•0.4•

213 18 2
                                    

"Çünkü sana gülmek çok yakışıyor. Ve ben o manzarayı izlemeyi seviyorum."

Jungkook bunu söylediğinde ağlamam biraz kesilmişti ve biraz garip hissetmiştim.

"İlerideki banka otur Young Shin." dediği şeyi yaptım ve gidip banka oturdum.
Yanıma oturacağını düşünmüştüm fakat arkama bir sıra koydu ve sırtını sırtıma yasladı.

"Anlat. Ne oldu?"

"Sana neden anlatayım?"

"Çünkü.." dedi ve sustu. Ardından boğazını temizleyerek devam etti. "Neden olacak canım düştüğünde bile ağlamayan kızın canını bu denli ne yakmış merak ettim."

Hafifçe kıkırdadım. "İşte böyle,gülümse"dedi.

İç çektim ve "Yapamıyorum, canım çok yanıyor. Az önce yaşadığım şeye hala inanamıyorum."

"Anlat belki yardımım dokunur."

"3 yıldır sevdiğim çocuğa bugün açıldım ve bana en yakın arkadaşımdan hoşlandığını söyledi. Ben şimdi ne yapacağım? Onu sevmekten vazgeçemem. Bunu yapamam." dedim ve tekrar ağlamaya başladım.

Jungkook bir süre sessiz kaldı. Ne söyleceğini düşünüyordu sanırım. Birşey söylemedi ve kafasını kafama yasladı. Yumuşacık ipek gibi saçları saçlarıma karıştığında huylanmıştım ama kafamı çekmedim. Bende öyle kaldım.

O sırada sessizce fısıldadı "Yapacaksın Young Shin. O çocuktan vazgeçeceksin."

"Ben ondan vazgeçmek istemiyorum ki onunla birlikte olmak istiyorum. Hem de herşeyden çok."

"Arkadaşından hoşlanıyormuş işte. Sadece bırak gitsin."

Söylediği şeye sinirlenmiştim. Bana yardım edeceğini söylüyordu ama yalnızca sinirimi bozuyordu. Minhyuk'tan vazgeçmek mi? Hah. Bunu asla yapmayacağım.

"Sen sevmek nedir biliyor musun ki böyle kolay bırak diyorsun? Nerden bileceksin ki çevrende yüzlerce kız var ve hepsiyle gönül eğlendiriyorsun. Bir de gelmiş bana bırak gitsin diyorsun. Saçmalık!"

"Beni tanımıyorsun ve hakkımda böyle konuşabiliyorsun öyle mi? Asıl saçma olan bu."

"Seni tanımak da istemiyorum zaten. Saçma olan burda oturup seninle konuşmamdı. Gidiyorum ben." dedim ve bi hışımla oturduğum yerden kalkıp çıkışa yöneldim. Aslında kolumdan tutmasını falan beklemiştim. Bunu neden beklediğimi bilmiyorum ama genelde böyle olurdu. Yani filmlerde.

-Jungkook'un gözünden-

Söylediği sözler kalbimi çok kırmıştı. Ne demek ben sevgiden ne anlarım? Sen yıllardır bir çocuğa kendini kaptırıp beni göremiyorsun ve sevgiden anlamayan ben oluyorum.

Banktan kalkıp gittiğinde arkasından boş bir şekilde bakıyordum. Ne yapacağımı bilemiyordum. Söylediği şeyleri düşündüm. Yani Minhyuk aptalı gerçekten onun en yakın arkadaşından mı hoşlanıyormuş? Bu benim için iyi birşey miydi? Yani sonuçta ondan hoşlanmasa belki de şuan Young Shin'le sevgili olacaklardı. Kafam çok karışmıştı.

Çıkışa kadar hiç kalkmadan bu bankta oturup kalmıştım. Sürekli kafamda birşeyler kurup ne yapacağımı düşünüyordum. Young Shin'e destek olmalıydım ama bunu nasıl yapacaktım? Artık benimle konuşmazdı.

-1 saat sonra-

Bütün gün salak salak çatıda oturduktan sonra kulübe katılmak istemiştim. Hem orada Young Shin'i görebilirdim. Zaten aslında onun için oraya katılıyordum. O da Minhyuk için.

Kulüp bugün sahada toplanıyordu. Hava biraz yağmurlu olduğu için. Sahaya girdiğimde Young Shin'e bakındım. Sahanın en köşesinde arkadaşlarıyla dikiliyordu. Muhabbete katılmıyor, tek bir yere odaklanmıştı. Odaklandığı yere baktığımda Minhyuk'u görmek beni şaşırtmamıştı. Bir anlık kafasını çevirdi ve gözlerimiz buluştu. Ben gözlerimi ondan ayırmadım o ise hemen kafasını önüne eğdi. Belli ki bana hala kızgındı.

Hoca bir saat boyunca bizi karşısına oturtup gelecek ay olan basketbol turnuvası için hazır olmamızı bu sene kesinlikle kazanmamız gerektiğini söyledi. Aslında daha birçok konudan bahsetti ama ben Young Shin'e bakmaktan hocayı dinleyemedim. Hoca sahadan çıktıktan sonra herkes yavaş yavaş dağılıyordu. Minhyuk minderlerin üzerine uzanmıştı ve arkadaşlarıyla konuşuyordu. Young Shin ise sanki onunla yeniden konuşacakmış gibi kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Ve bir anda tahmin ettiğim şeyi yaptı. Minhyuk'a doğru ilerlemeye başladı. Aptalca davranıyordu ve buna izin vermeyecektim.

-Young Shin'in gözünden-

Minhyuk'u düşünmeden duramıyordum. Bütün gün söylediklerini düşünüp ağlamıştım. Eun Bi ise bir kez olsun 'Ne oldu?' dememişti. Belki de bildiği şeyler vardı. Ama şuan bunu düşünemezdim. Minhyuk'a gidip ona onu ne kadar sevdiğimi tekrar tekrar söyleyip inandıracaktım. Ona olan sevgimin büyüklüğünü bilse bana kesin bir şans verirdi. En azından ben böyle düşünüyordum. Tam düşüncelerimden kurtulmuş Minhyuk'un yanına gidiyordum ki bileğimde hissettiğim el ile kafamı arkama çevirdim. Jungkook yüzüme ifadesizce bakıyordu ve bileğimi gerçekten sıkıyordu.

"Bırak."

"Gitme Young Shin. Bunu yapma."

"Seni ilgilendirmiyor benim ne yaptığım. Şimdi kolumu bırak!" dedim ve yüzündeki ifadesizlik yerini sinire bırakmıştı. Hissediyordum.

Etraftaki herkes bize bakarken o beni çekiştirerek sahadan çıkardı. Çok fazla yağmur yağıyordu ve benim üzerimde sadece tişörtüm vardı. Bileğimi elinden kurtararak bağırmaya başladım "Ne yapmaya çalışıyorsun?! Sana gerçekten anlam veremiyorum Jungkook! Hayatıma neden bu kadar karışıyorsun?"

"Ben sadece üzülmeni istemiyorum."

"Sanane!"

"Aptallık etme Young Shin. Seni sevmeyen birinin peşinden koşma! Bu yaptığın sadece seni üzer!"

"Sen de."

"Bende ne?"

"Sende seni sevmeyen birinin peşinden koşma Jungkook."

Sana Tutuluyorum/JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin