıyafetimi onun ellerine bırakabilirdim.

"Siyah ve uzun olması gerekiyor. Modelini size bırakıyorum" dedim. Kadın hafif bir şekilde tebessüm etti.

"Ne zamana hazır olması gerekiyor?" diye sordu.

"2 hafta sonra bugün, size vereceğimiz adreste olması gerekiyor." dedim.

"Peki tatlım. Görüşürüz." dedi kadın.

"Görüşürüz." dedim ve oradan ayrıldık. Ezgi'ye baktığımda kıyafeti tamamen kadına bırakmama şaşırmış gibiydi. Ama o kadına güveniyordum.

Konserim ve partim için her şey hazırdı. Sadece şu geçmesi gereken 2 hafta kalmıştı.

Bu benim ilk hikayem yorumlarınıza göre düzelticem :-)

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin